BİLSEYDİK NEFES ALMAK BİLE GÜZEL

----GERİSİ HÜZÜNLÜ BİR ŞARKI, YA DA GAZEL...

---Hiç olmadığım kadar yalnız kalmak istiyorum.Ne geçmişle ne gelecekle ilgili en ufak bir hatıra ve ya hayal düşünmeden...
---Mısır piramitlerini ben örmüşüm sanki, her bir taşını bir günlük yoldan sırtımda taşımışım ve en son taşına kadar hiç dinlenmeden yerli yerince koymuşum hepsini...Bu ne demektir anlaya biliyormusunuz ? Piramitlerden sonra daha Çin seddi var.Eski zamanlarda korunmak amaçlı, şehrlerin birbirine bakan en yüksek tepe ve dağlarının en uç noktalarına yapılan kaleler, onlarıda ben ördüm, her taşı elimden geçti, aç kaldım, susuz kaldım, amacıma ulaştım..
--- Bakın hepsi de turistlerin merak ettiği, dünyanın dört bir yanından akın edip, görmeye geldiği muhteşem yapıtlar..
--- Peki bana ne oluyor, bunca yükü ben niye üstleniyorum? Hayatta bu kadar ağır yük işçisi olan var mı? Neler oluyorda ben böyle hissetmeye başladım...Geçmişime küstüm, anılar her kapımı çaldığında, onları geri kovuyorum, hatta ben sizi tanımıyorum gidin başımdan diye de azarlıyorum, boyunlarını büküp nasılda gidiyorlar, bense arkalarından ağlıyorum sessizce...
--- Ya şu hayallere ne demeli, yarınlarımı çalmaya çalışan, içten pazarlıklı, beni aldatmayı akıllarına almış hayallere...A-nı yaşamayı beceremeyen ben, bir de sizle mi uğraşacağım ? Delimiyim ben olmayacak safsatalarla beni kandıramazsınız...Sizinle boşa geçirecek vaktim yok deyip, öyle bir haşlıyorum ki, hatıralarım hayallerimden daha şanslı oluyor o zaman...
--- Uzun gecelerimde bitmek bilmeyen düşünmeler.Tatlı tatlı uyuyup, huzur veren rüyalar görmek varken, on çocukla bir mağarada kalmışım telaşıyla kıvranmalar da ne ?
--- Yine cevabını ben vereyim; Hayattan beklediklerimiz ve hep tersini yaşamış olmamız.Yılların biz de biriktirdikleri, su dolu bir bardağa hala su dökmek, pimi çekilmiş el bombasıyla dolaşmak, onu öyle tutmaktan artık çok yorulmak, daha fazla dayanamamak...

YÜREĞİMDEN ALINTILAR....

HATİCE SARITAŞ...29 EKİM 2009...

Paylaş:

(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.

Yazarın Sonraki Yazısı

Yazıyı Değerlendirin

== dokunmayın bana == Yazısına Yorum Yap

Okuduğunuz == dokunmayın bana == yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?

== DOKUNMAYIN BANA == yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol

Yorumlar

Etkili Yorum

ak ozan, @akozan

11.5.2010 14:35:22

evet can hemşerim ben yazmaya başladığım zaman,durmak bilmem.
şu kadarını söylemek istiyorum,hayata bu kadar karamsar bakmanın,hiçbir zaman sizin gibi kalbi güzel, duygularla yüklü olan insanlara getirisi olmadığı gibiı,her açıdan strese sokar,hayatın iyi yönlerini,baz almak var iken kötü yönlerini,baz olmak olumlu bir düşünceye hizmet etmez, şükür insanların,en önemli kurtuluş simididir.bardağın boş tarafını görerek bu bardağın yarısı boş demek yerine çok şükür yarısı dolu demek insanlara daha çok mutluluk ve olumlu düşünceler yükleyebilir,öyle insanlar var ki doğup büyüyor ve ailesini hiç tanımıyor bir gün denizin ortasında bir uçak düşüyor,ve insanların cesetleri bile balıklara yem oluyor.hayatın iyi yönlerini,değerlendirerek benden daha karmaşık duygular taşıyan insanların olduğunu unutmamak gerekir diye düşünüyorum,çok karmaşık hayatlardan bir kesitmiş gibi görünsede makalenizin,içerisinde basit bir gönül kırgınlığı mevcut imiş gibi geliyor bana genelde duygusal insanların,yapılarında bu mevcuttur.AMA"HAYAT HE ZAMAN TATLI FAKAT ACI GERÇEKLERLE DOLUDUR"Gerçekler ile yaşamasını bilerek karamsarlığa düşmeden mantık ile duygusallığı birbirine özdeşleştirip yaşamın güzel yönlerini anafikir olarak almak en güzelidir diyorum.çünkü sizin kalbiniz güzelliklerle dolu olduğundan herkesinde öyle olmasını istiyorsunuz .ama herşeye rağmen hayat çok güzel yaşamak çok güzel insanları doğayı dünyayı sevmek herşeyin üstündedir diyor sevgi ve selamlarımı ekliyorum.

ak ozan tarafından 5/11/2010 2:37:32 PM zamanında düzenlenmiştir.

ak ozan, @akozan

11.5.2010 14:23:39

ak ozan tarafından 5/11/2010 2:39:52 PM zamanında düzenlenmiştir.

Hatice Dökmen, @haticedokmen

7.11.2009 16:46:28

--- Yine cevabını ben vereyim; Hayattan beklediklerimiz ve hep tersini yaşamış olmamız.Yılların biz de biriktirdikleri, su dolu bir bardağa hala su dökmek, pimi çekilmiş el bombasıyla dolaşmak, onu öyle tutmaktan artık çok yorulmak, daha fazla dayanamamak...

peki sonuç ne arkadaşım.
siz kendiniz zaten içinde bulunduğunuz labirentin farkındasınız.
ben yılların birikiminden sonra yüreğimin böyle labirentlerde boğulmaması içinden mümkün olduğunca beynimi şartlandırıyorum.
evet bende bir dün vardı ve ben dünümün her bir karesinde ki iyi veya kötü,doğru veya yanlışımın arkasındayım ama asla önüme katıp götürmüyorum yarınıma.
ben 24 saat beklentilerim ve yenilgilerim için ağlasam yarınıma hiç bir getirisi olmayacak.
onun için yarınıma giderken yanıma sadece umutlarımı ve
mutluluk hormonlarımı alıyorum.
paylaşım için teşekkürler adaşım.
sevgimle.

onurumsun, @onurumsun

7.11.2009 13:26:37

Keşke hayatı olduğu gibi kabul edip, onu karmaşık hale geitrmeseydik hiç birimiz . Belki o zaman , bu kadar yorgun olmaz, kendimizi de gereksiz koşuşturmacalar içinde bulmazdık galiba.

Güzel bir sorgulama idi. Sevgiler yüreğinize

Ahmet Ay, @ahmetay

7.11.2009 12:20:31

10 puan verdi

:( Sanırım bize hayatı yanlış anlattılar. Ne pembe dizilerdeki kadar pembe; ne de Küçük Emrah'ın filmleri kadar acı... Ortalarda bir yerde işte... Tebrikler Hatice Hanım, güzel işçilik. Güzel yazı...