- 1046 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
AK KADINLAR
DÜNYA’NIN EN AK KADINLARI
Çocuklar hep bir ağızdan bağırıyorlar, küçük taşlar atıyorlardı.
- “ Kara Fatma! Kara Fatma! Kara Fatma! Kara Fatma!” diye. Hani insanin peşine takılan uyuzlu köpekler olur ya bir türlü kurtulamazsın, işte ona benzer bir durumdu.
- “ Defolun! Sizi” dedi, kaldı kadınlardan biri. Hayâ edip sonunu getiremediler. Nedeyse hırslarından ağlayacaklardı.
Çocuklar eğitilmiş gibi ısrarla üzerlerine gidiyorlardı kadınların. Kara çarşaflı dört kadına taş atıp aynı çirlin kelimeleri sürekli bağırıyorlardı.
Çocukların bu oyundan büyük zevk aldıkları belli oluyordu. Nihayetinde onlar için bir oyundu bu. Demek ki çarşaf giyen kadın hiç görmemişlerdi.
Yanlarına yaklaşmamdan ve bakışlarımdan ürken çocuklar oyunu uzatmadan dağıldılar.
İsmi Fatma, Ayşe veya herhangi biri olabilirdi ama “ Kara” sıfatı hiç yakışmıyordu.
Henüz esnaftım, ticaretle uğraşana en saf diyorum. Saf ve salak olması gerektiği için. Yapılacak iş mi esnaflık? Neyse… Temmuz ya da Ağustos sıcağıydı. Dükkânıma gelen bir çarşaflı Bayan, Yerdeki tabakları incelerken çarşafı aralanmıştı. Üç beş saniyeliğine de olsa kar beyaz teni ve göğüsleri görünmüştü. Sıcaktan dolayı sadece çarşaf giyip sokağa çıkmakla hata yapmıştı o bayan. Oysa kazasını belasını düşünüp iç çamaşırı giymek gerekirdi. Ama sonuçta o elbisenin de altında bir kadın vardı.
Bir arkadaşım uzun zamandır devam ettiği randövü evindeki türbanlı bayandan bahsetmişti. Kadın çok rağbet olduğu için öyle giyindiğini söylemiş.
Bazı kadınlar daya giyinmeyi bilmediğinden, ya da isteksiz olduğundan, hatta tamamen yıkıcılık için kapalı giyinip, uygunsuz davranmaktadır.
Bu tür kadınları kasteden bir aile dostum da; “ Namus bacak arasında aranmamalı, İhlâs Motorları görmüyor musun? Diye fikir beyan etmişti.
Çarşaf giyiyor diye “ Kara Fatma” ya, yani hamam böceğine benzetilen Kadınlar sadece çocuklar tarafından mı böyle nitelendiriliyor! Ben nice entelleri tanıdım.
Bir sene öncekini modadan düştü diye giymezken insanlar, acaba bu günkü giysilerimize elli yıl sonra çağdaş diyecekler mi? Pekiyi çok farklı giysiler giysek yüz yıl ilerler miyiz? Elbette buna da hayır diyoruz çünkü elbise değil kafa önemli.
Sırf Peygamberi çok sevdiği için, “O”’nu sevenleri sevdiği için, belki de nostalji için ziynetinin her zerresini örten bir kadına, psikolojik ve sosyal eziyet görse bile Allah’ın örtün emrine uyan bir kadına nasıl böcek sıfatı kullanılır? İhlaslı insanlara “ İhlas Motor diyen insan aile dostum bile olsa yobaz kafalıdır. Bir defa kadına saygısı yoktur. Ashaba saygısı yoktur. Bilerek veya bilmeyerek hem Allah’ı gücendirmekte hem inançlı insanları alaya almaktadır. İnsan neyi isterse onu görür. Ama görmezden geldikleri yok olur mu? Namusu ben, bacak arasın da da ararım. Bacak arası otobana dönmüş kadınlarla papatyaları bir mi tutacağız?
Bir şişe içkiye, yüz kontura, bir kilo kıymaya, bir çift terliğe herkesle yatan medeni kadınlar tanıdım. Üniversitede yattığı erkeklerin çetelesini tutan tutanları bir mi tutalım iffetlilikte? Her şeyi yanlış olanın kalbinin doğruluğuna nasıl kani olunur?
Geçen gün bir türbanlı ve bir başı açık kız el ele üniversite hazırlık kursuna gidiyorlardı. Samimi ve candandılar. Giysiye değil içindekine değer veriyorlardı.
Atatürk’ü de çarşaflı bir anne doğurup yetiştirmişti. Eşi de kapalıydı. Çoğumuzun ailesinde kapalı kadınlar var. Çıplaklar kampındakileri kınamayıp iffetli kadınların peşine düşen kadın kadınlara da bir çift sözüm var: Siz kadın değilsiniz. Siz avratlarla evli olduğunuz için acıyorum size.
Herkesin doğuştan gelen hak ve hürriyetleri yok mu?
Nadide papatya kardeşlerimize karanlık sıfatlar yakıştırmak; hak mıdır, vicdan mıdır, namusluluk mudur, aydın olmak mıdır? Sırf safım belli olsun diye söylüyorum, Eğer bu kadarcık aydınsanız bırakın ben karanlık kalayım.
Ben hayattan birkaç poz gösterdim sadece. Herkesin polisi vicdanıdır.
Dilerim hoşgörüyü öncelikli kılarız. Cahil insanların cahil çocukları dilerin Dünya’nın en Ak kadınlarını sokaklarda üzmez. Dilerim kadın kadını aşağılamaz, savunur. Cehalet yok olur, töre cinayetleri son bulur. Dilerim yuvanın kutsiyeti artar. Dilerim hiçbir kadın şeytani amaçlarla sömürülmez, kirletilmez. Dilerim bütün kadınlar papatyalar kadar ak olur. Kadifeler kadar yumuşak ve erkeklere taç olur.
YORUMLAR
Selamlar Tatlıtürk, Nette rastladığım bir anı çocukların çarşaflıl bayanları taşlama olayına ışık tutuyor gibi
İstanbul’un en güzide semtlerinden birisi olan Fatih ilçesinde geçen çocukluğumun ve gençlik yıllarımın en keyfi zamanlarından bir gündü başımdan geçen bu anıyı sizlerle uzun zamandır paylaşmayı ümit ediyordum nasip bu gününeymiş. Çocukluğumuzda sıkça duyduğumuz ve şekli itibari ile iğreti gözüyle baktığımız hatta ALLAH'ın yarattığı canlıyı öldürecek derecede ileri gittiğimiz zamanlarımız hemen hemen hepimizin olmuştur. Kimileri hamam böceği diye nitelendirse de bazı kimselerde kara Fatma adıyla böceğin kendisine zarar vereceği düşüncesi ile hırs ve iğreti ile ezdiğimiz kara böcekler eminim hayatımızda karşılaştığımız en sinir bozucu varlıklar olarak hayatta yaşamlarını sürdürmekteler. Çocukluk yıllarımın geçtiği evim fatih’te kiliseye yakın mekânlarda idi. Odamın camından baktığımda rahatlıkla balat ve kilise manzarasını görebilen bir pencerem vardı. Okulumda kiliseye yakın bir okuldu, sınıfımdan çoğu öğrenci kilisedeki eğlence şenliklerini katılmak için giderlerdi. Oysa orası benim için bir sınırdı, tel örgüyü geçmem benim geri dönüşümün bir daha olmayacağı demekti.…
Neden Hamam böceğine Kara Fatma deniyor?
Henüz 12 yaşındaydım kiliseye giden bir arkadaşımız vardı sınıfımızda, Din kültürü dersinden yazılımız olacaktı son yazılı olma münasebeti ile de bu arkadaşımızın din kültürü dersi oldukça zayıf idi. Eğer bu dersi veremez ise sınıfı tekrar edecekti, karşıma çıkarak ona yardım etmemi istedi bunu nasıl yapacağımı sorduğumda yazılı zamanında yazılı kâğıtlarımızı değiştirecek onun sorularını da ben cevaplayıp kendisine teslim edecektim nihayetinde bunun karşılığında da benden ne istersen yapacağını teyit etmişti. Bu fırsatı değerlendirmek isteyen ben bir daha kiliseye gitmemesi için kendisinden söz aldım. Nereden bilebilirdim ki sözünün eri olamayacağını sınavdan sonra onu gizlice takip ettim ve kiliseye girdiğini gördüm. Kilise duvarında oyuk bir yere sığınarak içerde neler yaptıklarını izledim Çocuklar için yapılan oyun sahasında bir papaz içinde hamam böcekleri olan bir poşeti çocukların önüne döküp öldürün o Kara Fatma'yı diye bağırmaya başladı. Büyük bir endişe ve hayretle izlemeye devam ediyor izledikçe korkmaya başlıyordum, din kültürü dersinde sınav kâğıdını cevapladığım arkadaş üzerini çıkarmaya başladı ve papaz ona peçeli bir çarşaf giydirdi ovar şeklinde oluşan grup daha sonra çarşaf giyen arkadaşı birbirlerine itmeye başlamış Kara Fatma, Kara Fatma, diye bağırıyor ve tartaklıyorlardı. Hemen oradan uzaklaşarak ertesi gün gördüklerimi arkadaşa anlattım neden öyle yaptıklarını sordum. Çocuğun bana dediği biz Arapları sevmiyoruz onlar pis ve yobaz insanlar, biz onları ülkemizde istemiyoruz onları kara Fatma gibi ezeceğiz diyordu oysaki 12 yaşındaki bir çocuğun bunları düşünmesi ve söylemesi...
ENGİN BEY SİZ BENİ YANLIŞ ANLADINIZ.BEN SADECE ATATÜRK DÜŞMANI EYLÜL 1900 RUMUZLU BAYANIN YAZDIKLARINI KINADIĞIM İÇİN BÖYLE BİR YORUM YAPTIM.ASLA SİZİ SUÇLAMAK GİBİ BİR NİYETİM YOKTU.YORUMUMU BİR KEZ DAHA OKURSANIZ SİZİN ŞAHSINIZA YAZMADIĞIMI DAHA İYİ ANLARSINIZ.TÜRKİYE'DE PEK ÇOK SORUNUN OLDUĞUNU BENDE BİLİYORUM VE TABİKİ HALKIMI SEVEN BİR TÜRK KADINI OLARAK ÜZÜLÜYORUM.AMA ATATÜRK DÜŞMANLARINADA HAKETTİKLERİ CEVABI VERMEM GEREKİYOR.SİZ ÜSTÜNÜZE ALINMAYIN LÜTFEN.SEVGİ VE SAYGILARIMLA.GÜLHAN KESKİN.
Özür dilerim yazım yanlış anlaşılmaya sebep olduysa. Sırf bu sayfalarda 40' civarında yazım ve 25'ı aşan şiirim var. Ayrıca yayınlamadığım yüzlerce yazım var. Yeminle hiç birinde Atamızı eleştiren, yargılayan, suçlayan tek cümle yoktur. Atamız, Kabeyi yıkmayı planlayan İngiliz ve İsraillilre önce ultümatom vermiş ve ordunun teyakkuza geçmesi emrini vererek Oyunlarını bozmuştur.
Ben Ataya saygılı ve onun kadrini bilen bir kişiyim.
Gördüğüm, yaşadığım bir olayı paylaştım. Kapalıda, çarşaflıda, açık yada çırıl çıplakda olsak önce insanız.
Bir kadına " Kara farma" sıfatını utanç verici bulduğum için de aynen yazdım. Bu kara fatma dediye çocukların bağırdığı kadınlarda nihayetinde insandı. Atamızın annesi çarşaflı değilmiydi? Ayop bir şey mi? Günah mı? Yalam mı?
Herkes böyle giyinmeli de demedim.
Kadının kadına gösteremediği saygıyı, anlayışı insaniyet namına göstermek gerekmez mi?
Sevgili Gülhan hanım; Eğer çocukların kafaları Ata düşmanlığı ile aşılanırsa vatana ihanet olur. Ama kafaların değilde sadece giysilerin çağdaşlığı ile de yabancılar benzer ve medeni olmayız. O zaman da çocuklarımıza yazık olur.
Yıllarca kominizm ve şeriatla korkutulup kapitalizm egemen kılındı ülkemizde. Halk aç sefil. İşsiz ve eğitimsiz.
O kadar çok sorun var ki; Atamıza sataşma modasına kimse beni çekemez.
Saygılarımla.
YAZINIZ ÇOK İLGİNÇTİ ENGİN BEY.YALNIZ ŞUNU YAZMADAN EDEMİYECEĞİM.BEN BİR SUBAY KIZIYIM VE TAM BİR ATATÜRKÇÜ'YÜM.ATATÜRK HAKKINDA SAYGISIZCA KONUŞAN EYLÜL 1900 RUMUZLU BAYANI KINIYORUM.SORUYORUM ONA ACABA ATATÜRK OLMASAYDI TÜRKİYE CUMHURİYETİ OLACAK MIYDI VE BİZLER MÜSLÜMAN OLARAK DOĞABİLECEK MİYDİK? TABİKİ İNSANLAR İSTEDİKLERİ GİBİ GİYİNEBİLİR.SUBAY KIZI OLDUĞUM HALDE HER İKİ UÇ NOKTA GİYİNENE KARŞIYIM.YANİ ÇOK AÇIK GİYİNENLEREDE ÇARŞAF GİYENLEREDE.HANFENDİ HERŞEYİ BİLDİĞİNİ SANIYOR AMA YANILIYOR.ATATÜRK ERKEKLE KADIN AYIRT EDİLSİN DİYE ÇARŞAFIN GİYİLMESİNİ İSTEMEMİŞ.ÇOK DOĞRU SİZE SÖYLÜYORUM HANFENDİ BEN ERKEK OLSAM VE ÇARŞAFLA EVİNİZE GELSEM ZİLİNİZİ ÇALSAM SİZ KADINIM DİYE KAPIYI AÇACAKSINIZ.BENDE SİZE SALDIRIP TECAVÜZ ETMEK İSTESEM KENDİNİZİ NASIL KORUYACAKSINIZ?TABİKİ KORUYAMIYACAKSINIZ.İŞTE ŞİMDİ BU KADAR BASİT BİRŞEYİ ANLAYABİLDİNİZ Mİ ?ATATÜRK OLMASAYDI BÜYÜK BİR İHTİMALLE BİZLER HRİSTİYAN OLURDUK.ATATÜRK DÜŞMANLARININ ÇOCUKLARINA ACIYORUM.KÖRPE BEYİNLERİNE YALAN YANLIŞ ŞEYLER ÖĞRETİLDİĞİ İÇİN.SEVGİ VE SAYGILARIMLA.GÜLHAN KESKİN
üZÜLMEYİN SAYIN KARDAŞİM. RESMİ TARİH DİYE BİR ŞEY DUYDUNUZ HER HALDE. Bağışla Türkçeyi zor konuşan edebiyatçılar gördük biz bu ülkede. Bu mevzunun tadı kaçmadan ben fikir alışverişini terk ediyorum. Edebi konu anlattım ama fikri polemiğe dönüşüverdi. Edebi açıdan eleştirilmeyi daha çok isterdim. Sayfama katkılarınızdan dolayı hepinize teşekkür ederim.Saygılar.
fakat sanırım sizin bu ülkede yapılan laik devrimden haberiniz yok. daha 1924te "t.c.nin dini islamdır" ibaresi anayasadan çıkarıldı. kıyafetin islam usulünden çıkarılması, hilafetin kaldırılması, tevhid-i tedrisat kanunu, eğitim-öğretimin dinden ayıklanması...vb. tüm bunlar, sizde dindar biri izlenimi mi bırakıyor? (tabi ki o döneme ait yazdıkları, tanıklıklarıyla bazı söyledikleri, bunlardan bahsetmiyorum bile)
ayrıca ben de, ne okuduğunu bile anlamadan, kur'an'ı okuduğunu sanan ve körü körüne inananlara iyi bir türkçe tercümeyi öneririm.
Yani tahammülümüz yok bize banzemeyene. Ben de sadece bunu yazmıştım. Kızdığınızdan harcialen bir okuma ile geçiştirmiş iyi anlamamışsınız. Ağyar kardeş bize ağyar verme. Safın apaçık senin. İnan kızmıyorum. Fikir başka başka olmasa kurt kuzuyla gezerdi. Yok etmek uygun bir kelime mi? Teşekkür ederim.
Okuduğunuz yazı bilimsel bir yazı değil sadece edebi karalamadır. Yani kağıdı karalama. Yanlış anlamayın. Hayırlı günler. Saygılar.
"...Atatürk’ü de çarşaflı bir anne doğurup yetiştirmişti. Eşi de kapalıydı..."
yapmayın lütfen, bırakın artık bu demogojiyi. bir 19.y.y. osmanlı kadınının nasıl fotoğraf çektirmesini bekliyordunuz? latife hanıma gelince ilk fotoğraflarında, dönemin tüm kadınları gibi giyiniyor, sonrası elbette böyle değil. lütfen inançlarınızı kabul ettirmeye çalışırken (türkiyede pek çok kesimin yaptığı gibi) sırtınızı her seferinde atatürke dayamayın. mustafa kemal -en hafifinden söyleyecek olursak- pek de dindar biri değildi. bunu herkes bilir.
ama sorun, mustafa kemalin neye inandığı falan değil. inançlarımızı ya da giyim tarzımızı bu belirlemeyecek elbette. sizin "kadın-namus-örtünme" üçlemeniz de (okurken yer yer dehşete düşürse de) beni fazlaca ilgilendirmiyor. bana dayatmadığınız sürece! sokakta gördüğüm başını örtmüş kadınlar da, başka herhangi bir -bana göre- tuhaf giyinmiş insandan daha fazla rahatsız etmiyor beni. çoğunluğu başını kapatıp, suratını dikkat çekecek kadar boyasa da bu onun bileceği şey deyip geçiyorum. ama eğer yanındaki 5 yaşındaki kız çocuğunun da başını kendine benzettiyse, işte o zaman -en hafif deyimiyle- tiksinti uyandırıyor bende!
ayrıca insanların neye inandıkları ve nasıl yaşadıkları da beni ilgilendirmiyor. istersen bir saksıya tapın. bana ne bundan? ama eğer, benim çocuklarımın beynini yıkamaya çalışırsan, eğer onları kendine benzetmeye çalışırsan, işte o zaman sonuna kadar mücadele ederim ve yoketmeye çalışırım bu zihniyeti.