- 7568 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
AŞIK VE MAŞUK"UN HALLERİ....
Akıl "Ben"im der...
Aşık "Sen"sin der...
Maşuk "O"dur der........
Aşk, habersiz çalar her gönül kapısını. İzinsiz dalıp içeri, yakar aşk ateşini...Alev alev yanmaya başlar gönül...Sonra,harında kavurur onu. Acıdıkça ağlar,ağladıkça yanar,yandıkça pişer aşık..Dumanı ah ile çıkar, zikrile ummana dalar sonra.
Akıl karıştırmaya çalışır her daim... Sorgular-sorgular... Ama aşk dinlemez onu...Engel tanımaz. Maşuk, aşıkın gelmesini bekler hep. Aşıksa, maşukun mütebessim halinden haberdardır. O yüzden maşuk, bakar aşıkın gözlerine...Gözlerinin tam içine dalar.. Görür aşık ama,eğer başını...Gönül aynasında izler maşukunu. Sonra damıtır maşuk aşkın mayasını aşıkın usuna. Aşık ve maşuk niyazdadır birlikte.
Akıl söylerde söyler... Bazan sözcükler bir zehir, bazan bal diye akar ondan. Aşık hem dinler,hem inler... Maşuksa sabırla sadece dinler . Aslında, maşuk koşmak ister aşıka her daim... Yanmak ister aşk ile birlikte... Beraberce...Ama nazından gidemez ona. Aşıktan bekler gelmeyi. Aşık dalgın, maşuk aygın, bekler bekler öylece.
Akıl hep dil ile konuşur... Yaralar,yamalar,parça parça bölerde böler. Aşık, suskun bakışıyla konuşup, gönlüyle bakar. Maşuk anlar aşıkın bu halinden, güler de güler . Güldükce maşuk, çözülür aşık... Söylerde söyler sonra... Ne kelam yeter, ne zaman ona. Aşık divanedir, maşuksa bir hülya...
Akıl, yaratıldığı andan başlar ve konuşur konuşur. Aşık suskundur... Meryem orucu tutar. Sabrı diline süs eyler...Ben seçildim, övüldüm der. Maşuk ise, bakışıyla nazar eder. Eken ve toplayandır maşuk. Aşık ağladıkça, maşuk toplar gözyaşlarını aşıkın... Merhem olup sarar yaralarını, bir bir. Sonra, fırtına koparıp yüreğine, salar çöl rüzgarlarını onun üstüne. Savruldukça yaşlar, yara aldıkça gönül, maşuk bırakıp nazı, koşar aşığa ulaşmak adına... Sahrada hasrettir aşk...
Akıl duygusuzdur. Ne ağlar ne güler. Üretirde üretir yalnızca. Sayar, çarpar ve toplar sadece. Aşıksa, vazgeçmiştir var olan her şeyinden... Hatta canından bile...Geceleri aygın, gündüzleri baygındır onun hali. Maşuk,aşıkın bu halini uzaktan seyredip, gülüşleriyle takip eder aşkını. Nazlandıkça nazlanır maşuk aşıka... Aşık, çektikce çeker cefayı. Maşuk gülerken, aşık hep ağlar. Gün gelecek, aşık, maşukun gülüşünde can bulacakdır. Bilir bunu maşuk, çektirir aşığa...Seviliyor nasılsa...
Akıl ağırdır... İsterse gider. Aşık rüzgardır. İstemesede ulaşır. Maşuk, diyar diyar gurbetlerdedir. Arar aşık maşukunu her yerde... Dağ, taş,bayır, ova, yer,gök,çöl, demez, gezinir durur avare... Sonunda bulur aşık maşukunu, bir zindan içinde... Çıkartıp maşuku derin kuyulardan, oturtur gönül tahtına, bakar bakar ona doymak adına...Ne kadar baksada doyamaz maşukun seyrine. Ve muhabbet şenlendikçe şenlenir sonra...Maşuk sorar, aşık söyler. Ve aşk, hem yakar, hem akar delice...
Aşk cayır cayır yanmaktır...Sonramı? Önce nar,sonra nur olacaktır....
Ağustos 2007....günlükten notlar....
YORUMLAR
ATEŞTEN GÖMLEKTİR
SENİN VE BENİM GİYDİĞİM
KÂH AYRILIK DENİLDİ
KÂH İNCE HASTALIK
ADINA AŞK DEDİLER SEVDİĞİM
KÂH MECNUNDUK KÂH LEYLA
KÂH FERHATTIK BİR DAĞ BAŞINDA
YANDIK KAVRULDUK VE PİŞTİK
PİŞTİKCE GELDİK KENDİMİZE
ADINA AŞK DEDİLER SEVDİĞİM
Nacizane yazınız benim bu satırları mırıldanmama sebep oldu
Saygı ve Hayırlı günler dileklerimle
Yürek Devleti tarafından 7/1/2010 3:40:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yürek Devleti tarafından 7/1/2010 3:41:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yürek Devleti tarafından 7/1/2010 3:41:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
...yakan ateşin içinden seslenmişsiniz sanki..yazınızdan yanık kokusu fazlasıyla yükselmiş :
Maşuk sorar, aşık söyler. Ve aşk, hem yakar, hem akar delice...
Aşk cayır cayır yanmaktır...Sonramı? Önce nar,sonra nur olacaktır....
...Dünyada ateşle imtihan olan dilerim Rabbimden öte alemde ateşte yanmaz...Rabbim merhametinden ve kendi sevgisinden uzak eylemesin bizleri...