Kızsal muhabbetler(30)(a)..............
-Tek başına kalabilsem kimsesiz ,sessiz,sensiz.
Leyla bu cümleyi niye kurduğunu bilmiyor ama kurdu işte ,içindeki korodan bir ses işte.Kuzeniyle kafede oturuyolar, Erzurumun soğuğunda yapılacak en mantıklı şey bu zaten.Tam karşılarında bir çift.Adam bir gözüyle bakıyolar mı diye garsonu gözetliyor ,diğer eli kızın memelerine ulaşma derdinde.Leyla izlemiyormuş gibi yapıyo ama izliyo.Vedat hiç böyle şey yapmadı ona.Oysa biliyor Leyla, askılı badi giydiği o gün Vedatın gözleri göğüs çatalındaydı.Leyla bu çatal kelimesini de hiç sevmez ya neyse.
Adam sıktı bıraktı, zira korkuyor ,burası tutucu bir şehir.Leyla içinden kızdı adama.Tek derdin bu muydu be adam, ne oldu, elledin de noldu?
-Bir kadının önce ruhunu soymalı ,erkek her bir parçayı tek tek elleriyle çıkarmalı.Her parçasını nadide bir nesneyi tutar gibi tutmalı,okşamalı,öpmeli.Neden erkekler önce bedenden başlar neden?Kadını bundan ibaret gördükleri için belki.
Leyla bunları düşünüyordu işte.Vedat ona cinsel gözle bakmamıştı ,baksa Leyla için yıkım olabilirdi bu.Ama yine içinde bir hınç vardı, amcası ona cinsel gözle bakmıştı.Öz amcası baba yarısı...Üstelik ne kadınken ,ne de kızken o daha küçücük bir çocukken yapmıştı bunu.Hani hatırlamak istemediği birşeyi hatırladığında, gözlerini sıkıca kapar ya insan,görüntü gitsin diye çabalar ya, Leyla da bu halde işte.
-Allah kahretsin, ey hayat ,bir çocuğa acımasız olmaya ne hakkın var? Söyle ne hakkın var? Zaten büyüyünce her türlü acımasızlıkla karşılaşmayacak mı?
Leyla tamamen iç dünyasına gömülmüş ,belki de kendini gömüyordur kimbilir?Kuzeni ha bire bişeyler soruyo.
-Allahım bişey olsa şu kız sussa ,içimi dinlemek istiyorum.
Leyla durduk yere Celile hanımı hatırladı ,ne alaka bilmiyor.Biz de bilmiyoruz, inanın bilmiyorum.
-Kim bu Celile hanım?
Nazım Hikmetin annesinin adı.Yahya Kemal, meşhur şair ,bu ressam hatuna aşık olur,ama Celile Hanım evlidir.Neden sonra Celile Hanım aşkı uğruna eşinden ayrılır ama bu defa o meşhur şair,istemez Celile hanımı.
-Böyle dile düşmüş hanımı nasıl alırım ben?Ne derler bana?Yahya Kemalin kurduğu cümleler bunlardır.
Sonraları Celile hanımla birbirlerini sevip sevmediklerini soranlara:
-Sevdik ama farklı zamanlarda, der .
Leyla şimdi şu saniyelerde bu cümleyi düşünüyor.Farklı zamanlarda sevmek.İlk günler Vedatı sevmiyordu, oysa Vedat onu çok seviyordu.Yoksa şimdi Leyla seviyor da Vedat mı sevmiyor?
Oysa evde bıraktığı telefon defalarca çalmıştı.Vedat yılmadan, usanmadan defalarca arıyordu.
-Kaçıyosun Leyla ,aşktan, benden,kendinden,hayattan.Ama neden?
Leyla kuzenine ayıp olduğunu bile bile, konuşmuyordu, susuyordu esasında konuşuyordu ama içinden.Leylanın gözü tekrar kızın memesini sıkan adamdaydı.Adam kafe kalabalıklaşınca erkekler göz ucuyla yanındaki kıza bakınca elini daha çok attı kıza.İyice sarmaladı kızı.Beden dilinin tercümesini düşündü Leyla.
-Bakın bu kız benim.Benim olduğunu kanıtlamak için atıyorum elimi her yerine.Erkekler özellikle etrafta tehlike olarak atfettikleri hemcinsleri olunca yaparlar bunu.Sarmayacağı varsa da sarar kızı.Gözdağı vermek mi ki bu?
Leylanın bakışlarının hedefi ,kızı buldu şimdi, kız ağır bir ruj sürmüştü.Normalde sürmüyordur belki ama öpüşeceğinden emindi buraya gelirken.Kadınlar iki yüzlü mü acaba?Güya akıllarına bile getirmezler ama olasılıkları düşünürler ya öpüşürsek, ağda da yapmıştır bu şimdi ,sevişme olasılığına karşın.
Leyla kızgındı.Ama neye ,kime bilmiyor belki de Adem ile Havvaya.Onlar kardeş kardeş yaşasalardı bunlar olmayacaktı.
Kafedeki salak saçma şarkı değişti ,şimdi çalan Leylanın en sevdiği şarkılardan.Yeni Türkü ’dönmek’.
Dönmek, mümkün mü artık
Dönmek, onca yollardan sonra
Yeniden yollara düşmek
Neresi sıla bize, neresi gurbet
Al bizi koynuna ipek yolları
Üstümüzden geçiyor gökkuşağı
Sevdalı bulutlar uçan halılar
Uzak değil dünyanın kapıları
Neresi sıla bize, neresi gurbet
Yollar bize memleket
Gitmek, mümkün mü artık
Gitmek, onca yollardan sonra
Yeniden yollara düşmek
Rakılı akşamlar, gün batımları
Çocuk gibi ağlar yaz sarhoşları
Olmamış yaşamlar, eksik yarınlar
Hatırlatır her şey eski aşkları
Neresi sıla bize neresi gurbet.
Leylanın aklına bir cümle geldi ,tüm gelenler gibi sebebsiz.’En uzak mesafe ne Afrikadır ,ne Çin ne de Hindistan.En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirinin anlamayan’
Nerde okumuştu bu cümleyi?Söyleyeni kimdi?Hatırlamıyor.
Ne çok beğenmişti bu cümleyi.Altını çizdiklerindendi.Hayatta bir tek cümlelerin altını çizebiliyor zaten.
Leyla garsonu gözlüyor şimdi ,garsonları sever Leyla kendi de bir devir bu işi yaptığından mı nedir sever işte ama bu garsonu sevmedi vıcık vıcık yılışık.Hele şu kikirdek kızlarla nasıl ilgileniyo?
-Ne yani Leyla ,senin gibi hüzünlü bakışlı,dalgın her an terslemeye hazır modda bekleyen biriyle mi ilgilensin?
Leyla garsonun dişlerine baktı, öndeki iki dişi ayrıktı ,bu şans alametiydi.Ön dişleri ayrık olanlar, doğuştan şanslı olurdu.
Leyla bunları düşünürken, telefon çaldı Leylanın ki de çaldı ama onu duyamayız çok uzakta çalan telefon tam masanın üzerinde olan.
Leylanın kuzeni:İyiyim nolsun ya, kuzenimle oturuyoruz işte senden naber?
Leyla arayanın cinsel kimliğini çıkaramadı.Erkek arkadaşı olmaz öyleyse kim?İçinden:
’Eğer arayan kişinin adında ya da soyadında ’V’harfi varsa Vedat beni bırakmayacak ’dedi
Leyla içinden konuşmanın süresini tutuyor kalbi hızlı atmaya başladı.
-Hadi be kızım kapat şu telefonu.
1
2
.....
15
BİTTİ
-Arayan kimdi?
-Bir arakadaş
-Anladık o kadarını.Adı ne?
-Necip
-Soyadı ne?
-Akın
Leyla olmaz adın da da soyadında da ’V’ yok.Yok ,yok,yok
-Demek Necip AKIN haaaa.
Aslında iki ismi var.Okulda hepimiz Necip deriz.
Hiç bir cümle Leylayı bugün, bu cümleden daha mutlu edemezdi.Biliyordu bir ’V’ olmalıydı.Vedatın ’V’si.Sakin bir şekilde sanki hiç umrunda değilmiş gibi sordu:
-Diğer adı ne?
-Vasfi.
Leyla kulaklarına inanamıyordu VASFİ.Necip Vasfi Akın.Vasfi ’V’işte düpedüz ’V’ hem de Vedatın ’V’si
Leyla birden ayaklandı:
-Kalk eve gidiyoruz hemen
-Noldu Leyla?
-Kalk telefonuma kavuşmalıyım, hemen onu aramalıyım ,hemen şimdi!
Kimi ya dur bi noldu birden bire?
-Kalk hemen!Onu aramalıyım şimdi hemen anlatmalıyım bunları!
-Offf Leyla delirdin mi?Neyi anlatacaksın?Kimi arayacaksın?
-Vedatı.VEDAT.VEDAT.VEDATTTT...........
Not:Sadece Leyla var bugün.Neden?Bilsem söylerim bilmiyorum.İnanmadınız mı bilmediğime.İnanın bilmiyorum.
YORUMLAR
-Kaçıyosun Leyla ,aşktan, benden,kendinden,hayattan.Ama neden?
Leyla kuzenine ayıp olduğunu bile bile, konuşmuyordu, susuyordu esasında konuşuyordu
Aşktan klaçmak ve susurak konuşmak. Sanırım bizler severken bunu en çok yapanlardanız ne dersiniz sevgili Şükran hanım.
Hemn diğer bölüme geçiyorum. Vedat'a aradı mı aeamadı mı. Umarım çelişkiler yaşamaz eve geldiğinde Leyla .
Sevgiler yüreğinize
leylanin yolculugu uzun..as;ina diger yazilarinda tumunde leyla var. Diger kizlar da iyiler ama bas rolde Leyla oynuyor...bu ask zayif dusuruyor leylayi nedense...ama asksiz da olmuyor degil mi??..
sahi bir de o ik kafa arasindaki mesafe sanirim N. Hikmet e ait idi..cok emin degilim ama hatirlatmak babinda benimki biraz..
hoyratca tarafından 11/3/2009 5:30:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
sona yaklaştıgını hissettiren bu yazıları bir çok kişinin keyifle okudugu düşüncesindeyim yazan kuvvetli bir kaleme sahip bu şüpe götürmez karakter leyla eskiden tanıdıgım birine öyle benziyorki şaşırtıcı desem yeridir umarım onunda hayatı gerçekte bu hikayeyle uyuşur zira sonunu tahmineder gibiyim başarılar şükran ...
şükran harikaydı ve nedense bende bu bölümü daha çok beğendim diğer bölümlerine göre..
bazen kapadığımız yada kapatmaya çalıştığımız kapıların arkasından o denli uzun süre bakar kalırız ki...
birileri,bir ses,bir sebep...ne olursa olsun bizi uyandırmalı...
biz kapatırken tüm kapıları,bizim için açılan başka kapıları görmeyiz...
oysa orda işte..tam karşımızda...
farkına varıpta açabilmek o kapıyı...
aç şu kapıyı leyla artık....
ve,,
açacak....
çok beğendim arkadaşım çok...
her yönüyle,inve mesajlarınla mükemmel bir yazı olmuş...
kutlarım..
sevgimle,,