- 527 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KORSANLAR
Hülya,ülkesini,yurdunu,insanları ayrım yapmadan seven,küçücük yüreğinde,büyük sevgileri barındıran kendi halinde mütevazi bir bayandı.
Yıllardır gurbette olsa da büyük bir çevresi,sağlam dostlukları vardı,insanları kendisi gibi görüyor,hiç kötülük beklemiyordu,fakat zamanla kensini anlayan insanların çok az olduğunun farkına varıp çevresinden uzaklaşmıştı
Hülya ile Gül çok iyi anlaşan iki arkadaşlardı,ikisi de evli,fakat Gül mutlu mesut yaşarken Hülya mutsuz ve huzursuzdu
Günlerden birgün iki arkadaş biraraya gelmiş,hasret gideriyorlardı,Gül bir şeylerin ters gittiğinin farkına varıp Hülya’ ya sormuş:Hülya neler oluyor,çok durgunsun diye sormuş
Hülya çok büyük badireler atlatmış,Gül’e içini dökmeye başlamıştı
Bir gece yarısı,o kadar bunalmıştım ki kapıyı çarpıp dışarı çıktım.Koştum koştum kendimi sahilde buldum.Bir tekneye atlayıp denize açılmıştım,nereye gittiğimi bilmeden yol alıyor,düşünüyor düşünüyor,sanki boğuluyordum.
Huzur bulduğum,bakınca rahat bir nefes aldığım,herşeyi unuttuğum; semaya başımı kaldırıp baktığımda parlayan yıldızımı gördüm,onunla konuşmaya başlamış,hıçkıra hıçkıra ağlıyordum
Hülya bir an susmuş,dalmıştı
Gül sonunu merak etmiş ve soruyordu; eee daha sonra ne oldu? niye susuyorsun? deyince
Hülya kendine gelip tekrar anlatmaya başladı
Ne olduysa ondan sonra oldu.Büyük bir gürültü duyup çok korktum.Etrafıma baktığımda büyük bir gemibana doğru yaklaşıyordu,geminin içi korsanlarla doluydu
çok korkmuştum,ya korsanlarla boğuşacaktım ki bu çok zordu,çünkü çok kalabalıklardı,ya kendimi korsanlara bırakacaktım ya da kendimi azgın sulara bırakacaktım,evet evet en iyisi denize atlamaktı,nasılsa iki şekilde de ölecektim,hiç olmazsa acı çekmemiş olurum diyerek bir anda kendimi azgın sulara bıraktım,bir iki çırpınıştan sonra.......
Korsanlarda kaçıp gitmişler
Bu arada Hülya’nın ailesi merak etmiş onu aramaya sahile gitmişlerdi,tekneyi göremeyince; korkup,Sahil Güvenliğe haber vermişler
dalgıçlarla Hülya’yı aramaya başlamışlar
Sahil Güvenlik tekneyi görüp,yakınlarında aramaya başlamışlar,dalgıçlarla beraber
ve sonunda Hülya’yı bulmuş ilk müdahaleyi yapıp cana getirmişlerdi
Hülya baygın bir haldeydi,nefes alıyor fakat gözleri açmıyordu
hemen ambülansla hastaneye yetiştirişmiş,eşi kapıda bekliyor,yoğun bakıma almıyorlarmış
Hülya gurbette yaşıyor,ailesini senede bir defa görebiliyor,yıllar geçtikçe de gurbet acısı içine çöküyormuş neyse
hülyanın ailesine haber verilmiş
aradan üç gün geçmesine rağmen hülya uyanmıyormuş
doktorlar:bugünde uyanmaz ise her şey biter demişler
Hülya üç günün sonunda,gözlerini açamazsa da seslari duymaya başlamış,koşuşturanları hissediyor,bağrışmaları duyuyormuş
’tansiyon,tansiyon çok yüksek düşmüyor’.....
bir kaç saat sonra Hülya kendine gelmiş,gözlerini açmıştı.Doktorların biri geliyor,biri gidiyormuş
hülya neler olduğunun farkında değil,hiç bir şey hatırlamıyormuş!
sadece çok susadığını,boğazının kuruduğunu biliyor ve görevlilerden su istiyormuş onlarda vermiyormuş
Hülya yataktan doğrulmaya çalışmış,doğrulamamış,kendisine baktığında:her yerinde aletler,kablolar,serumlar olduğunu görmüş
görevliler eşini arayıp; hastanın yoğun bakımdan çıkacağını,yaşam mücadelesini kazandığını,gelmelerini istemişler
hülya kendini iyi hissettiği için,üzerindeki bütün aletleri çıkarınca:görevli gelip; bir güzel paylamış,niye çıkardın,buraya geldiğinde ne haldeydin haberin bile yok v.s...diye söylense dehülya hiçte umursamamış,yine su istemiş
bu sefer görevli bir bardak su getirip vermiş,hülya içse de kanmamış bir daha istemiş fakat vermemişler
hasta sandalyesi getirilip hülyayı oturtup dinlenme odasına götürlerken,eşide yanındaymış,ailen yolda geliyor demiş
yoğun baakımdayken çocuklarıda gelmiş fakat göstermemişler.
Hülya yatağına yatalı yarım saat olmuş olmamış karşısında:babasını,ablasını,kardeşini,eniştesini ve erkek kardeşini görünce babasına sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamış
o an anlamış ki ölümden dönmüştü,tehlikeli birşeyler olmasa ailesi neden gelsin diye düşünüp ağlıyormuş
babası:tamam kızım,geçti seni buralardan götüreceğim diyerek kızını sakinleştirmeye çalışıyormuş
hülyanın müdahale altında bulunması gerekiyormuş fakat hülya çıkmak isteyince taburcu işlemlerini tamamlayıp arabalara binip peş peşe kaldıkları ilçeye,evlerine gelmişler
hülyanın hala başı dönüyormuş,gidip yatmış,herkes sessizce uzun süre oturmuşlar,sonra yemek yiyip,çay içip oturmuşlar
hülya da kalkıp yanlarına gelmiş,ailesi birşey olmamış gibi davranıyor
babası da beraber gidelim kızım diyormuş
hülyada tatilde gelip dinleneceğini söylüyor,kafası hala yerinde değilmiş,ablasıyla sabaha kadar oturup konuşmuşlar
ailesi sabah 5gibi vedalaşıp yola çıkmışlar,daha sonraları ablasıyla konuştuğunda,ablası:demiş ki babam seni temelli getirecekti,sen öyle konuşunca sustu birşey demedi demiş..
Hülya iyice unutkan olmuştu,bir şeyler yapmak istiyor,isteklerini hayallerini gerçekleştirmek,bu monoton hayattan kurtulmak istiyormuş,evdekiler izin vermiyorlarmış
yaşadığı o laylardan sonra bile değişen hiçbir şey olmamış
Hülya’ya yaşamakta ölmekte haramdı
Hülya,ne yaşıyor ne de ölüyordu,sadece sürünüyordu.......
28-07-2008
Nermin Terzi