- 2657 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Hak Ettiğim Bu mu Anne?
Keşke hiç büyümeseydim anne.dizinde uyuyup kalsaydım öylece...
Duyduğu yalanlar yüzünden sağır olmasaydı kulaklarım, gördüklerini görmeseydi gözlerim de donuklaşmasaydı bakışlarım.Keşke hep güven ve sevgiden parlayan o kömür gözlü kız olarak kalsaydım.Kırılmasaydı kalbim defalarca, örselenmeseydi duygularım...
Bunlar mı benim hak ettiklerim anne? Bunlar mı düştü benim payıma hayat denen şeyden? Hep iyi olmaya çabaladım oysa ben. Onca kirin içinde temiz kalabilmekti tek uğraşım...
Sevdikçe üzdüler küçük kızını anne.Alıştırıp varlıklarına bir anda çekip gittiler sonra, giderken güvenimi de aldılar yanlarına utanmadan anne.Kalbimle arama nifak tohumları ektiler, küstürdüler beni hislerime.Bu muydu hak ettiğim anne? Söylesene...
Oysa hep sevdim ben anne.riyasızca, yalansızca sevdim.Ben değer verdikçe değersiz bulur oldular beni, özledikçe hasret ektiler vuslat tarlasına, ben hiç sona varamadım anne...
Paramaparça oldum, çok kanadım, çok kanattılar anne. Ben kıyamadıkca onlar kırdılar kalbimi acımasızca, hiç düşünmediler beni.Kendi kalp kırıklıklarının bedelini bile bana ödettiler.Sevdikce sustum, sustukca kırıldım anne.Şimdilerdeyse konuşamıyorum istesem de.Ne zaman konusmak için açsam ağzımı yaşlar kabime varan yolculuklarına başlıyorlar, bogazımdakı yumru rahat bırakmıyor anne...
İyi olmanın ödülü bu mu anne? mutsuzlugu yudum yudum içmek mi kirlenmeden kalabaılmenın bedelı?
Hadi yine yatır dizine beni anne, okşa saçlarımı.Uyut benı hayat dısı, hayal dolu masallarla.Yumayım gözlerimi yine bir çocuk masumiyetiyle.Sonra sıçrayarak uyanayım uykumdan anne.Sil boncuk boncuk terimi, oksa saclarımı yıne. ’’Gecti kızım, kötü bir rüyaydı sadece, yaşamadın hiçbirini’’ de...
YORUMLAR
Paramaparça oldum, çok kanadım, çok kanattılar anne. Ben kıyamadıkca onlar kırdılar kalbimi acımasızca, hiç düşünmediler beni.Kendi kalp kırıklıklarının bedelini bile bana ödettiler.Sevdikce sustum, sustukca kırıldım anne.Şimdilerdeyse konuşamıyorum istesem de.Ne zaman konusmak için açsam ağzımı yaşlar kabime varan yolculuklarına başlıyorlar, bogazımdakı yumru rahat bırakmıyor anne...
İyi olmanın ödülü bu mu anne? mutsuzlugu yudum yudum içmek mi kirlenmeden kalabaılmenın bedelı?
Hadi yine yatır dizine beni anne, okşa saçlarımı.Uyut benı hayat dısı, hayal dolu masallarla.Yumayım gözlerimi yine bir çocuk masumiyetiyle.Sonra sıçrayarak uyanayım uykumdan anne.Sil boncuk boncuk terimi, oksa saclarımı yıne. ’’Gecti kızım, kötü bir rüyaydı sadece, yaşamadın hiçbirini’’ de...
...................
büyümenin bedeli
bu olmasa gerekti.
saygımla.
çocuklarımı büyütürken isterdim ki, camdan bir fanus yapayım, onları içine koyayım, hiç bir kötülük onlara ulaşamasın..hiç kırılmasınlar..incinmesinler..ama olamıyor ne yazık ki...orson welles'in muhteşem bir şarkısı vardır : ben genç olmanın ne demek olduğunu biliyorum fakat sen yaşlı olmayı bilmiyorsun...biliyorsun, aşık olacaklar, terk edilecekler, aldatılacaklar, başarısızlıkları olacak hayatta, yanlışları olacak...yapabileceğin tek şey kenara çekilip beklemek..günü geldiğinde yanında olmak...dizine yatırıp " kötü bir rüyaydı " demek..büyümek deniyor buna..olgunlaşmak...acılı, sancılı...ama ne yazık ki böyle..hayat ne yazık ki altın tepsi içinde sunulmuyor...en acısı da nedir, biliyormusunuz? en güzel, en masum duygularınızı kaybetmek...çoğumuz onaylamadığımız insana dönüştüğümüzü fark ederiz bir süre sonra..dehşete düşeriz; ben ne zaman böyle bir insan oldum? diye...Kendimiz olmaktan uzaklaştırılmayacağımız günlere...sevgiler...