- 1180 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
SAKAR DA DEĞİLİM AMA _1
Normalde bayağı akıllı bir insan olmamla birlikte ablamla ne zaman yan yana gelsek muhakkak başımıza bir iş gelir. Ondan mı benden mi bilemem.
Bir insan bu kadar mı sakar olur?
Oluyor işte!
Günlerden bir gün markete gittik ablamla. Alışverişimizi yaptık poşetlerimizi doldurduk ve servise doğru yürüyüşe geçtik. Elimizdekiler ağır mı ağır! Bizim mahallenin servisini de epey bir uzağa park etmişler. Başladık biz ablamla uflaya puflaya taşımaya. Ama bir tuhaflık var yol yürüdükçe elimdeki poşet hafiflemekte. Ablama konuşuyorum:
_ Abla elim ne güzel hafifledi.
_ Taşımaya alışmışsındır ondan.
_ ……?
Biz halen konuşa konuşa devam ediyoruz. Nihayet servisin yanına geldik. Arkadan yaşlı bir amca seslendi:
_ Evladım bakar mısın?
Dönüp baktık ikimizde; amcanın şapkası ve kucağı elma portakal dolu.
_ Buyur amca! Dedi ablam.
Bir taraftan da kucağında meyvelerle ne yapıyor diye merak bizde.
_ Evladım seslendim duymadınız. Poşetiniz delinmiş meyveleriniz burada. Sağlam poşet varsa doldurun.
Amcaya teşekkür edip yedek poşete meyveleri doldurduk doldurmasına ama…
Ablam da bende yerin dibine girdik ama bir taraftan da kendimizle dalga geçip güleceğiz diye karnımıza ağrı girdi.
Halen aile içinde dalga konusudur “insan elindekiler hafifliyor diye hiç olmazsa bir arkasına bakar”. Biz o sırada koyu bir muhabbete dalmıştık, nerden bilebilirdik ki meyvelerin döküldüğünü!..
Serap Baycan
YORUMLAR
Normalde bayağı akıllı bir insan olmamla birlikte ablamla ne zaman yan yana gelsek muhakkak başımıza bir iş gelir. Ondan mı benden mi bilemem.
Bir insan bu kadar mı sakar olur?
Oluyor işte!
Günlerden bir gün markete gittik ablamla. Alışverişimizi yaptık poşetlerimizi doldurduk ve servise doğru yürüyüşe geçtik. Elimizdekiler ağır mı ağır! Bizim mahallenin servisini de epey bir uzağa park etmişler. Başladık biz ablamla uflaya puflaya taşımaya. Ama bir tuhaflık var yol yürüdükçe elimdeki poşet hafiflemekte. Ablama konuşuyorum:
_ Abla elim ne güzel hafifledi.
_ Taşımaya alışmışsındır ondan.
_ ……?
Biz halen konuşa konuşa devam ediyoruz. Nihayet servisin yanına geldik. Arkadan yaşlı bir amca seslendi:
_ Evladım bakar mısın?
Dönüp baktık ikimizde; amcanın şapkası ve kucağı elma portakal dolu.
_ Buyur amca! Dedi ablam.
Bir taraftan da kucağında meyvelerle ne yapıyor diye merak bizde.
_ Evladım seslendim duymadınız. Poşetiniz delinmiş meyveleriniz burada. Sağlam poşet varsa doldurun.
Amcaya teşekkür edip yedek poşete meyveleri doldurduk doldurmasına ama…
Ablam da bende yerin dibine girdik ama bir taraftan da kendimizle dalga geçip güleceğiz diye karnımıza ağrı girdi.
Halen aile içinde dalga konusudur “insan elindekiler hafifliyor diye hiç olmazsa bir arkasına bakar”. Biz o sırada koyu bir muhabbete dalmıştık, nerden bilebilirdik ki meyvelerin döküldüğünü!..
.............................
serap
sen ve ablan,,,
başınıza sakarlıklar gelmek için
yaşıyorsunuz galiba.
yine güldürdün.
sen de gül daim.
saygımla.
evet ya bazen oluyo böyle. ben de birkeresinde orta okuldayken hocama pansiyondaki sineklerden şikayetçi olurken hocam bana şu soruyu sordu; nerden biliyosun sadece bir sinek olduğunu. verdiğim cevabın bir açıklaması yoktu gülmekten başka. "hocam çünki hep o geliyo..." epey eğlendik. sizinki de çok güzelmiş. rahatlamışsınız tabi elinizdekilerin hafiflemesinden. ben olsam da herhalde bakmazdım. tebrikler.
çok hoş...Buna benzer bir olayda benim başıma gelmişti.Domates poşetimde bir kaç domates kalmıştı eve döndüğümde,seneler önce.Bana o anımı hatırlattınız.İnsanın kendi sakarlığına gülebilmesi ve böylesine paylaşabilmesi çok güzel...
güzel bir yazı,tebrikler ve gülümsettiğiniz için teşekkürler...
sen sakarlık görmemişsin))))
kızım boşunamı yasakladı bana mutfağı...
aslında bazen insanın basireti bağlanıyor yapıyor böyle sakarlıklar
her ramazan iftar üstü uğradığım marketten hep vukuatlarla dönmüşümdür...ama sizinki de ilginç..yürüdükçe hafifleyen poşet ve ablanızın tercübesini konuşturmak istemesi..yürüdükçe alışmak değil düştükçe boşalan bir hafiflik....güzeldi ..sevgiler saygılar...