- 436 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN? 24
Hayat devam ediyordu ve aradan geçen süre içinde de dünya yörüngesinde dönmeye devam etmişti. Çok özlemişti çocuklarını ama onların yüzüne bakmaya cesareti yoktu. “Bir gün kendimi affettireceğim onlara “ Diyordu. Ölmeden önceki en son isteği bile olsa, onların kendisini affetmelerini istiyordu.
Tarık kendini toparlamıştı. Bir haftalık yatışının ardından, doktoru taburcu etmeye karar verdi. Bol bol dinlenmesi ve tuzlu, ağır yemekler yememesi konusunda uyardıktan sonra taburcu oldu.
Kamil, daha önceden gitmiş ve evi tekrar elden geçirmişti. Hastaneye geldiğinde, Kamil Bey’ i de Tarık’ ın odasında buldu. Eşyalarını hazırlamış ve hastaneden çıkmak için bekliyordu. Kamil, çıkış işlemlerini yapmak için dışarıya gidecekken,
“ Adaşım, ben çıkış işlemlerini bitirdim. Gidebiliriz artık. “
Tarık’ ın çalan telefonuyla, dikkatler ondan tarafa yöneldi. Telefonu açan Tarık’ ın yüzünde bir tebessüm oluşmuştu. Daha rahat konuşmak için odadan, koridora çıktı. Arayan Nihal’ di.
“ Tarık, nasılsın ? Bugün ziyaretine geleceğim. Gelmeden önce, bir ihtiyacın var mı diye aramıştım. “
“Nihal, hiç gelme istersen. Ben taburcu oldum. Eşyalarımı hazırladım. Şimdi hastaneden ayrılıyoruz. Yanımda, babam ile Kamil Ağabey var. Akşam görüşsek olur mu ? “
“ A çok sevindim gerçekten. İsterseniz almaya geleyim sizi. “
“ Teşekkür ederim Nihal.Babam araba ile gelmiş. O götürecek bizi. Akşama görüşebilir miyiz acaba. Bir yerde buluşuruz olmaz mı ? “
“ Tamam olur, hem de çok iyi olur. Yalnız, sen hastaneden yeni çıktın. Senin için zararlı olursa diye düşündüm. “
“ Yok olmaz. Ben, kendimi çok iyi hissediyorum. Hastane havası beni çok kötü yaptı. Seninle sohbet etmek istiyorum. Sen müsaitsen tabii ki. “
“ Tamam, akşam yeri sen belirlersin. Beni ararsın, ben oraya gelirim. “
“ Görüşürüz Nihal.”
Dedikten sonra telefonunu kapattı. Yüzündeki sevinç ve gözlerindeki pırıltılar ile içeriye girdi. Kamil Bey’in hoşuna gitmişti onun sevinçli hali.
“ Haydi, gidebiliriz artık. “
Hastaneden çıkarak, Tarık’ ın babasının arabasına binmek için yürümeye başladılar. Hastane bahçesinde bir kadın çığlık çığlığa feryat ediyordu. İnsanlar ise üzüntü ile ona bakıyordu. Bazıları ise onu teselli etmeye çalışıyorlardı. Haykırışları yürekleri dağlıyordu.
Hastanede kötü günler geçiren Kamil ise içi sızladığı halde dönüp bakamıyordu. Hızlıca aracın arka koltuğuna geçti ve oturdu. Tarık ve babasının binmesiyle araçları hareket etti. Kadının haykırışları giderek azalmıştı.
Eve geldiklerinde, aracından inen Kamil Bey, hayranlık dolu bakışlarla eve baktı. Çok şirindi. Özellikle de bahçesi çok hoşuna gitti. Onlardan önce giderek kapıyı açan Kamil, ev sahibi kimliğine çoktan bürünmüş olmalıydı.
Beraber çay içtiler. Uzunca bir süre sohbet ettiler. Sonra da Kamil Bey, evden ayrıldı. Tarık, bir süre uzandığı kanepeden evinin içine baktı. Bakışları eşyalara takılmış, düşünceleri ise akşam görüşeceği Nihal’ de kalmıştı.
İçinden “ Ona, ayrılma sebebimi ve hayatımı anlatmalıyım. Her şeyi bilmeli.” Diye geçirdi. Akşam buluştuklarında, her şeyi anlatacaktı. Saatine baktığında, akşama az bir zaman kaldığını fark ederek, banyoya gitti. Duşun altına girdi. Banyodan çıktıktan sonra sinek kaydı traşını oldu. Üzerine güzel bir şeyler geçirdi. Saat de neredeyse on dokuza gelmek üzereydi.
Bir düşündü. Neresi uygun bir buluşma yeri diye. Sonra ilk buluştukları, o mekan aklına geldi. Telefonla Nihal’ i aradı. Onunla konuştuktan sonra minibüse binerek oraya doğru yola çıktı.
İçeriye girdiğinde, Nihal’ in ondan önce gelip, daha önce oturdukları köşeye oturduğunu fark etti. Yanına yaklaşmaya başladığında, kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Onun yanında, huzur buluyordu sanki.
Nihal’ de aynı duygular içindeydi. Mıknatıs gibi bir kuvvet ona çekiyordu sanki. Bir müddet hiç konuşmadan birbirlerine baktılar. Sonra yavaş yavaş konuşmaya başladılar. Tarık, konuşmak istediği şeyleri kafasında daha önceden hazırladığı halde bir türlü konuşamıyordu. Nihal ise bu durumu fark etmiş ve yüzüne anlatması için bakıyordu.
En sonunda,
“ Nihal, biz daha yeni tanıştık.İnsan kendini, bazen yıllardır tanıdığı insanlardan daha fazla yakın hisseder yeni tanıdığı kişileri. Ben, sana o şekilde hissediyorum. Sanırım ben sana aşık oldum. Birden bire, damdan düşer gibi söyledim ama hayat çok kısa. Onun için de her saniye bizler için çok değerli. Hastalanınca daha çok anladım. Ben, sana bundan önceki hayatımla ilgili her şeyi anlatmak istiyorum. Bütün anlatacaklarımı dinledikten sonra cevabını almak istiyorum.
Daha önceki buluşmamızda, evlenip ayrıldığımı ve bir kızım olduğunu söylemiştim. Nihal, hayat çok acımasız. Ben, o acımasızlığına, çok küçük yaşlarda şahit oldum. Annem bizi terk etti. Çok sıkıntılar çektim. Annemin yüzünden, tüm kadınlardan nefret ediyordum. Onlardan intikam almak istiyordum. Çok hareketli bir yaşamım vardı. İlişkilerim oldu. Günü birlik yaşanan türden. Sonra, eski eşimle evlendim. Ama onu da mutlu edemedim. Sanki, beynimin içinde yaşayan biri vardı ve bana kadınlardan intikam almamı istiyordu. Eski eşim çok iyi bir insandı ama onu hayal kırıklığına uğrattım. Beni affetmedi. Ona kızmıyorum. Haklıydı. Boşandık sonra. Kızım beni hayata bağlamaya başlamıştı. Bir süre bunalıma girdim. Sonra toparlandım. Seninle tanıştık. Sana doğru bir akarsu gibi aktım. Seni, bana yaklaştıran bir kuvvet vardı sanki. İşte! Ben, böyle biriyim. Öğrendiğim en son şey ise sevginin, çok güçlü bir duygu olduğu. Her yarayı iyileştiren bir iksir sanki. Seni seviyorum Nihal. Şimdi senden bunun cevabını vermeni isteyemem. Ama sonra…. Sen, beni çok değiştirdin.
Nihal, bu konuşmanın ardından rahatlamıştı. Anlattığı şeylerin içinde onu rahatsız edenler de vardı ama en azından onun hakkında bilmediklerini, kendi ağzından dinlemişti. Bu şekilde daha rahat davranacaktı.
“ Teşekkür ederim Tarık. Bir kadın için çok önemli şeyler bunlar. Açık yüreklilikle, hayatını özetledin bana. Sana olan duygularım karşılıksız değil. Sanırım ben de sana aşık oldum. Seni, her an düşünüyorum. Hiç de alışık olmadığım şeyleri konuşuyorum şimdi. “
“Nihal, yalnız sana söylemeyi unuttuğum bir şey var. İşlerim biraz kötü gidiyor şu aralar. Bilmeni istedim. “
“ Tarık, ben hiçbir zaman maddiyata önem vermedim. Önemli olan insanların karakteridir. Gerisi hiç önemli değil. Tek şeyi affetmem. İhanet ! “
“ Bu duyguyu tatmayacaksın Nihal. Yaşatmayacağım. “
“ Tarık, kızını görmek istiyorum. Mümkünse . “
“ Kızını görmek istiyorum “ Sözünü duyunca sevinci yüzüne vurdu Tarık’ ın. İnsan sevgisi ile dolu bir kalbi vardı onun. Ona ait ne varsa kabulleniyordu.
DEVAM EDECEK !
YORUMLAR
Ölümün soğuk nefesini hissettiğimizde yaşamın ne olduğunu anlıyoruz aslında.
Umarım Tark ile Nihale aralarına hiç yalan almadan hayatlarına devam edebilirler.
Sevmek hiç bir şeyi değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul edebilmektir ve Nihal bunu başarabilecek güçte bir kadın.
Güzel bir bölüm daha . Sevgiler yüreğinize