SUSKUNLUĞUM
Seni düşündüğüm zamanları düşündüğümde zaman kavramının aklımı aştığını ve eriyip yok olduğunu düşünüp susuyorum.
Bu ne çıkmaz bir sokak,
Ne tahammülsüz bir an!
Kimse seni sevmediğimi, seni düşünmediğimi söyleyemez. Suskunluğum seni düşündüğüm zamanların, seni düşleyip kokladığım zamanların çokluğunun hayretindendir.
Bu ne yaman güzellik
Bu ne yaman bir haldir!
Ve yine suskunluğum senin sevginin, aşkının, kokunun bende ebedileşmesini arzulamamdandır.
Bu şapka çıkartılacak
Hürmet gösterilecek bir aşktır!
Senin bendeki suskunluğun bir haykırıştır aslında halden bilmezlere… Bir nefrettir sendeki beni bilmeyenlere… Bir kusmadır hainliklere, ihanetlere!
Bu öfke ancak bu kadar güzel durur bir yüzde
Bu öfke ancak bu kadar yakışır bir dudağa!
Karanlıkları bir bez parçası gibi yırtan çığlıktır sessizliğim. Sana el uzatışımdır çaresizce, belki de bir umut diye.
Suskunluğum; sana dokunamayışımdır aslında
Acizliğimdir, isyanımdır imkânsızlığa…
Suskunluğum bir el sallayıştır yolculuk öncesi, bir sancıdır doğum evveli, bir kaynamadır lav hali…
İnsanın yalnız hali, hüzün hali, kader hali…
Bu da bizim infilak öncesi ruh hali…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.