- 1070 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Barışa Susamış Kürtler
Mutlu yarınlar adına herkesin bir arada yaşadığı, kırgınlıkların ve küskünlüklerin ortadan kalktığı bir günü görmek Kürt halkının hayali..
Yaşatılan ve yaşanan tüm acıların son bulması için dünü dünde bırakarak yarınlara yelken açmanın zamanı geldi. Hatta geç kalındı bile..
Yıllardır özlenen tablo, cumhuriyet bayramında gerçekleşti. Diyarbakır Büyükşehir belediye başkanı Osman Baydemir’in cumhuriyet bayramına katılması ve tüm DTP’li belediye başkanlarının da bayram da olması bazı kesimler tarafından sevinçle karşılandı.
Keza sevinmeyen taraflar da tabii ki olmuştur. Sevinmeyen tarafın CHP ile MHP’lilerin olduğuna tüm yürekliliğimle inanıyorum.
Çünkü bu her iki parti barıştan, kardeşlikten, huzur ve istikrardan yana değilller. Onların amacı 30 yıl süren bu kardeşlik kavgasının son bulmaması..
Ne mutlu Türk ve Kürt kardeşliği diyene!..
Ne mutlu bu vatanı Türk ve Kürt’lerin sır sırta verip vatan topraklarını kurtaması diyene!..
Ne mutlu cumhuriyeti, Türklerin ve Kürtlerin birliği ve beraberliği sayesinde kuruldu diyene!..
Bu vatan kardeşçe bir arada yaşayan Kürt ve Türk halklarınındır..
Bu vatan sadece Türk kardeşlerimizin tekelinde değildir..
Bu vatan hepimizindir..
Hiç kimse ülkenin bölünmesinden parçalanmasından yana değil.. Maalesef bu tür söylemler, Türk milliyetçileri tarafından söylenilmektedir.
Kürt’ler bölünmeden, parçalanmadan yana değil..
Hükümetin “Kürt Açılımı” Ağabeyimin saat tamirciliğine benzer
Ağabeyimle çocukken aramızda yaşanan bir hikayeyi “Kürt Açılımıyla” özdeştirerek anlatmak istiyorum.
Küçükken rahmetli babamın verdiği okul harçlıklarıyla biriktirdiğim paramı, fiyatı yüksek bir kol saati satın aldım.
Yüksek fiyatla aldığım ve çok önem verdiğim kol saatim çok geçmeden bozuldu.
Saatimin bozulması beni çok üzmüştü. Çünkü biriktirdiğim okul harçlıklarımla aldığım kol saatimin bozulması beni derinden üzmüştü..
Üzüldüğümü fark eden ağabeyim hiç üzülmene gerek yok diyerek, “ben saatini şimdi tamir ederim” dedi.
Bende, “saat tamirciliğini nereden biliyorsun” dedim..
Neyse ki ağabeyimin rahmetli babamın kadim dostu olan 1990’lı yıllarda karanlık güçler tarafından öldürülerek faili meçhul cinayet olarak kayıtlara geçen rahmetli saat tamircisi Mele (İmam) İhsan Yıldız’ın saatçi dükkanına rahmeli babamla birlikte ara sıra giden ağabeyim oradan saat tamirciliğini öğrendiğini söyledi.
Çok değer verdiğim kol saatimin tamir edilmesi için ağabeyime verdim. Ağabeyimin hemen yer bir mendil açarak saati birbirinden sökerek onlarca parçaya ayırdı.
Saatlerce saatimi tamir etmeye çalışan ağabeyim sonunda saati tamir edemeyince kendince bir bahane üreterek, “galiba saatin pili bitti” dedi.
Bende kendisine saatimin parçalarını birbirine takıp eski haline getirmesini istedim. Ama ne yazık ki saati rahat bir şekilde birbirinden ayırarak parçalara böle bildi ancak eski haline getiremeyeceğini söyledi.
Çok değer verdiğim ve okul harçlıklarımla biriktirip satın aldığım kol saatimin bir daha eski halina gelmemesi beni ikinci defa üzmüştü.
Ağabeyim saatimi kullanılamaz hale getirdiği için kendisiyle tartışıp bir süre dargın kaldık..
Kürt açılımı da ağabeyimin saat tamirciliğine benzer..
Hükümet bu açılımı başlatmışsa, önüne ne engeller konulursa konulsun, bu yoldan şaşmaması gerekir. Kürt açılımını sonuna kadar sürdürmesi gerekir. Hükümet bu konuda geri adım atarsa ülke kaosa sürüklenir..
Hükümet saat tamirciliğine soyunmuşsa saati birbirinden söküp onlarca parçaya ayırmışsa, saati tamir edip parçalarını birbirine takıp saati eski haline getirmesi gerekir. Yoksa saat sahibiyle tartışır ve araya dargınlık girer. Aynen benim ağabeyimle tartıştığım gibi..
Umud ediyoruz ki, 30 yıllık kardeşlik kavgası biran önce son bulur.
Barışa susayan Kürt’ler hayaline kavuşmuş olur..
BARIŞ DOLU YARINLARA...
YORUMLAR
"Ne mutlu Türk ve Kürt kardeşliği diyene!..
Ne mutlu bu vatanı Türk ve Kürt’lerin sır sırta verip vatan topraklarını kurtaması diyene!..
Ne mutlu cumhuriyeti, Türklerin ve Kürtlerin birliği ve beraberliği sayesinde kuruldu diyene!.."
Bunlar, zerre kadar kıymet-i harbiyesi olmayan yalanlar !
İki de bir dilinize doladığınız; "T.C. ve resmi ideoloji/ tarih" söyleminin; emperyalizm, sömürgecilik resmi tarihinin uydurduğu zırvaları !
Buna inanan da, bunları Türkiye'ye dayatanlara baksın; kimi görüyoruz? Ab, Abd ve minüskül bir sürü uyuz alt emperyali tabi ki !
Gelelim ağabeyinizle olan anınıza: Atatürk'ün kurup ayarladığı saati, ondan sonra gelen ilkel ve feodal sağ ile aşağılık kompleksli gayri Türk batıcı sol öyle bir parçaladı ki; durum ortada...
Eğer kardeş isek, emperyal kayığına binene, onun repliklerini tekrar edene ve onu otorite ve de baş imam bilen sahtekârlara direnmek gerekiyor.
Yoksa kimse bizlere, içi boş kardeşlik emperyal masalları anlatmasın.
Esenlikler değerli Serhat Parlak ....
Göktürkmen tarafından 11/1/2009 9:50:44 PM zamanında düzenlenmiştir.