- 737 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KİRLENİYORUZ
Hatırlar mısınız “Kirlinmek güzeldir!” diye bir deterjan reklamı vardı. Kirlenmek güzel değil de, maksatları onları temizlemek için deterjan satmak olan o reklam... Kirlenmek güzel midir, değil midir bilmeyiz ama, malesef toplumumuz kirleniyor, kirli toplum haline geliyor.
Kirlenme önce Avrupa`da başladı, hatta Amerika`da... ilginç olayları oralardan duyardık. Soygun, vurgun,talan, kız kaçırma, ırza tecavüz, öldürme haberlerini duyar ilgimizi çekerdi. Belki bazen “Adam sen de!” onlar zaten yabancı... der aldırış bile etmezdik. Hatırlıyorsunuzdur umarım.
Bu kirlenme adım adomım ilerledi tüm Avrupa`yı kapladı, sonra Müslüman ülkelere, daha sonra da tüm dünyaya yayıldı. Kirli bir toplum, kirli bir dünya haline geliverdik. Şimdilerde artık dünyadan kirlilik haberleri geliyor. Öldürme, kaçırma, ırza tecavüz, fuhuş, soygun ve akla hayale gelmeyecek ahlak dışı davranışlar... Neredeyse olağan haberler haline geliverdi.
Sizi bilmem ama beni korkutuyor bu denli kirlilik haberleri. Çünkü tarih okuduk, tarihten ibret almak durumundayız. Kirlenen ve ahlaksızlığı belgelenen toplumları okuyoruz. Hepsinin sonu hüsranla bitmiş, hepsi de helak olup gitmişler. O meşhur deterjanda temizleyememiş onları!..Toprak ve sudan başka temizlik yaramamış onlara... Ad ve lut kavmini helak eden toprak. Nuh Aleyhisselamın uyarılarını dinlemeyen azgın kavmini de su temizleyivermiş. Sanırım bu örnekleri benden daha iyi biliyorsunuzdur.
Günlerdir çıkan TV ve gazete haberleri içimizi karartıyor. Çocuk kaçıranlar, çocuk yaştaki masum yavruların ırzına geçip öldürenler, kadın kesenler, doğrayıp çöp kutusuna atanlar, toplu katliamlar, uyuşturucu ticareti yapanlar, ahlak dışı olaylar, fuhuş sektörünün yaygınlaşması derken gerçekten de kirliliği ayyukaka çıkmış bir toplum haline geliverdik.
Artık Amerika, Avrupa toplumu değil doksan dokuzu Müslüman diye övündüğümüz Türk toplumu da bu kirliliğin içinde debeleniyor. Korkum da bunun içindir ya... Türk ve Müslüman alemine örnek gösterebileceğimiz bizim toplumumuz da malesef kirlenmeye başlamıştır. Kirlenmek ne kelime utanç duyacağımız hadiseler duymaya, okumaya başladık. Bugün mü başladı, tabii ki hayır yıllar önce...
Gökteki melekleri utandıracak hale gelen bu hadiseleri yüzümüz kızarmadan izlemeye, seyretmeye başladık. “Allah`ım içimizde ki beyinsizler yüzünden bizi helal eder misin?” diye hayıflanıyorum, korkuyorum. Çünkü azgın kavimlerin sonucu malesef hep felaket olmuş, ibreti alem için başına bir bela musallat edilmiş. Onun için dua ediyorum: “Allah`ım içimizdi ki kötüler, ahlaksızlar, sapıklar ve azgınlar yüzünden bizi helak etme, bizi onların kötülüklerinden koru, muhafaza et!” diye.
“Bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır” diye bir atasözümüz vardır. Artık her mahallede birden çok kötü, kötüler türediği için mahallelerden, sokaklardan, caddelerden akan kirlilik hepimizi utandırır hale gelmiştir. “Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın!” anlayı ile bugün hepimize değen yılanlarla karşı karşıya kaldık. Bunlar sizi korkutmuyo rmu?
Bu kötülerin, kötülüklerin sizin çocuğunuza bulaşmayacağından, zarar vermeyeceğinden nasıl emin olacaksınız? Hatta onları kandırıp, kötü emellerine alep edip kötüler, kirliler arasına sokmayacaklarından nasıl emin olacaksınız? Sizi bilmem ama, beni korkutmaya, endişelendirmeye, tedirgin etmeye başladı.
Geçen gün sevdiğim, saydığım, değer verdiğim insan emlakçı, YOSİAD Başkanı Mehmet Saygı`nın bürosundaydık. Konu döndü dolaştı, toplumun kirlenmesine geldi. Bir yandan da televizyondan bu haberleri izliyorduk. Bir gazeteci dostumuz Yozgat`ta ki duydukları bu kirliliği anlattı.
Affedin, aile içi şiddetten, tecavüzden, baskıdan söz ederek bir çok örnekler verdı. Alkol, uyuşturucu, kadın ticareti, ırza geçmeler, yakınlara yapılan tecavüz hadiselerini anlattı. Anneye, kız kardeşe, geline,toruna yapılan tecavüzleri anlatınca Yozgat`ta mı? diye sormak zorunda kaldık. Evet malesef Yozgat`ta da bunlar olağan hale geldiyse ateş bacayı, binayı sarmış toplum gırtlağına kadar kirlenmiş demekti!..
Kirliliği, pisliği, rezaleti daha fazla telaffuz edip midelerinizi daha fazla bulandırmak istimiyorum. Bunlar gerçekse kii malesef gerçek ve doğru sahiden de bizim toplumumuz kirlenmeye başlamıştır. Tehlike çanları çalmaya başlamıştır, korkmak, tedirgin olmak, hatta uyanmak, ayağa kalkmak zamanı gelmiş geçmektedir.
Kirliliğin nedeni eğitimsizlik, cehalet ve uygar yaşamdan ayrı kalmadır. Bunda biz eğitimcilerin vebali, sorumluluğu ve günahı büyüktür. Kirlenme cehaletle başlamışsa, egitim ordusu nerde demek geliyor içimden. Bu eğitim ordusu sorumluluktan kaçamaz vebalden kurtulamaz..ç
Geçen gün de yazdım, kötülükler sizi boğmadan siz kötülere karşı tedbir alın dedim. Biz ne yapabiliriz diyenleri duyuyorum. Nemelazımcı, bana ne, benden uzak gitsinler demekle olmuyor. Size de mutlaka bulaşacak ve sizi de can evinizden kötüler vuracaktır. Onun için toplum olarak uyanma, tedbir alma durumundayız.
Çocuğunuzu da, mahallenizi de, çevrenizi de, ilinizi de, ilçenizi de bu kötülüklere karşı korumak, kale gibi sed çekmak zorundasınız! Kirlilik sizi korkutmalı, kirlilik size kendine dön-özüne dön mesajı vermeli. Bilmem ki, uyanmak için tedbir almak için daha neyi bekliyoruz?
Siyasilere gelince, onlara da söylenecek çok sözümüz var, şu çekişmeyi bırakın, ahlaksızlığa, çirkinliğe karşı tedbir alın durdurun şu pislikleri...! yasaları, yetkilileri harekete geçirin...
Ahmet Sargın- Yozgat Şairler ve Yazarlar Birliği Başkanı
www.ilerigazetesi.com