3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1008
Okunma
Meydanın orta yerine koca bir sahne kurulmuş ve muhteşem bir orkestra harika parçalar çalıyor.Büyük Şehir Belediyesi Kent Orkestrasıymış.Hayran hayran müziği dinlerken,İnsanlar birer ikişer gelmeye başladı.Gelenler kendi yerlerinde kımıldana kımıldana ritme ayak uyduruyorlardı.
Canım öylesine dans etmek istedi ki...Birden kendimi elimde kuruyemiş poşetiyle orta yerde dans ederken buldum ki...Kendimi ertesi günün gazete manşetlerin de haber olarak düşündüm...Vazgeştim,içim de kalarak..Etrafımda ki gençlere baktım tık yok.Usul usul aralardan geçerken genç kızların yanında ki erkek arkadaşı veya eşlerine yalvarırcasına dans edelim deyişlerini duydum.Ben de evet dans edin ne olur,dedim.Bir ikisine daha dedim,nafile...Nedir bu özgüven eksikliği...Halbuki turistler ne güzel yerlerinde de olsa dans ediyorlardı...
Gönlüm müzik ve dans da,aklım da gençler de takılı olarak kalabalıktan çıktım.Ne güzel bir ortam olurdu.Herkes neşe içinde oynuyor olsa...Şiirler şarkılar söylense...Ruhun sesi çıksa ortaya...O zaman olurmu kavgalar sen,ben,öteki,beriki...
Sanatın her kolu evrensel.Hele müzik başı çeker.Ortak dildir insanlar arasında.Din,dil,ırk içermez....
O zaman kavgalarda olmaz.
Birde meydan da kavga olduğunu düşündüm....İnsanların çoğu bodoslama dalardı kargaşaya ya da korkup kaçarlardı.
Ya kadınların dans edebilmek için eşlerine yalvarmaları...Erkelerin kendilerini kasım kasım kasmaları...güya kazak erker!..
İleriki yıllarda böylesi meydanlar da kızları tek başına dans ederken görünce şaşırmayalım.Bunun tek sorumlusu,babalar,kocalar.ağabeyler yani erkekler olacaktır...