- 3361 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
CANIM YANIYOR
Seni canıma koydum ey sevgili...
Kırdın mı, "canım" kırılıyor...
Ne zaman ki çıkartıp atmak istesem içimden seni, "canım" çıkıyor!
Hasretinle yandığımda alev alev, canım yanıyor...
Böyle canıma değişin, inan, inan çok canımı acıtıyor...
..Kanıma dokunuyor!..
..Canına değemeyişim...
Sen böyle pervâsızca değerken canıma...
Değemeyişim canına bir nebze...
..Canımı acıtıyor, kanıma dokunuyor!
Canım yanmasın diye her sen’li duyguda, içimdeki pozisyonunu değiştirmek istiyorum.
Seni, senin, içinde beni koyduğun yere koymak istiyorum, varsa eğer böyle bir yer...
O mesafeye, o uzaklığa koymak istiyorum.
Canıma o kadar uzağa ve o kadar yakına yani...
Yok ise böyle bir yer içinde...
İçinde hiç yoksam ben zaten; senin de benim içimden çıkmanı istiyorum.
Ama ben, bir başıma/ben başıma yapamıyorum bunu, her zerresine karıştığın canım çıkıyor sen’le birlikte...
Biliyorum bunları ne duyarsın, ne dinlersin.
Varlığımı hissetmedin ki, yokluğumu bilesin.
Sevmedin ki, özleyesin...
Zemin kayıyor ayaklarımın altından...
Mekân, mekân olmaktan çıktı...
Zaman mefhumunu yitirdim...
Kan süzen kırık bir kanat taşıyorum şimdi...
"Kırdığın" kanadımı taşıyorum gözlerden saklamak için omuzlarıma sıkı sıkı örttüğüm şu süslü şalın altında...
Bana avuç içi kadar yeri çok gördüğün o canın senin olsun; al, başına çal!
Ve dağıt parsel parsel yer vermeye değer bulduklarına!..
Gerçekte hep defol’duğun gibi...
Ve artık hayallerimden de defol’duğun gibi...
..Canımdan da defol!
Defol!
Hicran Seçkin