HALEP'TE KADIN OLMAK
Arkadaşlarımla 2009 nisan ayında Halep’e bir gezi düzenledik. Halep’i ve oradaki yaşamı çok merak ediyorduk.Neler görecek ve neler yaşayacaktık acaba….
.
Sınırı geçip Suriye topraklarına ayak bastığımızda aradığımız ilk şey ihtiyacımızı giderebileceğimiz bir tuvalet oldu. Tuvaletleri gördüğümüzde zaman tunelinden geçip geçmişe yolculuk yaptığımızı düşündük bir an. Çok ilkel bir görüntüsü vardı.Hepimiz çok şaşırmıştık
Halep’e doğru yol alırken ilk durağımız ipek yolu oldu.. yüzyıllar öncesinden günümüze kadar kalan bölümlerinde yürümek beni çok çok eski yıllara götürdü..Yaşadığımız bu anı ölümsüzleştirmek için hemen fotoğraf makinelerıne sarıldık. Fotoğraflar çekildikten sonra oradan ayrılıp Halep e doğru yol aldık. Rehberimiz Halep adının Arapça süt anlamına gelen halip sözünden geldiğini söyledi. Çünkü Halep’ te bütün binaların rengi beyazdı. Evler yöresel taşlar kullanarak yapılmıştı. Hepsi harika görünüyordu. Evlerin mimarisine bayılmıştık. Duvarların çok yüksek olması bende merak uyandırdı. Suriyeli kadınların yaşam tarzları nasıldı acaba…
Böyle bir soruyu yöneltmeden rehberimiz anlatmaya başladı. Burada erkeklerin yasal olarak üç eşle evlenebileceğini söyledi Hepimiz çok şaşırmıştık. Buradaki kadınlar hala çağın gerisinde yaşamaktaydı. Sokakta modern giyimli kadın görmek ihtimali azdı.Hepsi türbanlı veya çarşaflıydı.Hatta bazı kadınların yüzünü bile görmek mümkün değildi.Kimisinin de sadece gözleri görünüyordu.
Akşama kadar Halep in tarihi mekanlarını ve çarşısını gezdik. Doğrusu çok güzel bir şehirdi. Çok güzel kumaşlar ve ipek şallar aldık.Türkçe bilenlerin sayısı oldukça fazlaydı.Bu nedenle hiç zorluk çekmedik Kolayca alışveriş yapabildik.Akşam bizi güzel ve eğlenceli bir akşam yemeği bekliyordu.
Odalarımızda biraz dinlendikten sonra giyinip hazırlandık . Rehberimizin verdiği saat biraz geç bir saatti. Çünkü Halep’te akşam yemekleri 11-12 gibi yeniyordu. Bizler yemek yiyeceğimiz mekana erken gittik.Restoranda kimseler yoktu Çünkü henüz saat dokuz buçuk gibiydi.Bizim için özel sürprizler hazırlanmıştı. Müzisyen güzel ve hareketli Arapça parçalar söylemeye başladı. Müziğin etkisiyle havamıza girmiştik. Böyle güzel ve kıvrak müziğe biraz oynamalıyız deyip sahneye fırladık Epeyce oynadık Bu sırada arka masamızda bulunan bir bey elinde telefon sürekli bir yerleri arayıp Arapça bir şeyler söylüyordu. Oynamaktan yorulan bizler tam yerimize oturuyorduk ki bize “Siz niye kendinizi yordunuz ki..Şimdi dansöz gelecek sizi eğlendirir” dedi. Arkadaşımla ben çok şaşırmış ve öylece kalakalmıştık.
Halep’ te kadın kendisi için oynamaz ancak başkasını eğlendirmek için oynayabilirdi. Demek ki orada kadının eğlenmeye de hakkı yoktu Kısacası hiçbir söz hakkı yoktu. Gerçekten de bu ülke her şeyiyle çağın gerisinde kalmıştı. İyi ki biz bu ülkede yaşamıyorduk. Çünkü burada kadın olmak çok zordu.
Bu geziden çok şey öğrenmiştik. Ne dersiniz çok okuyan mı çok gezen mi bilir acaba.
YORUMLAR
Sevgili arkadaşım,
Yazını okurken sanki o anı yeniden yaşadım....Anlamlı yazın duyarlı her insanı bizi etkilediği gibi etkiliyecektir.Kadınına değer vermeyen ülkeler her zaman gelişimini gerçekleştiremiyecektir.KADININ ADI hala maalesef ülkemizde bile yok....EĞİTİMLE KIZLARIMIZI eğitelim ki onlar da haklarını öğrensin...KUTLARIM DEĞERLİ YÜREĞİNİ......SEVGİLERİMLE........
merhaba
sayfama hoşgeldiniz
yorumlarınız için teşekkürler
Haklısınız her toplumda kadın olmak zor tabiki de
ama geri kalmış toplumlarda ne yazık ki iki katı zor.
Ülkemizde de aynı bakış açısını taşıyan çok insanımız var.
Ekonomik gelişmişlik bunu değiştirmiyor.
Kadına bakış açısı ve kadının özgürleşmesi ancak ve ancak
toplumların kültürel gelişimiyle olacaktır.Gelecek nesillerin toplumun kadına bakış açısını değiştireceğini düşünüyorum.
daha özgür günler dileğiyle...
sevgi ve saygılarımla...
Bu geziden çok şey öğrenmiştik. Ne de olsa “Çok okuyan değil çok gezen bilir.” dememiş miydi atalarımız.
Bu söze bende katılıyorum. Birde bizim ülkemizin çok geri olduğunu söylerler.
Yanınızı ve gezinizi ilgiyle okudum ve çıkardığım sonuç: Demek ki beterin beteri varmış...
Saygı ve selamlar
Oynamaktan yorulan bizler tam yerimize oturuyorduk ki bize “Siz niye kendinizi yordunuz ki..Şimdi dansöz gelecek sizi eğlendirir” dedi. Arkadaşımla ben çok şaşırmış ve öylece kalakalmıştık.
.....
kadınlar eğlenmezler, elendirirler.***
geri toplumların kadına bakışı bu ne yaık ki..
bir erkeğin üç eşi olması ise ayrı bir gerilik göstergesi. sanki kadın insan değil de alınıp satılan bir mal.
modern değimiz toplumlarda da kadına meta gözüyle bakan anlayışlar yok mu sanki.
bugün yaşadıığımız çevrede kadına değer verilmiyor. eğer kadın mücadele edemeyiorsa, imkanları yoksa eziliyor.
önce babası, sonra kocası, patronu ve en son oğlu tarafından...
kadınların özgüece salınıp yaşayabileceği zamnlar elbette olacak. eğer böyle yazılar yazılıyorsa, kadın sesini duyuruyorsa..o günler uzak değil..
sevgili aynaz, gezinizi ilgiyle okudum..ve verdiğiniz mesajı da çok doğru buldum..yeni yazılarınızda buluşmak dileğiyle..
bende gittim bir kaç defa şam-halep gezilerine, haklısınız anlattıklarınızda ama...
aslında kadın olmak her iklimde ve zamanda zor,
çok uzağada gitmeye gerek yok, bizim ülkemizde de zor..
doğu anadoluda, güneydoğuda, karadenizde, akdenizde, orta anadoluda, egede ve marmarada..
değilmi ki erkek egemen bir toplumuz her an zor kadın olmak...
bizim çok örnek alıp imrendiğimiz abd nin en lüks ve yaşanası eyaletinde de zor kadın olmak...
hayatı kazanan, yoğuran ve çeken kadın olmak,
eğlendiren kadın olmak,
besleyen, büyüten kadın olmak,
bakan, barındıran kadın olmak,
ve kadın olmak dahası, saçı uzun aklı kısa diye algılanmak...
bu sitede bile zor kadın olmak, inanın...
kadından şair olmaz diyenlerden tutunda, kadın neler neler isterki diyenlere kadar...
ah be şairim bamteli gibi bu konu, dokundukça sızlatır...
velhasıl kadın olmak heryerde zor...