- 581 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
SOHBET
Sevgili Göktürkmen’e, Ayşegül Güncan’a ve Mavisel’e düşüncelerini belirttikleri için çok
teşekkür ederim.
Bu kısa mektuplar, galiba birazcıkta insanı şımartıyor.
Sevgili Göktürkmen;
"Masa örtüsü" sözündeki düzeltmen için teşekkür ederim.
Eğer burada ( -sal ) eki kullanılsaydı, ( -sel ) olarak ikinci kelimede yer alacaktı, demek ki..
"Söylediklerinize aynısıyla katılıyorum" amaan.. Sizin tesirinizde kaldım.
"Söylediklerinize aynen iştirak ediyorum" diyecektim.
Uçlarda takıldığımı, söylemişsin ki, ben hiç o kanaatte değilim.
İki yüz elli milyon Türk’ün içinde hepimiz varız.
Bazı Arapça ve Acemce kelimeler, istenmese de Dilimiz’e girmiştir. Çünkü Kuran-ı Kerim’imiz
Arapça olarak nazil olmuştur. Ve ne mutlu ki, Kutsal Kitap’ımız Kuran-ı Kerim bizim Kitap’ımızdır.
Sonra, Araplar ve Acemler senelerce Osmanlı İmparatorluğu’nun idaresi altında kalmışlardır.
Bu bakımdan, bu dillerle kelime alış-verişi normaldir.
Kaldı ki, ne Araplar, ne de İran’lılar bize "illa şu kelimeleri kullanacaksınız" diye baskı
yapmışlardı. Arapça ve Farça kelimeleri biz seçerek, severek isteyerek almışız.
Bu mevzuda son cümlem:Yetmiş iki milyon insanımızın büyük bir kısmının ismi de ya Arapça
menşeili ya da Farça menşeilidir, hiç birinden vazgeçemeyiz ki..
"Zırva" ve "saçma" gibi kelimeleri Dilimiz’de bulunsa dahi, ben bu kelimeleri kolay kolay
kullanmam.
Selamlar.
Sevgili Ayşegül Güncan,
Diyorsunuz ki:
"Dil tıpkı insan gibidir. Canlıdır. Doğar, büyür, gelişir ve ölebilir. ..."
Çok doğru. Mesela, manaları üç aşağı, beş yukarı aynı olan: Vetire, müddet, vakit, zaman,
süre ve süreç kelimeleri doğdular, büyüdüler, geliştiler ve bir kısmı öldü, bir kımı da can
çekişiyorlar.
Bütün bunlara rağmen İngilizce’de, İngilizce ile yaşıt olan "Time" kelimesi doğdu, büyüdü,
gelişti ve ölmüyor; ölmeye de niyeti yok.
Benden de Selamlar.
Sevgili Mavisel,
"Türkçe’nin meselelerini ( -sel ) ve ( -sal ) ekleriyle sınırlandırmamak lazım" diyorsunuz.
Çok doğru. Bu, meselelerimizden sadece bir tanesi.
Mesela, Batı’dan Türkçe’ye hücum eden birçok kelime gibi "sezon" kelimesi de, "final"..
kelimesi de Türkçe’mizin meselesidir.
Mavisel Kardeş, benden de Selamlar.
EDEBİYAT DEFTERİ’mizin bütün üyelerine de Selamlar.
YORUMLAR
merhabalar tekrardan.
tartışma derken ben kötü ve kırıcı bir eylemi kastetmek istemedim. tabi ki kastettiğim bilgi alışverişi anlamında bir tartışma idi.
ayrıca ingilizcenin çok da zengin bir dil olduğunu düşünmüyorum. misal bir kelimenin açtığımız vakit neredeyse en az 20 tane sözlük anlamıyla karşılaşıyoruz. bu dilin zenginliğini değil acziyetini gözterir. ingiliz politikasının emperyalist ideler sayesinde ve ülkesinin zengnliği ve abd gücü ile tüm dünyaya hakim bir dil haline gelmesi ingilizcenin değil, abd ve ingilterenin gücünün göztergesidir.
arapça ve farsça tarihin en eski bilim ve kültür dillerindendir ancak yeni dünya dillerine baktığımızda bu dillerin esamesinin bile okunmadığına şahit oluyoruz. haksız mıyım?
sevgilerimi sunuyorum değerli arkadaşlarım
Bunların tartışma olduğunu düşünmüyorum. Fikir alışvrişidir. Yalınız dil hassas bir konudur ve çok boyutu vardır. Uzmanları bile tartışıp yanluşlar yaparak, ilerde de bu yanluşlarını fark edep düzeltmeler yapmaktadır. Bize düşen Türkçemizi gönülden sevmek ve kullanırken dilimizi zengin tutmaya çalışmaktır. Ölen her kelime dil ormanımızdan eksilen bir yüce bir ağaçtır. Bize çatışma değil birleşme gereklidir. Saygılar. Türkçeye olan alaka ve sevginiz de kutlamaya değer Vehbi bey. Sizi kutlarım.
Değerli Vehbi Okur, öncelikle size çok saygılar gönderiyorum.
Biz ne olsa hep dostuz, arkadaşız, konuları tartışırken veya eleştiel yorumlar yaparken, bazı benzetmelerimiz ilginç gelebilir! Ama şu bilinsin kimseyi küçümsemek, aşağılamak, alay etmek niyetiyle katkılar yazmıyoruz, aksine değerli bulmak anlamında katkılar yapıyoruz.
Tüm yazılar bilinç ve bilgi birikim hiyerarşisi ile bizde değerlidir. Her emek, eylem ürün vermek anlamıyla bizde; yazan olarak anlamlıdır.
Bu durum, konuya bağlı olarak o anki halet-i ruhiye ile ilgili olmalı... Bunun yanı sıra, diğer söylediklerinize değerli Ayşegül Güncan hanımefendi benim söyleyebileceklerimden fazlaca şeyi az ve öz olarak belirtmiş, bu hâl yönetsellik ve dil, din etkileşimdeki sömürge tipi aydın çelişkisidir !
Selçuki ve Osmani dönemde olup bitenler... Pencik oğlanlar, Enderunilik ve Selçuki dönemde de kölemenlik akımına ve bunun devlet yönetimine yansıması olarak bakmanızı öneriyorum.
Tekrardan saygı, sevgi ve dostlukla...
Göktürkmen tarafından 11/15/2009 11:00:37 AM zamanında düzenlenmiştir.
tek bir kelime üzerinden benim yazıklarıma cevap vermeyiniz sayın vehbi okur bey. time kelimesinin tarihi seyrini bilmemiz için ingiliz dili ve edebiyatına hakim olmamız gerekir. buna hakim değiliz. kaldı ki onların haznesinde de pek çok değişim meydana gelmiştir.
ing kelimelere karşı çıkanlar, göktürmenin de dediği gibi arapça farsçaya da karşı çıkmalıdır. buna kesinlikle katılıyorum. osmanlının aşırı geniş bir coğrafyada hüküm sürmesi bizim dilimizi fazlasıyla arapça farsça kelimelerle dolduramıza gerekçe değil.
kuranla da alakalı olduğunu düşünmüyorum. mesela tamamen devlet politikası ve aydınların yapmış olduğu arapça farsça özentiliği...
tam olarak neyi savunuyorsunuz hala anlamış dğeilim ama:)
anladıklarımdan yola çıkıp birşeyler karaladım
saygılar