- 643 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
AŞK
Aşk kitabını okuyalı oldukça uzun zaman geçti. Okuduktan sonra, bu yazıyı yazıp, bilgisayarıma kaydetmiştim. Araya başka konular girince, kaydedildiği yerde, bu güne kadar bekledi, durdu. Büyük bir çoğunluğunuzun okumuş olduğunuzdan eminim. Belki bu sitede, daha önce, kitap hakkında görüş bildiren arkadaşlarımız da olmuştur. Ama her görüş birbirinden bağımsızdır ve kişiye aittir. Aşağıda okuyacaklarınız da benim görüşüm.
Aşk ve Elif Şafak.
Elif Şafak. Yazmaya başlamadan önce kısa bir es vermek istiyorum. Çünkü; kelimelerimi özenli seçmek durumundayım. Yazar, kendisi bilmez ama, benim milliyetçi düşüncelerimin dışında yer alan bir yazardır. Ben, hiç bir guruba dahil değilim. Hiç bir görüşü paylaşmıyorum. Genel ağırlığım sol görüşten yana olsa da görüşlerimi hiç kimse ile tartışmam. Ama söz konusu Vatan olduğunda karşımda kimseyi barındırmam. Etnik azınlıklara saygı duyarım ama üstünlük tanımam. Hiç bir gidenin ardından, etnik kökenini kabullendiğime dair, naralar atmam. Hangi siyasi düşünce için olursa olsun Türklüğümden vazgeçmem.” Allah rahmet eylesin “ der, geçerim. “ Ben H.D yim ”. “ Ben E yim “ gibi söylemler bana uymaz.
Bu düşünceden yola çıkarak Türklük ve Türkiye hakkında en ufak bir ters söylemde bulunanı da protesto ederim, kendimce. Onlar bunun farkında olsunlar ya da olmasından, hiç umurum olmaz.
Ben, Orhan Pamuk okumam. Ben, Elif Şafak okumam. Artık Oya Baydar da okumam. Çöplüğün Generali kitabını okudum ama onu da ısrarlar karşısında okumak zorunda kaldım. Bir şekilde içim rahat, en azından, para verip almadım. Okudum, sahibine iade ettim.
Aşk kitabını illa ki tavsiye eden arkadaşıma da aynı sözü söyledim.
Bana " Sana al koynuna yat demiyorum, oku diyorum " dedi.....
Okudum.
Kitabın slogan cümlesi :
" Ya ortasındasın dır Aşk’ın merkezinde; ya da dışındasın dır, hasretinde.. "
Bahsi geçen Aşk, duygusal bağlamda, bildiğimiz türden, çeşitten bir aşk değil. Mevlana Celaleddin-i Rumi İle Şems arasında geçen, birbirlerini arayıp bulmalarından başlayıp kaybetmelerine kadar uzanan bir sürecin öyküsü. Mevlevi felsefesi ile Sufi felsefesi nin güzel bir sentezi.
Sıkı bir araştırma ürünü olduğu daha ilk satırlarda anlaşılıyor. Yazar, kaleme aldığı konuda oldukça donanımlı olduğunu hissettiriyor okuruna. Bazı konulara da özel bir itina gösteriyor. Hatta zaman zaman, benim gibi, kelime seçiminde zorlanıyor bile diyebiliriz. Kritik olaylar, kişiler ve konu seçilmiş. İncitmemek, anlamını aşan kelimeler kullanmamak, adına zaman zaman, köşeye sıkıştığını hissediyorsunuz, yazarın.
Araya serpiştirilen de Ella Rubinntain (40) isimli Amerikalı 3 çocuk annesi bir kadının bildiğimiz anlamda ki Aşk öyküsü.
Mevlana ve Mevlevi felsefesi üzerine çok derin bilgi sahibi değilim. Ama bir süre sonra olacağımı düşünüyorum çünkü Mesnevi yi okumaya başladım. ( hala okuyorum )
Kitaba geri dönersek; Mevlana ve Şems. Daha da bir şey diyemeyeceğim bu konuda. Dediğim gibi, kelimeleri seçmekte zorlanıyorum
40 kural var. Arka sayfada yer alan yazarın söyleşisini okumadan önce bu 40 kuralı Sufi felsefesi ile özdeşleştirip etkilenmiştim. Ama söyleşiyi okuduktan sonra.............................!!!!
Özetle söylersek, okunması gereken bir kitap. Hayata dair çok şey var içinde. Sizi güzel bir iç yolculuğa çıkartıyor ve asla eli boş dönmüyorsunuz.
A bir dakika önemli bir dip not aktarayım, korsan kitaplarda ( ki almayın lütfen. En azından korsandan kitap almayın ) arka sayfa söyleşisi yok. Sadece orijinal baskıda var. Ve o söyleşi çok önemli. ( şimdi korsandan alın bakalım alabilirseniz..:-)))...)
Size güzel de bir hediyem var.
Yılmaz Erdoğan’ın okuduğu en güzel şiir. Taksim Trio eşliğinde. Adrese tıklayın. Erdoğan’ı dinlerken sizin de eşlik etmeniz için şiir le birlikte............
Şems’in gidişinden sonra Hz. Mevlana’nın dilinden dökülen sözler
video.google.com/videoplay?docid=-305073932952869133#
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yad eller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme…
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme!!
Eser Aslanlı
izmir
YORUMLAR
Ben de yeni bitirdim AŞK'I sevgili Eser hanım. Daha önce PİÇ'İ okumuştum ve onu da çok fazla eleştiri aldığı içn okumuştum.
İki kitap arasında kıyaslama yaptığım zaman Aşk'ın gerçekten okunması gerektiğine inanıyorum. Siz kırkıncu kuralı yazmışsınız ya, ben altıncı kuralı kazıdım beynime
"Altıncı Kural: Şu dünyadaki çatışma, ön yargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol kelimelere fazla takılma. Aşk diyarinda dil zaten hükmünü yitirir Aşk dilsiz olur"
Çok güzel bir yazı ve tahlildi sevgili Eser hanım. Teşekkür ederim paylaşımınız için. Sevgiler
Kitap okumak bir zevk, ama o kitabı böylesine güzel tahlil etmek ve ikinci bir gözden okurlara tarafsız olarak iletebilmek apayrı bir hüner ve bu siz de var. Kitap okumayı sevmeyen bir insan bile sizden bir kaç satır okursa eminim en azından kitabı merak ederek alacaktır. Gözlem gücünüz çok güçlü ve onu aktarma...
Saygı ve sevgilerimle...
Ben, hiç bir guruba dahil değilim. Hiç bir görüşü paylaşmıyorum. Genel ağırlığım sol görüşten yana olsa da görüşlerimi hiç kimse ile tartışmam. Ama söz konusu Vatan olduğunda karşımda kimseyi barındırmam. Etnik azınlıklara saygı duyarım ama üstünlük tanımam. Hiç bir gidenin ardından, etnik kökenini kabullendiğime dair, naralar atmam. Hangi siyasi düşünce için olursa olsun Türklüğümden vazgeçmem.” Allah rahmet eylesin “ der, geçerim. “ Ben H.D yim ”. “ Ben E yim “ gibi söylemler bana uymaz.
Bu düşünceden yola çıkarak Türkl
ük ve Türkiye hakkında en ufak bir ters söylemde bulunanı
da protesto ederim, kendimce. Onlar bunun farkında olsunlar ya da olmasından, hiç umurum olmaz.
bu denli birebir eşleştiğim başkaca yönleriniz varmı bilemem.yazmadım hatta kopyaladım.
siyasi ve milli düşüncelerle ilgili satırları
saygılar sayın eser aslanlı
sevgimle