Hayat Dersi...
Merhaba arkadaşlar, malun sitemizin yeni bir üyesiyim. Bu da site de yayımlayacağım ilk yazımdır. Umarım olumlu kriterlerinize nail olabilirim...
Reddedildik ama hep onlarla beraber yürümek zorundaydık...Bıldırcın mevsimi gece ava çıkardık.bunun için bir lüks fener, yanında da uzunca sopası bir ağ lazım olurdu, bıldırcın avına çok çıktım.Hep bıldırcının yerini gösteren oldum.Ağı elime alıp bıldırcın yakalamak nasip olmadı.Bazen boş ellerimle yağmurdan ıslanmış bıldırcının üstüne kaleci gibi uçup yakalamaya çalışmışımdır, hep boş topa atlayanlardık biz...Hayatı boşuna uçuşlarla geçmeyen sanmam yazar olabilsin...
Arkadaşlar bir el becerikliliği ile marifetli bilyeli tahta arabalar yapardı. Kornet, Bilyeli kornetleri hiç sevmez korkardım.Çünkü araba yolunda kayılır arabalar önüne çıkardı.Bazı kornetler vardı,dikine direksiyonu, ayakta sürülürdü.Nerdeyse motorsiklet kıvamında hayranlıkla izlerdim. Hep yanlarındaydım üstüne bir defa çıkmak için bana sıra gelmezdi...
Hayatımda hiç kuş vurmadım.Arkadaşlarımın vurduğu kuşların tüylerini üfleyip kanatlarındaki kanamalı yerleri bulup pansumana çalışırdım.Kuş lastiği için çakıllar arasında bilye kıvamında küçük yuvarlak taşlar bulmak için harekete geçerdim.Bir avuç taşla dönerdim, bak olum misket gibi nasıl ağır, nasıl iyi mi derdim ve arkadaşım taşları ağzı sulanmış bir zevkle ceplerine doldururdu ama hiç kuş lastiğim olmadı...
Arkadaşlarımın makaralar dolusu misinası olurdu. Fırlatır fırlatır ne kadar uzağa atarlardı. Gözden kayboldu gibi bunun tadı heyecanı anlatılmaz.Hep yanlarında oturur onlara takılırdım.arada bir arkadaşın çişi gelirse, o kayalıklara doğru gözden kaybolunca,misinasının sahibi gibi oturur misinayı bir müddet özenle ben tutardım.Misina tutmak heyecan vericidir.Miisina tutmamış çocuklardan memlekete hayır gelmez.Misina tutmak çok iler ki yaşlarda kafelerde kız tavlamak için bire birdir.Vurdu mu vurmadı mı? Vurdu olum, vurdu, vallahi vurdu.Tam çıkaramam belki vuruyor, ama senin elin hassas değilse balık kaçar, vuruyor gibi sanki misina hep sankidir. Ben elime ne zaman misina alsam, evet vuruyor, vuruyor içimde bir heyecan balon gibi şişer vallahi vuruyor, deyip hemen çekerim.Tabii ki heyecandan çekerim, içimde balon söner boşuna çekerim.
Babam şöför olduğu halde bir şambyelim olmadı.Deniz kenarında şambyelden daha sefa verici ne vardır? Supabından tutup şişirir sonra üstüne çıkarsın, götün suya gömülür, ellerinle çırpınır, suyu bir o yana bir bu yana atarsın. Ben sırf şambyele çıkıp g..nü suya sokup osurmayı seven çocuklar tanırım, ossuruğun köpükleriyle oynarlar...Dalgalar üstündesin, bir de deniz çalkantılıysa, şambyel kontrol edilmez. Maceralı ve tehlikeli, kayalıklar arasında debelenip durursun.
Bir hayat dersidir; hiç birşeyin freni yoktur...Bu yüzden akıntı ve dalga hızlarını kontrol edeceksiniz yani şampyelim var diye hayat da asla g..tüz kalkmasın...