- 886 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
AMERİKAN ÜSLERİ KAPATILDI
Heyecanlanmayın.
Olay bugünkü bir olay değil.
Bu gün nasıl böyle bir şey yapılabilir?
Bu gün Amerika’nın gücüne inanmış bir iktidar varken mümkün mü?
Bugün ABD hakkındaki kanaat ve hesap şudur:
“ABD güçlüdür. Teknolojik silahları dünyayı dize getirecek kadar gelişmiş ve yaygınlaşmıştır. Dünyayı bırakın, uzayı bile istila etmiştir. O halde kendi çıkarları doğrultusunda istediğini yapmaya hakkı vardır. Çünkü hak kuvvetten doğmaktadır. ABD nin dümen suyunda gitmeye mecburuz. Onların istediğini yapmazsak, başımız belaya girer. Bu reel politik dediğimiz olaydır. Bizi parçalamayı hedef edinmiş olan Büyük Ortadoğu Projesi’ne bunun için eşbaşkanlık etmekteyiz. Irak’ın mahvedilmesine bunun için göz yumduk. Hatta her türlü desteği verdik. Afganistan’a bunun için asker göndermek zorundayız. Ortadoğu’da başta Filistin olmak üzere Müslümanlara yapılan katliam ve haksızlıklardan ABD sorumlu olduğu halde, O’nu eleştiremeyiz. İsrail’e dokundurmalar yaparak olayı geçiştiririz. Başta İncirlik üssü olmak üzere ABD üslerine laf edemeyiz. PKK terörünün arkasında ABD olduğunu çok iyi biliriz, lakin en ufak bir laf söyleyemeyiz. Batı medeniyeti bizim medeniyetimizi mağlup etmiştir. ABD bizim koalisyon ortağımızdır, stratejik müttefikimizdir. AB’ ne girmeye mecburuz. Ne pahasına olursa olsun gireceğiz. Yoksa bunlar bizi bölüp parçalayıp yutarlar. Politikalarımızı buna göre belirlemek mecburiyetindeyiz.”
Yani neredeyse Amentü’nün yedinci maddesi oluşturulur Amerika’nın gücü vurgulanarak.
Aslında ABD dünyadaki teknoloji ve silah üstünlüğünü yeni yakalamış bir süper güç değildir. Birinci dünya savaşından sonra artan güçleri, ikinci dünya savaşından sonra neredeyse rakipsiz hale gelmiş, Demirperde’nin çöküşü ile de adeta tek kalmıştır.
Ama sıkı durun, ABD ye de kafa tutmuş ve dize getirmiş bir Türkiye’de yaşıyoruz. Nasıl mı? Buyurun:
1974’te CHP-MSP koalisyon hükümetinin kararıyla Kıbrıs Harekatı yapılır. Kararın motor gücü Milli Görüş’tür. Adeta ortağına dayatma yaparak bu harekata razı etmiştir. Nitekim o günün Başbakanı Müteveffa Ecevit, vefatından kısa süre önce bunu itiraf etmiştir. Demiştir ki, MSP olmasaydı biz Kıbrıs Barış Harekatı’nı yapamazdık. İlgilenenler Aksiyon dergisinin ilgili sayılarında bu itirafı bulabilirler.
Harekat yapılmış ve başarıyla bitirlmiştir ama, bu ABD bize silah ve kredi ambargosu koymuştur. Amerikan Kongresi’nin Türkiye’ye silah satışını ve askeri kredileri durdurma kararı alması üzerine; 9 Şubat 1975 ’te yine Milli Görüş’ün adeta dayatması doğrultusunda dönemin TC hükümeti bir açıklama yapmış ve ABD’nin tutumunu hasmane bir tutum olarak nitelendirmiştir. Bu hasmane tutumun devam etmesi halinde, ülkedeki Amerikan üslerinin kapatılacağını ilan etmiştir. Buna rağmen ABD’nin hasmane tutumunu devam ettirmesinden dolayı TC hükümeti, MSP kanadının israrı üzerine 25 Temmuz 1975’te Bakanlar Kurulu kararı ile Ortak Savunma ve İşbirliği Anlaşmasını feshetmiştir. Söz konusu karar ile Türkiye’deki 20 den fazla ortak savunma tesislerinin faaliyetleri, İncirlik ortak savunma tesisinin NATO görevi saklı kalmak kaydıyla, 26 Temmuz 1975 tarihinden itibaren durdurularak Türk Silahlı Kuvvetlerinin denetimine alınmıştır.
ABD’nin 6 Ekim 1975’te ambargoyu kaldırmasının ardından üslerin yeniden kullanımına izin verilmiştir.
ABD nin gücüne mutlak olarak inananlar! Bunları biliyor muydunuz? Kararlı ve gücünü bilen bir iktidarın ABD’ yi bile nasıl dize getirecek olduğunun en güzel bir örneğidir bu.
Lütfen Amentü’müzü değiştirmeyin. Lütfen kendi Medeniyetimizin mağlup edilemez bir medeniyet olduğunu artık görün. Milli görüş gömleğinin utanılacak değil, iftihar edilecek bir gömlek olduğunu görün. Amerikan çıkarları doğrultusunda Türkiye’ye yazık etmeyin.
www.ekremsama.com
YORUMLAR
Benim kullandığım rûmuz " Öztürkmen" değil, Göktürkmen; İlk önce bunu belirtmekle başlıyorum izninizle değerli Ekrem Sama bey...
Sonra: Kulaktan dolma bilgilerimi, sizinle tüm anlamlarda medeni cesaret göstermek niyetiyle paylaşmaktan da büyük şeref duyarım...
Yazı aşmışsanız eğer, bunun edebi ve bilimsel anlamlardaki eleştiri, polemik ve buna yönelik katkılarını da aydın ( siz münevver demeyi seversiniz) olmaklığın gereği ve usulüne uygun olarak cevaplamanız gerekir. İnsani gelişim ve iletişim kuralları bunu gerektirir ya da adabı muaşeret kuralları...
Bütün bunlardan sonra, yazdıklarınızı, soru ve sorunsal olarak irdelediğim yorum katkılarımla, beni adeta azarlamanız, cevap verme tennezzülsüzlüğünüz, hem yaş olarak bir büyüğüm hem de aydın olarak hiç yakışık almadı.
Bu nedenle teessüflerimi bildiriyorum! Bundan böyle ve artık yazılarınızı önemseyerek okumayacağım... Değer verilmemiş olsa katkı dahi yapmayacağım şekilde ciddiye almayacağım... Bunu da benden özür dilemeniz karşılığı tekrar sürdürebileceğim.
Bendeniz efendim, bilgime de terbiyeme de, iletişimbilirliğime de çok güveniyorum. Elbette aydın olarak çözüme odaklı ve iradi olma maksadıyla yazmaya da, değerli Ekrem Sema bey...
Esenlikler dilerim.
Göktürkmen tarafından 11/10/2009 6:49:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
Milli Görüş denilen fikir veya düğince millilikten uzak olduğu kadar, milli kimliğe karşı bir saldırı hareketidir. Yıllarca bunu ben bizzat yaşadım, gördüm...
Rahmetli Üstadımız Necip Fazıl Kısakürek'e yapılanları unutmadık!
Milli duruşu ve milli hedefi olmayan hiç bir hareket MİLLİ değildir sayın hocam...
saygılarımla..
yAZINIZA SİYASİ OLARAK DEĞİL EDEBİ OLARAK BAKTIĞIMDA GAYET KUSURSUZ OLDUĞUNU GÖRDÜM. bİR DAVAYI YADA ANLATIYI DA GAYET ÖZ VE GÜÇLÜ ANLATMIŞSINIZ. aNLATIM GÜÇLÜ OLMAZSA HAKLI KONULARDA DAHİ ZAYIF KALINABİLİNİR. sİZİ EMEĞİNİZDEN DOLAYI KUTLARIM. Siyasi görüşüme gelince, ben de karıncayım. Rabbaim safımı bilir. Saygılar.
Bu milli (yenileri -değişenleri- alenen görüyoruz) görüşçüşerin "milli" tanımı yok ki; millilikleri olsun...
Erbakan çizgisi de bunlardan zerrece farklı filan değildir. Zerrece farklı değildir.
Sahi bana, hakiki milli görüşçü olarak bir "milli" tanımı yapabilir misiniz, değerli Ekrem Sama bey?
Sonra işin siyasi boyutu bir yana, Erbakan dahil; siyasi ve ekonomik görüşleri çelişmeye, başta o "milli"lik olmak üzere, abd-ab karşıtlığınızın soluğu nereye kadar yetebilir?
Siyaseten yetmez, tüm alanlarda başta iktisat olmak üzere tüm alanlarda "bilâkaydüşart, istiklal-i tam" soluklu olmazsanız, tıkanır kalırsınız !
Ben bunu bilir bunu söylerim, gerisi laf-ü güzaftır... Bunları çeşitli şekillerde te'vil etmeninde zerre kadar kıymet-i harbiyesi yoktur !
Saygılarımla...
Göktürkmen tarafından 11/10/2009 8:31:48 PM zamanında düzenlenmiştir.