PAZARTESİ SENDROMLARI
Eyvah yarın pazartesi..!!!
Off hadi yatalım artık..yoksa sabah kalkamayacağız.
Yine iş…Ne vardı yarın çalışmasak…
Yarın sınav var…hiç de çalışamadım…Bakalım ne olacak…
Bir çoğunuza tanıdık geldi değil mi? Mevsimlerden yazsa bu havada çalışılır mı ? denir çoğunlukla….Veya kış ise ve hava soğuk,bir de yağışlıysa daha da zor gelir evde geçirilmiş iki günün ardından,ertesi gün işe veya okula gitmek…
Günlerden Cuma.İş çıkışı sabırsızlıkla beklenmiştir veya okulun son ders zilinin çalması.Ve eve dönüş telaşı sarar kişileri.Belki bu gün her zamankinden farklı olarak bir iş arkadaşı ile veya bir eski arkadaşınız ile çıkışta bir yerlerde oturup bir kahve içebilirsiniz.Ya da deniz kenarında keyifli bir yürüyüş…Ne de olsa yarın çalışılmayacaktır. Serbest olacağınızın bilinciyle daha rahattır içiniz.Gece istediğiniz bir filmi geç saatlere kadar izleyebilecek,belki gittiğiniz yerden her zamankinden daha geç döneceksiniz.Ertesi sabah geç yapılan bir kahvaltıyla güne merhaba diyeceksiniz.Gün boyunca üstünüzdeki eşofmanla dolaşabilecek,ağır ağır gazetelerİ ve magazin sayfalarıNI keyifle okuyacak,bulmacalar çözeceksiniz.Keyif kahveleri içilecek belki de dost ziyaretlerinde…
O gün tembellik yapmak, evin rahatlatıcı ortamında öylesine vakit geçirmek bile keyif verecektir size.Belki eski bir Türk filmi izlersiniz….Çocukluğumdan bana hafta sonu hatıraları olarak öğleye yakın mutfaktan gelen kızarmakta olan yumurtalı ekmek kokuları ,tabak,bardak,kaşık çınlamaları kalmıştır.Ve hep beraber uzun uzun yapılan geç kahvaltı eşiliğinde izlenen TV’de Western bir film..O meşhur kovboy filmleri..John Wayne,Clint Eastwood,Gary Cooper…Kızılderili çığlıkları,at kişnemeleri…Hayattan keyif alınan,yenilen ekmeğin bile tadının farklı olduğu yıllar…Zamanın ağır aktığı yıllar…Yaz aylarında gidilen açık hava sinemaları…Zamanın bu anından bakıldığında ne çok yılı ve ne çok anıyı geride bıraktığımızı bir hüzünle fark ediveririm.
Cumartesi aylaklığından bahsediyordum.Geç başlayan o günü ,geç gelen bir akşam karşılar…Birlikte uzun uzun yenilen akşam yemekleri ve sohbetlerle gece güzelleşir.. Ardından elini kolunu sallaya sallaya Pazar da gelmiştir.O günün de geçmesi hiç istenmez.Akşam yine biraz daha erken yatılmaya çalışılıcak,ertesi gün yine bildik bir şehir telaşının içine dalınacaktır.
Ve işte pazartesi gelivermiştir yine.O bir çoğumuzun hiç sevmediği pazartesilerden biri daha.Bir sabah selamını vermeye,verileni de almaya üşenen uykulu yüzler olacaktır bizi ilk karşılayan.Ne düşündüğünü anlamanın zor olduğu yüzler,yabancı yüzler,bezgin yüzler…Yaşama her zamanki gibi akıp gireceksiniz işte.Yeni bir hafta başlamıştır.Zor geçecek bir güne başlamıştır çok kişi.Oysa ki sağlıklı ve üretebilir olmak ne güzeldir.Her yeni günde olduğu gibi, bugünün de başlangıcında güne gülümseyerek uyanıp başlamak ne çok şeyi değiştirebilir.Oysa bunu yapmak yerine veya yaşamımızı güzelleştirici ve kolaylaştırıcı olabilecek olumlu düşünceler varken,olumsuz düşüncelerle o günü kendimiz için zorlaştırırız.Ben derim ki deneyelim.bir kez deneyelim….gülümseyin ki karşılığını alasınız.Her gününüze önce kendinize “ Günüm aydın “ diyerek ve gülümseyerek başlayın.Ve tanımasanız da karşınıza çıkan birine gülümsemeyi,hafiften selam verip geçmeyi deneyin.Belki de çok şey değişecek bu küçük tebessümlerle yaşamınızda.Yaşamımızda daha pek çok pazartesiler olacağını,olması gerektiğini bilerek ve severek yaşamayı deneyelim.Yaşamımızı güzeleştirmek bizim elimizde.Bunu kendimizden esirgemeyelim..Pazartesilere ve diğer günlere içtenlikle merhaba diyelim..yüzünüzden gülümseme,yüreğinizden yaşam sevinci eksik olmasın…
Müşerref ÖZDAŞ
7 KASIM 2009