29 Mart yerel seçimlerinde aldığı oy ile yüzde 35 lere kadar gerileyen AKP, son gelişmeler dolayısıyla bu seviyenin altına da düşmüş gibi görünüyor. Karşısındaki muhalif partilerin de yüzdeleri aşağı yukarı belli olduğuna göre. Arada, bir yere vurduğunda siyasetin yönünü değiştirebilecek azımsanmayacak sessiz bir halk kitlesi bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre mevcut hiçbir partiyi beğenmeyen bu suskun gurubun kültür seviyesi bir hayli yüksek imiş. Ben birkaç tanesi ile fikir alışverişinde bulunma fırsatı elde ettiğimde, her şeye negatif bakan bu insanlarımızın çözümden ziyade yalnız tenkit etmenin dışında şimdiye kadar hiç bir siyasal aktivite içinde olmadıklarını tespit ettim. En sık kullanılan ifade BU BÖYLE OLMAZ. Egonuzu tatmin etmek için bu bir yöntem olabilir. Ama, peki nasıl olmalı diye sorulduğunda hiç de tatminkâr bir çözüm önerisi alamıyorsunuz.
Tenkit en kolay müessesedir. Kafa yormayı hiç gerektirmez. Ama, böyle olmaz diye sesinizi yükseltmekle de hiçbir sorun da hallolmaz.
Gerçek mi kurgu mu bilemem, Güzel Sanatlar Akademisinde bir dost bana bu tenkit illeti konusunda çok güzel bir örnek vermişti. Yaptığı resmi hocasının beğenisine sunan bir ressam adayı, bana değil halka sor demiş. Bir panoya as. Yanlışını gördükleri yere çarpı işareti koysunlar. Delikanlı denileni yapmış. Ertesi sabah gidip baktığında tüm resim baştan aşağı çarpılarla doluymuş. Hocası gülümsemiş. Şimdide aynı resmini gene oraya as. Ama bu defa fırça ve boya da koyarak, kendilerinden yanlışlarını düzeltmelerini iste demiş. Ertesi sabah resminde tek bir düzeltme bile göremeyince hocasının kendisine ne demek istediğini anlamış.
Bu örnekten de anlaşılacağı gibi tenkit asla bir çözüm olamaz. Hele konu ülkenin geleceği ile ilgiliyse herkes taşın altına elini sokmak mecburiyetindedir. Birikimi olan insanın bana dokunmayan yılan bin yaşasın deyişi asla mazur görülmez. Seçimlerde oy kullanmak bir vatandaşlık görevidir. Kullanmadığınız takdirde en karşıt olduğunuz zihniyete hizmet etmiş olursunuz. Babadan oğula intikal eden siyasi görüşü de tasvip etmek mümkün değildir. Oy hakkına sahip her birey, o seçimde siyasi yelpazeyi ve neticede oy vereceği partinin tüzüğünü incelemelidir. Hiç birisi kafasına yatmıyorsa, kötünün iyisini aramak mecburiyetindedir.
Sakın sizlere akıl verdiğimi düşünmeyin, bu haddim değil. Ama işin doğrusu bu diye düşünüyorum sevgili dostlar.
Aşağıdaki başarı yeminini hep beraber söylemekle kalmayıp bir de uygularsak, inanın her şey kendiliğinden düzelir.

BAŞARI YEMİNİ ! ()

Ait olmaktan daha fazlasını yapacağım,
KATILACAĞIM.
İlgilenmekten fazlasını yapacağım,
YARDIMCI OLACAĞIM.
İnanmaktan daha fazlasını yapacağım,
ANLAYIŞLI OLACAĞIM.
Hayal kurmaktan daha fazlasını yapacağım,
ÇALIŞACAĞIM.
Öğretmekten daha fazlasını yapacağım,
İlHAM VERECEĞİM.
Kazanmaktan daha fazlasını yapacağım,
KAZANDIRACAĞIM.
Vermekten daha fazlasını yapacağım,
HİZMET EDECEĞİM.
Yaşamaktan daha fazlasını yapacağım,
BÜYÜYECEĞİM.
Arkadaşlıktan daha fazlasını yapacağım,
DOST OLACAĞIM.
*Denemekten daha fazlasını yapacağım, BAŞARACAĞIM..

Dr. Charles C.Lever