- 781 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnız Ölenin Mektubu
“Ölmek üzere olduğumun farkındaydım. Buna çok üzüldüğümü söyleyemem ama biraz tuhaf karşıladım yine de. Ölmek, çok şey değil benim için… Eğer, ölümüm yaşamımı aratacaksa, evet, o zaman kahrolurum.”
Korkmayın, burada ölümden bahsetmeyeceğim. Zaten bunu anlayabileceğinizi sanmıyorum, kendimde anlamıyorum. Sadece bir mektubumu, bütün büyüklük duygularından sıyrılıp, sizin takdirinize sunacağım.
Ölümden önceki son 2 saat…
“sevgili güzel insan…
Bu mektup eline geçtiğinde, ben zamanın bir yerinde kendimle baş başa olacağım. Dünyalık tüm güzelliklerden mahrum kalacağım. Birini sevmenin verdiği o mucize duyguyu bir daha hiç yaşamayacağım. Şu anda hissettiğim son duygularımın beni ne denli sorumluluk altına soktuğunu sana anlatmaktansa, şu an yüzüne baktığında, onu ne kadar sevdiğini söylediğin güzel kızdan bahsedeceğim. Neden mi? Çünkü ben, hiç kimseyi sevmediğim kadarıyla onu sevdim. Bunun için senden birkaç isteğim olacak. Her şeyden önce, onu çok seveceğini düşünüyorum. Ve ben senden daha çok sevmeni istiyorum. Ne zaman onu az sevmeye başladığında, aklına ben geleceğim ve o da senden uzaklaşmaya başlayacaktır. Açıkçası, ben onu hiç kısıtlamadım; özgürlüğünü azat ettim önce, sonra kuşlar gibi etrafımda dönmeye başladı. Bir erkeğin bir kadına verebileceği en güzel hediye, özgürlüktür. Sende bunu yap, inan bu her şeyden çok daha önemlidir… Ne demek istediğimi, uygulayınca anlayacaksın. Kartallarda öyle yapar; önce uzunca bir süre uzaktan bakarlar yavrularına, sonraları serbest bırakırlar. Ve dikkat etmişsen eğer, kartallar yüksek kayalara kurarlar yuvalarını ve yavruları uçmayı öğreninceye kadar özgürlükten korkarlar, sonraları ne demek olduğunu anlarlar. Yani emek ister her şey. Bir kadını kendine bağlamaktansa, ona bağlanmanı tavsiye ederim. Kadın, sadece insani duygularla barındırılmamıştır. Onları gölgesinde çok erkek yaşar, ama sen o gölgeyi, kızgın çöllerdeki sıcaktan korunmak için kullanırsan, çok yanılırsın. Unutma ki bir felaket, her zaman başka bir felaketi doğurur. Sen o gölgeyi koru ki, o gölgede seni felaketlerden korusun. Çok detaylara girip, seni sıkmak istemiyorum. Aslında yazdıklarımın da seni zorlayacağını sanmıyorum. Kader hepimiz için bir seçim şansı vermiş, ben artık buradaki son tercihimi kullanıyorum. Bundan sonra dünyalık tercihlerim olmayacak. Ama sana yüreği sevgi dolu, masum bir peri kızı bırakıyorum. Kendi adıma görevimi tamamladığımı düşünüyorum. Çünkü sana garip gelebilir bazı şeyler, ama ben alıştım artık her şeye fazlasıyla. Senin sevgin için dünyaya geldiğimi düşünmeye başladım. Ve bundan sonrada daha mutlu olmanızı istemenin de görevim olduğunu düşünüyorum. Senden istediğim çok şey değil aslında, o güzel kızı severken benim yerime de seversen, çok mutlu olurum. Ve onu hayatta asla hiç üzme! İnsan, sona yaklaşınca aklına hep en sevdiği kişi geliyor. İnan bu durum anlatılamayacak kadar zor. Yüreğimin, yanında olduğunu ve ne zaman başın sıkışsa yardıma hazır olacağımı unutma! Anlayışın ve hoşgörülü tutum sergilediğini düşünerekten, yaşayacağın her güzel gününü sevgiyle selamlarım…
(bu mektup, ölümümden sonra, onunla evlendiğin andan sonra ailemin bir ferdi tarafından, yakılmak suretiyle sana verilecektir.)
Biraz yorulduğumu hissediyorum. Ama içimi kaplayan o huzurun beni kucaklayacağı anı da sabırsızlıkla bekliyorum. Çok güzel bir ailenin çocuğu olarak doğup; akrabalarımın sevgisiyle büyüyüp; eğlenceli, samimi, yürekli dostlarla tecrübelenerek yaşadığım bu hayatta çok güzel hatıralar bıraktığımın farkındayım. Ama hiç üzülmüyorum, tam aksine çoktandır unuttuğumuz o hatıralar, ölümümle beraber tekrar günışığına çıkacaklar. Onların hiç ölmeyeceğine adım gibi eminim. Ara sıra olurda bu dünyadaki son göründüğüm yere gelip, o hatıraları bana tekrar hatırlatırsanız, inanın çok mutlu olurum.
Elimdeki kalemi tutacak kadar bile gücüm kalmadı nerdeyse. Her an mektubum yarım kalabilir. Yazmayı ne kadar çok sevdiğimi, beni tanıyanlar bilir; çünkü hayatın yarısı okumaksa yarısı da yazmaktır!
Son olarak kendi ismimi yazmak bana gurur verecektir. Bu adı neden sevdiğimi size uzun, uzun anlatmak isterdim ama zamanım kalmadı artık. Emre isminin sözlük anlamı tutkulu, âşık anlamındadır. Yaşadığım her anda da bunun bilinciyle sürüklendim. Çok şey borçluyum bu isme. Minnettarlığımı anlatmaktansa, yaşamayı bir vefa saydım her zaman…
Bedeninizin en güzel köşesinde daima hatırlanmak ve öteki taraftaki ebedi yerin en mutlu yerinde tekrar karşılaşmak ümidiyle, hoş ve hoşça kalın!
emre onbey
Yalnız Ölenin Mektubu Yazısına Yorum Yap
"Yalnız Ölenin Mektubu" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.