- 614 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Soldan sağa,
Sol düşünce, adalet,eşitlik ve bağımsızlık içeren sosyal projenin adıdır
en hafifinden başkaldırının ön ayağıdır denilebilir.
yaşam indinde itiraz edilmesi gereken her olay solun alanına girer.
solda düşünceler bağımsızdır.
herhangi bir rütielden ilham almadan kuralsız gelişir.
yani (ben solcuyum hımm! bunu yapmalıyım) denmez;
(ben bunu düşünüyorum ama bir karşılığı varmı?) diye arandığında ortaya çıkar....
bu önemli ayıraç insanların nedense daima görmezden geldiği bir durumdur.
oysa sağ’da böyle değildir.
bir disiplin içinde öğretiler aracılığıyla isyanlar kontrol altında tutulur.
buna araç olarak kullanılan çogu kez din olur....
aynı değerdeki insanları farklı yaşam standartlarıda tutabilmenin en belirgin tutağacı dindir.
Soldan bakılınca din afyon gibi görülür. oysa dini hurafe ve ayrıntılarından ayıklarsanız temelde solun istediği ahlak kriterlerinin bir benzerini görürsünüz.
Öylesine şaşılası benzerlikler içerirki (neden?) böyledir diye anlamak isteseniz bile anlayamazssınız.
her iki tarafında üst normlardan dolayı görmezden geldiği bu izdüşüm çoğu kez karmaşalara sebeb olmaktadır.
halbuki sağı sahiplenenler şekil etrafında topladığı dinsel öğretileri öylesine ustaca sunarlar ki.
temelde öncelikle var olması gerek bütün normları atlamak zaruriyete dönüşür...
oysa:
niyet etmek: ( and olsun haliyle )
çalışmak : ( bugünün dünden daha iyi olmak koşuluna göre)
paylaşmak: (varolandan çok üretilen üzerinden görece taksim)
Din olgusunun olmazssa olmazı olan hatta ibadetten önce giyilmesi gereken bu önemli giyisilerin daima ve hep;
ya askıda yada çatı katında tozlu sandıkların içinde naftalinli haliyle öylece saklanması sağın hikmetiyle donanımlı olanların ayıbıdır..
kolay yaşam dürtüsü insanları bu değerleri saklama ihtiyacı içine sokmuşmudur.?
bu sorunun cevabı yüzde yüz evettir.
ama kolay yaşam isteği aynı zamanda bilimin ortaya çıkmasını sağlamıştır..
kolay yaşam isteği icatları getirmiştir.
icatlarda hareket alanını sınırlamaktadır.
oysa yaşam hareket(sürtünme)=ısı prensibine göre dizayn edilmiştir.
doğal olarak uzun süre hareketsizlik ölüm demek olduğunu herhalde hepimiz biliriz.
ama öbür yandan yaşamın doğurganlığını sağlayan ego nun
bitmek tükenmek bilmeyen açlığınıda gidermemiz gerekmektedir.
alın işte size ama dinsel ama değil önemli bir yaşam paradoksu..
bir yandan ilahi denge olan ritim gerçeğini göz ardı etmeden ısı ve hareket prensibine göre yaşayacağız
bir yandanda bütün yaşamsal ihtiyaçların bağlı olduğu egomuzun kolay yaşama isteğine cevap vereceğiz.
bunu yaparken tek kullanabileceğimiz araç zekamız olacak.
burdan sola doğru bir eğri çizssen varacağın yer çalışmanın adilce paylaşımına olacaktır;
sağa doğru bir eğri çizssen varacağın yer çatıdaki naftalinlenip saklanan elbise sandığına olacaktır.
Öyleyse?
ayazoglum