- 597 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEĞİN MASALI
Bir varmış da bir yokmuş Aksakallı bir dede
Sıfırı çalan çokmuş Kurtları güde güde
Evvel saat dışında Uzaklara götürmüş
Saat bir at başında Yatağına yatırmış
At kaçarmış zamandan Sonra gelip yanına
Küfür denen dumandan Çökmüş atın önüne
O durmadan koştukça Ağlamaklı bir gözle
Yüce dağlar aştıkça Ama tatlı bir sözle
Yetmez olmuş nefesi Bu masala başlamış
Uzakta bir kurt sesi Zaman orda kışlamış
Bir zamanlar mert mi mert, yiğit mi yiğit, güzel mi güzel birisi yaşarmış. Ben deyim on bin, anam desin üç yirmi bin, siz deyin yüz bin yaşındaymış. Tanrı’nın insanları yönetmek için yarattığına inanılan bu kişiye insanlar güçlü, kuvvetli anlamına gelen “Türk” adını koymuşlar. Türk, yüzyıllarca dünyayı adaletle yönetmiş, açları doyurmuş, çıplakları giydirmiş, düşmanına bile iyilik etmekten çekinmemiş. Cümle yaratılanları sevmiş, yaratanını sevdiği için.
Nice devletlerden sonra bütün dünyayla savaşarak, son devletini, son ilini, Türkiye’yi kurmuş. Çok çalışmış, çok çabalamış ezilmemek ve eğilmemek için. Lâkin içindeki hainlerin ve kuyruk acısından oturma zevkini kaybeden düşmanları yüzünden gizli saldırılara maruz kalmış. İlkönce matematiğin bile aklının yetmediği Türkçe denilen dilini bozmaya yemin etmişler. Çünkü Türk demek, Türkçe demekmiş. İşyerlerinin hepsi uydurma ve saçma sapan dillerin harfleriyle süslemişler tabelalarını. Yöneticiler, yazarlar, aydınlar hatta ve hatta okuma-yazma bilmeyen halk bile yabancı dille konuşmaya özenmiş. İnsanlar tarihinden ve kimliğinden utandıkları için; anlamı yokluk tarlasında ekili olan isimleri kullanmışlar. Kimse sesini çıkarmamış Türkçe katledilirken. Bir de “ Ben mi kurtaracağım.” Diyen koyun sürüsü çoğalmış günden güne. Gel zaman git zaman şiir bakışlı, o muhteşem Türkçe yavaş yavaş yok olmaya başlamış. Ama dilini yitirirken dinini, kültürünü, geçmişini yani her şeyini yitiren halk, yine de sesini çıkarmamış. Bu ilgisizliğe, bu vurdumduymazlığı kızan ve utancından yerin dibine giren Türk, bir rivayete göre gençlerin uyandığı ve diline sahip çıktığı gün, tekrar yeryüzüne çıkacak ve tüm dünyaya hâkim olacakmış.
Gökten üç sopa düştü. Biri, Türkçeyi bu hale getirenin; biri, dile saldırılırken susanın; biri de, bu masalı dinledikten sonra hiçbir şey yapmayanın başına.
KENAN ÇARBOĞA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.