- 905 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
Anne Yüreği (21)
“Senin ağzın iyi laf yapıyor, Avukat olmalıymışsın sen”
“Bunun için avukat olmaya gerek yok ki, insan olmak yetiyor”
“Bir de ukalalık yapıyor ya. Kimsin sen? Ya hanım, bunun gibi ne olduğu belirsiz insanları eve alıp, muhatap olmak ve onların seviyesine düşmekle en büyük hatayı yapıyoruz biz. Lütfen hemen git ve kendi çöplüğünde eşin ve bizim gibi üst düzey insanlarla nasıl konuşulur öğren. Kim olduğuna ve ne olduğuna bakmadan bize akıl vermeye gelmiş. Kim bilir okuma yazman da yoktur senin. Hemen çık dışarı, kolundan tutup atmayayım seni, şıllık”
Ayşe, bu sözleri duyabileceğini tahmin bile etmemişti. Tiksinerek baktı adamın yüzüne. Gözleri doldu. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Oturduğu yerden bir hışımla kalktı, kapıya doğru yöneldi ama evin hanımının sesi ile olduğu yerde durdu.
“Sus be adam sus biraz. Kim olursa olsun evine gelen ve seninle konuşmaya çalışan biri ile nasıl böyle konuşursun? Ayşe bir adım bile atma. Dur orada”
“Ne diyorsun hanım sen”?
“Okumakla, adam olunmadığını gösterdiğin için teşekkür ediyorum sana. Ayşe, otur bakalım şuraya. Dediklerinin hepsini dinledim. Senden eşim ve kendi adıma özür dilerim. Biz, hiç senin gibi düşünmedik. Eğer biraz olsun ezilmiş olsaydık ya da ezilenleri dinlemiş olsaydık, onun ne demek istediğini, ne durumda olduğunu anlar biraz önceki davranışı göstermezdik.”
“Senin aklın başında mı? Dertsiz başını belaya mı sokmak istiyorsun? Adamın ne kadar pislik biri olduğunu biliyorsun. Bize, her türlü zararı verebilir”
“Eee, serbest dolaştığı sürece vermeyecek mi?
“Bu kadının, senin aklını karıştırmasına izin vermem, veremem”
“Bu kadın beni biraz olsun düşünmeye itti o kadar, aklımı karıştırmadı”
Onlar tartışmaya başlamışlardı. Ayşe oturduğu yerden kalktı.
“Ben gitmek zorundayım. Eğer fikrinizi değiştirirseniz üç gün sonra Gül hanımın mahkemesi var”
Deyip onların yerlerinden kalkmasına müsaade bile etmeden kapıdan çıkıp gitti. Ahmet Bey ve eşi Nurten Hanım hala tartışıyorlardı.
Ayşe, önce yaşadığı şoku atlatmalıydı. Ahmet denen adamın ona söyledikleri çok ağır gelmiş ama eşinin söyledikleri biraz olsun o ağırlığı hafifletmişti. Demek adam gerçekten korkuyordu. Ama Ayşe’de korkuyordu. Özellikle çocukları için. Bir banka oturdu. Biraz kendini toparlayıp, verdiği karardan dönmeden hastanenin yolunu tuttu. Hastanede ne ile karşılaşacağını bilmiyordu. Konuşmak istediği kişi doktordu. O kadar okumuş bir adam Ayşe gibi birini dinler miydi? Avukat Hakan Bey “ Hiç umamadığın şeyler olabilir” demişti. Belki de çok kötü bir şey yaşamazdı.
Hastanenin kapısından girdiğinde saat on beş kırk beşi gösteriyordu. Hastane yavaş yavaş boşalıyordu. Çok az insanlar ellrinde evraklarla oradan oraya koşturuyordu. Sabahtan gelmiş olsaydı. Burada iğne atsan yere düşmezdi insan kalabalığından. Hemen kapı girişinin karşısında Müracaat yazan yazıyı gördü. Oraya doğru yürüdü. Daktilonun başında bir bayan memur vardı.
“Memur hanım, ben Doktor Can bey ile görüşmek istiyorum. Nasıl görüşebilirim?
“Can bey şu anda poliklinikte, on beş dakika sonra işi bitiyor. Beklerseniz onunla görüşebilirsiniz tabi kabul ederse”
Ayşe teşekkür ederek hemen karşıdaki banka oturdu ve gözlerini duvardaki saate dikti. Onu kaçırmamalıydı. Bankta otururken, Ahmet Bey ve eşi Nurten hanımın ne durumda olduklarını merak ediyordu. Nurten Hanım, Ahmet beyden daha mantıklı ve daha güzel bakıyordu olaya. Önemli olan evin hanımının razı olmasıydı. Erkeği, nasıl olsa eşi ikna edebilirdi. Ayşe, şehre geldiğinden beri bunu anlamıştı. Başını kaldırıp saate baktığında saat on altı olmuştu. Birkaç dakika sonra Müracaattaki bayanın, beyaz önlüklü, sarışın, gözlüklü, oldukça genç biri ile konuştuğunu gördü. Bu kişinin Can Bey olduğunu tahmin etmişti.
“Doktor bey, doktor bey, şu karşıda oturan bayan sizi bekliyor. Özel konuşacakmış sizinle”
Doktor dönüp kadına baktı.
“Tanımıyorum o kadını. Benimle özel ne konuşabilir ki?”
“Bilmiyorum ama sanırım önemli. Bayağı bekledi sizin içeriden çıkmanızı”
Ayşe, oturduğu banktan kalkıp, doğruca doktorun ve memur hanımın yanına geldi. Doktorun bir şey söylemesini beklemeden
“Doktor bey sizinle konuşmak istiyorum. Lütfen birkaç dakika ayırır mısınız bana”?
“Çok yorgunum. Sizi dinleyebilecek durumda değilim”
“Lütfen doktor bey. Çok zamanınızı almayacağım. Birkaç dakika yeter bana. Çok önemli bir konu. Hayat memat meselesi”
“Hayat memat meselesi mi? Hasta falan mısınız? İyi görünüyorsunuz ama”
“Yok, doktor bey hasta değilim. Özel bir konuda konuşmak istiyorum, Liften rica ediyorum. Birkaç dakika yeter”
“Tamam, tamam. Haydi, çıkalım odaya”
Doktorun odasına çıktılar. İlk girişte hemen karşı masada bir bayan oturuyordu. Ayşe’nin gözleri bayana takıldı. Tanıdık biri gibi gelmişti Ayşe’ye. Doktor, sekreterine selam verip, hemen içeride ki odasına geçti Ayşe ile birlikte
“Buyrun oturun. Birkaç dakika müsaade edin. Üstümdeki önlüğümü çıkartayım. Bu arada bir çay söyleyeyim. İçersiniz değil mi?
“Teşekkür ederim. Ben almayayım. Siz söyleyin kendinize”
“Bende içmeyeyim o zaman. Evet, şimdi sizi dinliyorum. Zaman kaybetmeden konuya girin isterseniz. Ne istiyorsunuz benden? Nerden tanıyorsunuz beni? Kim gönderdi sizi bana*?
“Sizi tanımıyorum. Kimse de göndermedi. Ben kendim geldim sizin yanınıza. Önce beni kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Oysa sizler hakkında kötü konuşuyorlardı. Ama hiç de kötü olmadığınızı görmek biraz olsun rahatlattı beni”
“Demek kötü konuşuyorlar bizim hakkımızda”
“Kötü değil de, hiç kimseye iyi davranmadığınızı söylüyorlar”
“Anladım, ama her meslekte vardır böyle davranan insanlar. Hepimiz aynı değiliz”
“Biliyorum insanların farklı olduklarını. Ama, ben bu gün hep iyi insanlarla karşılaşıyorum. Benim şansımdan mıdır bu bilmiyorum. Adım Ayşe. Üç çocuk annesiyim. Kızımın okuyabilmesi ve on iki yaşında babası tarafından satılmaması için, üç çocuğumu alıp köyden kaçtım ve şehre yerleştim. Temizliğe giderek geçimimi sağlıyorum”
Devam Edecek
YORUMLAR
Yine çok güzeldi. Maalesef Nurten Hanımın işi gibi insanlar aramızda çok var. İnsanların variyetine göre değer veren insanlar. Okulda okumak, bir meslek sahibi olmak cehaleti yok etmiyor maalesef. İnsanın kendisini yetiştirmesi ve olgunlaşması çok önemli bence. Ayş gibi kadınlar olmalı bunları düzeltmek için. Çok önemli konuları içeriyor hikayeniz. Tebrik ediyorum sevgili dostum sizi. Sevgilerimle, kucak dolusu ..