30 AĞUSTOS CUMHURİYETİ KURAN ZAFER

• 2 Kasım 2009 Pazartesi 10:54:00

Mustafa Kemal’in felsefeye ve zaferlere bakış açısı şöyledir.’ Felsefeyi bilmeyen komutanlarda zafer kazanır.Ama niçin savaştıklarını bilmedikleri için,kazandıkları zaferin bir anlamı olmaz’ Mustafa Kemal’in bu sözlerini tarih doğruluyordu,Annibal,Cannes meydan savaşını kazanmış ama Kartaca’nın yıkılışını engelleyememişti. Napolyon ve Hitler önemli zaferler kazanmalarına rağmen,hazin sonlarından kurtulamamışlardı.
Mustafa Kemal,ise aklı ve gerçekçiliği ile,kazandığı kesin askeri zaferi,siyasal zaferle süslemeyi bilmiştir. 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Zaferi; Mehmetciğin çorak toprakla buluşan asil kanı üzerinde Cumhuriyet filizini yeşertmiştir.
Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı Sürecinde dış düşmanlardan daha çok,düşmanlarla menfaatlerini birleştirmiş iç düşmanlarla uğraşmak zorunda kalmıştır. İşte Cumhuriyeti kurma düşüncesi, Mustafa Kemal’de bu süreç içerisinde şekillenmiştir. Çünkü,Kurtuluş Savaşı sürecinde bir çok acılar,özveriler yanında ihanetler de yaşanmıştır. Bu ihanetler ve savaş sürecinde Mustafa Kemal’in yanında Türk Milleti vardır. Bunun için Mustafa Kemal, ihanetlerle kokuşmuş bir iradeden yönetimi alıp, savaş alanlarını kanı ile sulayan Türk Milletine vermiştir.Başka bir deyişle ’ Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ sözü 30 Ağustos 1922 de savaş alanında doğmuştur.
Mustafa Kemal’ in ömrünün büyük bir kısmı savaş alanlarında geçmiştir.Bir çok zaferler kazanmıştır. Tarih, Mustafa Kemal’in askeri dehasını,Conkbayırı ’nda Arıburnu’ nda, Anafartalar da selamlamıştır. Bütün bu zaferlere rağmen Mustafa Kemal 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Zaferi için şunları söylüyor. ’ 30 Ağustosta sevk ve idare ettiğim muharebe,Türk milletinin yanımda bulunduğu halde idare ettiğim İlk ve son muharebedir.Bir insan,kendini milletle beraber hissettigi zaman ne kadar kuvvetli oluyor bilemezsiniz.Bunu tarif güçtür.Eğer ben,izahla ızharı aczedersem beni mazur görünüz’
Kurtuluş Savaşı Sürecinde Mustafa Kemal’in yanında,Türk Milleti vardı.Ama ihanetlerle kokuşmuş irade kimin yanındaydı.Kimlerle menfaatlerini emellerini birleştirmişti,birlikte birde onlara bakalım. 9 Mart 1919 da, Damat Ferit paşa İngiliz komutanı Amiral Vebb’i ziyaret ederek,padişahın ve kendisinin tüm umutlarının önce Allaha sonra da İngiliz Hükümetine bağlı olduğunu’ Belirtir. Hemen arkasından 30 Mart 1919 da, padişah tarafından onaylanan barış için anlaşma metnini Amiral Vebbe’e sunar. Osmanlı Padişahı ve Tüm müslümanların halifesi Vahdettin ’ anlaşma metni ile İngiliz hükümetine nasıl biat ettiğini birlikte inceliyelim.

Ülkenin dışa karşı bağımsızlığı ve iç güvenliği 15 yıl boyunca İngiltere tarafından sağlanacaktır.İngiltere bu amaçla gerekli gördüğü yerleri işgal edecektir.

Ermenistan’a bağımsızlık yada özerklik verilecektir.

Padişah İmparatorluğun dış siyasetini yürütmekte özgür olacaktır

Milletvekilleri ve yerel seçimler İngiliz konsoloslarının gözetiminde yapılacaktır

Her ilde bir İngiliz konsolos bulunacaktır.Bu kişiler 15 yıl süre ile valilere danışmanlık yapacaktır.

Osmanlı Devleti nin bakanlarına birer İngiliz danışman verilecektir

Ayrıca İngiltere İstanbul’da ve taşrada mali denetleme kuruluşları oluşturabilecektir.

İşte Osmanlı padişahı ve Tüm müslümünların halifesi Vahdettin’in düştüğü durum budur.Acılası ve ağlanası durumuna bakmadan Kurtuluş Savaşını başlatmakta olan Mustafa Kemal ve arkadaşları için İngiliz Yüksek komiseri Rumbold’a şunları söylüyordu.’ Bir avuç eşkıya tam bir etkinlik kurmuşlar.. Ankara’nın liderleri bu ülkede dikili ağacı olmayan;ne kan bağıyla nede başka bir şeyle ülkeye bağlı olmayan kimseler .. M.Kemal kökeni belli olmayan Makedonya devrimcisidir.kanı Bulgar,Sırp,Rum her şey olabilir.Onların arasında gerçek bir Türk yoktur.Gerçek Türk özüne bağlıdır.’Vahdettin Mustafa Kemali ve arkadaşlarını Türk olarak görmediği gibi onları soysuz ilan ediyordu.
Padişah’ın dalkavuğu Şeyhilislam Dirrüzade Esseyit efendınin Mustafa Kemal ve arkadaşları için çıkardığı fetvaya birlikte bakalım’ Anadolu’ da hükümet kurup,vatanı kurtaracağız diyen eşkıya,fitneci,fesatçı ve mukaddes şeriata karşı başkaldırmış bu kişilerin ;halkı zalimden kurtarmak için topluca katledilmeleri vacip olur mu ? El cevap Fe-katilü elleti tebga hatta tefaa ila emerillah ayetlerince katli vaciptir.
Bolu Mutasarrıfı yani valisi Osman Kadri nin bildirisi de şöyledir ’ Ey padişaha dine beşyüz senedenberi sadakat ile dünyayı hayrete bırakmış olan hakiki müslümünlar;Bolşevik namı altında dörtyüz senelik din ve devlet düşmanımız olan Moskoflardan çıkmış şeriata muhalif kanunlara karşı olan bir takım eşkıya vatanı kurtaracağız diye Anadolu’nun siz saf ve temiz ahalisini aldatarak Padişahına,Müslümanların halifesine isyan bayrağı çekmişlerdir’
İşte Mustafa Kemal Dumlupınar da O çok sevdiği milletiyle birlikte kazandığı askeri zaferi,milletiyle birlikte siyasi bir zafere dönüştürüp,yönetimi bu asalaklardan alıp Büyük Türk milletine vermiştir.
Bakın Mustafa Kemal 30 Ağustos’un uzantısı olarak İzmir’in alınmasından sonra halka yaptığı konuşma da şunları söylüyor’ Asil Türk Milleti! Büyük zafer münhasıran senin eserindir.Büyük ve necip Türk milleti,Anadolu’nun kurtuluş zaferini tebrik ederken sana İzmir’den,Bursa’dan,Akdeniz ufuklarından ordularının selamını takdim ederim’
Selamın başüstüne Mustafa Kemalim.Emanetin başüstüne Mustafa Kemalim.Senin ve tüm kuvvacıların aziz hatırası önünde saygı ile eğilirim.
İrfan Yılmaz Aksoy
Kaynakça: Faik Acar,ADD düşünce dergisi sayı87,Celil Gürkan ADD düşünce dergisi sayı:4