Kızsal muhabbetler(32)........
-Anne bu kız ne vakit gidecek yaaaa?
-Ne bilim oğlum.Misafire git denmez ya!
Telefonun çalmasıyla ,Vedatla annesinin konuşmaları yarıda kesildi .Devam etseydi ,Vedat eğer İncifer burda kalmaya devam ederse, ben arkadaşımda kalacağım diyecekti ama diyemedi.
Arayan Leylanın annesi .Çaya davet ediyor.
İncifer:Ben de geleyim mi?
Vedatın annesi ,İnciferin gene herşeyi berbat etmesi kaygısıyla:
-Kızım sen ocaktaki yemeğe baksan, biz de bir çay içer, geliriz zaten.
İncifer kabullenmekten başka bişey yapamadı.
Dakikalar sonrası;
-Vedat oğlum Leylanın biletini internetten alsak, kartla olur mu ?Gelsin artık, çok özledik.Bilgisayar Leylanın odasında, aç da bir bak oğlum, kaçta var bilet.
Vedata hiç bir cümle ,bundan daha hoş gelemezdi şuan .Leylanın odasına yöneldi.
Bilgisayarı açtı, odada tekti, bilete bakmadan evvel, odanın kokusunu çekti içine.Leyla kokuyordu oda.Leylanın giysi dolabına yöneldi,ilk çekmeceyi açtı.İç çamaşırları.Vedatın içi gıdıklandı sanki .Leylayı iç çamaşırlarıyla hayal etti.Gözü Leylanın yatağına ilişti .Yastığını aldı ,koklayacaktı ta ki yastığın altından bir defter çıktı.Üzerinde ’’İZİNSİZ DOKUNMAYIN LÜTFEN’’yazılıydı.Yapmaması gerektiğini bile bile açtı,okumaya başladı.
Sensiz geçen dördüncü gün Ali.Yemek yiyor,uyuyor,kitap okuyor velhasıl nefes alıyor ama yaşamıyorum.
Vedatın kan beynine sıçladı sanki.Diğer bir sayfayı çevirdi.
Günler sensiz ne kadar ağır Ali.Sensizlik beni kahrediyor.
Vedat ne yapacağını bilemedi
-Aliymiş.Ulan ş.rfsizim, seni görürsem ,ağzını burnunu kırıcam ,Ali misin ne karın ağrısısın.Gel de delirme! Leyla bu defteri niye saklıyorsun niyeeeeee?
Vedat defterin sondan bir önceki sayfasını açtı
Cumartesi,öğleden sonra
Bugün O ’nu gördüm.Karşı balkondaki kara gözlü çocuğu.Gözleri aynı Alinin gözleri.Ama kibirli bakıyor dünyaya.Ben de O’na öyle bakacağım.
Pazar.Saat 14.14
Adı Vedatmış.Annem habire ondan bahsediyo.Ama ben sevmedim Onu.
Vedat boğulacak gibi oldu.Daldığı kederden boğulmadan kurtulduysa ,bunun tek sebebi Leylanın annesinin sesini duymasıydı.
-Vedat oğlum bilet var mıymış?
-Bakıyorum.
Vedat hemen baktı bilete.Sabah saat 9.00.Gel bakalım Leyla hanım.Vedat öfke duyuyordu rastgele bir sayfa daha açtı.Umduğu neydi?Belki de...
Cuma.Öylesine bir gün işte.Onu çok özlüyorum.
Alıntı:Kişilikleri zayıf insanların hayatlarını çevreleyen dış duvarlar,onların üzerindeki yükü hafifletir.Güç anlarda içgüdüsel olarak bu duvarlara dayanırlar...’’
Benim dış duvarım da sensin Ali, beni yıkan bir duvar olsan da........
Vedat Leylanın bu son cümlesine bir anlam veremedi.Leylayı asla karekteri zayıf diye nitelendiremezdi.Öyle miydi?
Dakikalar sonra;
-Vedat oğlum nen var,niye içmiyosun çayını?
-Sağolun ben artık kalkayım
Vedat kendini dışarı attı.En son merdiveni inerken duvara yumruk indirdi.
-Ulan ben böyle şansın ,kırk yılın başı birini delice sevdim oysa bende başkasını görüyor.
Vedat eve dönünce İncifer duştan çıkmış ,saçlarını kuruluyordu.Vedatı görür görmez üzerindeki hırkayı çıkardı ,askılı badiyle kaldı.Oysa ev hiç de askılıyla dolaşılacak ısıda değildi.Vedata yaklaştı.
-Noldu Vedat erken geldin
Vedat tam cevap verecekken
-Ayyyyyyyyyy!
-Noldu?
-Vedat gözümde bişey var,çok acıyooooo!
-Dur bakayım.
Normalde göze bakma hali ,yakın temas demektir ama İncifer bu yakınlığı nerdeyse bütünlüğe dönüştürecek kadar sırnaşmıştı ,kızın kokusunu alması ve bu aşırıya kaçan yakınlaşma,Vedatın erkekliğini uyandırdı.Ama neden?
Yüzyılların sorusu:Bir erkek sevmediği bir kadına karşı cinsel istek niye duyar?
İncifer ilk bölümü kazanmıştı ,gerisi zamana kalmış diye geçirdi içinden.
Vedat odasına geçti,İnciferden utanmıştı.Ya bu utanma denen şey İncifere niye uğramıyordu?Vedat Leylayı düşünüyor şimdi.
-Ölseydim de o satırları okumasaydım.Ah Leyla!
Vedat en sondan(sonun eni olmazdı di mi?Son işte)Önceki sayfayı okumuştu eğer son sayfayı okusaydı mutluluktan ölebilirdi ama okumamıştı o son sayfada yazanlar:
On gündür yazamıyorum.Neler oldu neler?Köprülerin altından ne sular aktı?
Devrim ile Vedat arkadaşlarmış.Vay canına.Nerden nereye?Devrim çok iyi şeyler söyledi Vedat için.
’’Dışsal sartları değiştirerek yaşamı değiştirebileceğini düşünmek,tıpkı bir çocuğun bir sopanın üzerine oturup iki ucundan tutarak kendisini yukarı kaldırabileceğini düşünmesi gibidir.’’(Lev Tolstoy)
Demek ki yapılması gereken, içsel şartların değişimi.Ben de değiştireceğim içimi.Vedat sevilmeye layık,onu seveceğim hem de tüm kalbimle........
Ne garip bazen söylenmeyen bir söz,gidilmeyen bir yol,okunmayan bir sayfa yaşamı tamamen değiştirebiliyor.
O gün orda olsaydım,o gün o sayfayı okusaydım,o gün bunu yapsaydım.........
...saydım bu cümleler çoğaldıkça, içteki keder artıyor.
Vedat o sayfayı okusaydı........ama okumadı.
Şuan ne yapıyor peki?inciferden uzak durmaya çalışıyor,odasında hala.
-Vedattttttttt gelsene film izleyelim,sıkılıyorum ben.
Sıkıl,patla emi.Bu cümleyi kuran kim?Leyla adına biz kuralım olmaz mı?
......................