- 874 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMDEKİ ÖZLEM VE BEN-11
O kadar güzeldi ki dışarısı,bembeyaz melekler karşıladı bizi.Ağaçlar,yollar,evler,arabalar her yer..........Lapa lapa yağmaya devam ediyordu,saat altı buçuktu,biraz daha seyredebilirdim.
Kardeşim uyuyor,babam kalkmış yüzünü bahçedeki lavaboda yıkamakta,annem !. Annem de kalkmış bana bakmaktaymış.Hemen yanına gittim "anne her yer bembeyaz,gelin gibi"dediğimde tebessüm etti."Bakmak istermisin,gerçekten çok güzel"dediğimde başınla onayladı.
Ellerinden tutarak yatağın üzerine oturmasını sağladım,başını tutarak yüzünü ovuçlamaya başladı.Yine başı dönmeye başlamıştı anlaşılan,kazadan sonra oldu.Pencerenin yanına getirerek oturmasını sağladım,sırtına kalın bir hırka,başınada eşarbını salıverdim öylesine.Sessiz sessiz izliyor hareket bile etmiyordu .Babam çayı demlemiş masaya getirdi.Bir kaç kahvaltılık birşeyler koydu masaya ekmek almam için bana para verdi "doğru fırına şu manzara karşısında kahvaltı yapalım "dedi gülümseyerek.
Dışarda olmak ne güzelmiş kapının önüden bir baktım şöyle yürümeden,bembeyaz heryer hiç kimse yürümemişti.Adımlarım her adımda ses çıkartıyor içine batıyordu.Sağ ayağımı çıkarıyorum "hopp ileri" sol ayağımı çıkarıyorum "hoop ileri" paytak paytak ilerlemeye çalışıyordum.
Cadde’de pek fazla yoktu ama yinede beyazdı her yer.Ekmekleri almış dönerken kapı önünde çetini gördüm.Ellerini ovuşturarak ağızı ile buhar çıkartıyor yüzüne sürüyordu.
"Çetin naber" dedim " okulamı ?" " evet"dedi başını sallayarak,konuşamıyordu soğuktan.
Mehmet amcayı gördüm kapıda kocaman bir şeydi zaten görünmemesi ne mümkün.Kocaman elleri ile Amerikalı arabasının ön camındaki karları bir kerede temizleyiverdi.Kapısını açtı ve içeri girerek oğluna söylendi" geç arabaya".
Çetin bir evin bir oğluydu,ayağında siyah yarım bir bot,arabaya yöneldi.Önümden geçerek Amerikalı arabalarının kapısını açtı ve içeri fırladı.Araba çalışır vaziyette bekliyorlardı."Eyvah! kahvaltı yapacaktık.Hemen eve geçtim.Babam kızmıştı ama bir şey söylemedi.Ne varsa yedik.Yedik yemesine de,daha okula gitmeden ayaklarım donmuştu,buz kesmişti.Ekmek alıp gelene kadar lstik ayakabılarımın kenarlarından su girmiş çoraplarımı ıslatmıstı.
"Baba" dedim "ne zaman ayakabı alacaksın bana",elindeki son lokmayıda masanın üzerine bıraktı ve dışarı bakarak "yakında oğlum çok yakında " dedi ve cebinden sigara çıkartı yaktı,bahçeye çıkarak.Saat yedi buçuğa geliyordu hemen çıkmam lazım dedim ve babamdan harçlığımı alarak okulun yolunu tuttum.o kadar çok yürüyerek gitmek istiyordum ki buz ayaklarım müsade etmiyordu.
Caddeden dolmuşa bindim ve okula sekiz olmadan varmıştım.Birkaç gündür okula gitmiyordum özlemişim.Şimdi herkes bir şeyler soracaktırlar "neredeydin?".Sevgili dostum salih’i de görmüştüm uzaktan yürüyerek geliyordu.Üzerinde ceket ve spor ayakabı,bir eli cebinde diğer elinde kitaplar,başını hafif öne eğmiş,omuzlar kalkmış vaziyette.
"Günaydın" dedim"günaydın" dedi ve sarıldı "nasıl oldu anacığımız".Gözlerim doldu yine.Ulan nasıl bir adamdım ben ya!.Annemin yanında ağlamıyor onun yanından uzakta gümbür gümbür."Ağla,ağla rahatla biraz" diyerek beni teslli etmeye çalışıyordu.
"Sana bir süprizim var!,uzun tenefüste seni bir yere götüreceği, tamam ? ".Anlamamış ama "tamam" demiştim.Salih arkadaşımdı çok güvenilir bir çocuktu,"gideriz anasını satim,gideriz".dedim tekrar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.