- 466 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
EY AŞK NEREDESİN ? 20
O gece, ikisi de geç saatlere kadar uyuyamadı. Bir başlangıçtaydı sanki duygular. Keşfedilmesi gereken bir kıtanın heyecanı sarmıştı. Bilinmezliğe doğru adım atıyorlardı.
Nihal, yatağına uzandı ve akşam yemekte konuştuklarını zihninde tekrar gözden geçirmeye başladı. Hiç tanımadığı ve birkaç kez karşılaştığı birisiyle, bir akşam boyunca hoş saatler geçirmişti. Hislerine bakılırsa onu heyecanlandıran bu erkek doğru kişi olabilirdi. Ama mantığı ile hareket ettiğinde doğru kişi miydi acaba ? Üstelik başından bir evlilik geçmişti. Neden ayrılmış olabilirdi ? Sebebini pek anlatmak istememiş gibiydi sanki. Üzerinden öylesine geçmişti sanki. O güzel geceden geriye kalan sadece negatif etkileyen bu detay olmuştu onu. İçinden “ Onu iyice tanımalıyım “ Diye geçirdi.
Tarık, Nihal’i bıraktıktan sonra evine döndü. İçi içine sığmaz bir durumda bir müddet müzik dinledi. Sonra da yeni hayatını düzenlemek için ertesi günü yapacağı işlerin organizasyonunu yapmaya başladı.
Evini gezdi. Öncelikle fazla eşyalarını elden çıkarmalıydı. Tek başına olduğu için çoğu lükse giriyordu. Ekonomik durumunu düzeltinceye kadar sade bir yaşam için ne gerekliyse onunla yetinecekti. Sadece, oturma grubundaki kanepeler ile televizyonunu, buzdolabını, çamaşır makinesini, ocak ve mutfak eşyalarıyla yatağını alması yeterli olacaktı. Müzik setini satmaya kıyamayacağı için yanında götüreceği eşyaların arasına onu da kattı. O sırada aklına bir fikir geldi. Neden, o evde yalnız oturacaktı. Kamil’i epey bir tanıma fırsatı olmuştu. Temiz ve dürüsttü. Pekâlâ, da beraber oturabilirlerdi. Ertesi günü bu düşüncesini ona açmalıydı.
Son kez uyuyacağı yatağına doğru ilerledi. Kitabını aldı ve kitabın içinde kayboldu gitti.
Ertesi günü dükkâna gitti. Kahvaltı her zamanki gibi hazırdı. Kahvaltı esnasında Kamil’ e fikrini anlattı. Kamil duygulanmış ve memnuniyetini belirten sözler ile kabul etmişti bu öneriyi.
Kahvaltıdan sonra yeni evinin ev sahibini aradı. Evin temizliği için bir kadın bulmasını istedi. Ev sahibi de o mahallede oturduğu için zor olmayacaktı onun için. Ev sahibinin “ tamam “ Demesi üzerine. Rahatladı. Dükkândan çıkarak ikinci el ticareti yapan tanıdıklarına gitmek üzere yola koyuldu.
Aynı zamanda arkadaşı olan Mesut’ un dükkanına girdiğinde, onu Türk kahvesini içerken buldu.
“ O Tarık, nerden esti bu rüzgâr. Epeydir görüşemiyorduk. Nerelerdesin? Özlettin kendini. Buyur arkadaşım. Geç, otur şöyle. Kahve içer misin? E anlat bakalım. Neler yapıyorsun. “
“ İyi sayılırım Mesut. İş güç, işte. Benim işler pekiyi sayılmaz. Birazcık sıkıntılı günler yaşıyorum. Biraz da psikoloji olarak zor günler atlattım. Eşimden ayrıldım. Kendimi biraz dağıtmıştım. Şimdi toparlamaya çabalıyorum. Hayatımı yeniden düzene sokmaya çalışıyorum. “
Mesut, birden kahveyi söylemeyi unuttuğunu hatırladı. Yanında çalışan çocuğa seslendi.
“ Oğlum, bize iki kahve söyle orta şekerli olsun.”
“ Tamam, patron “
“ Zor günler geçirmişsin Tarık. Bir yuvanın yıkılması kolay bir şey değil. Ama yürümüyorsa da yapılacak bir şey yok. Dünyaya bir defa geliniyor. İki kişiyi mutsuz edecek bir evliliği sürdürmenin de manası yok bence. Hayırlısı olsun. Umarım, bundan sonra mutlu olursun. Geçer bu günlerde. İşlerin de inşallah düzelir. Piyasa kötü. Benim işlerim de çok iyi sayılmaz. Global kriz denen şey herkesi vurdu. Ne yapalım. Şükür edeceğiz. “
“ Evet, yapılacak bir şey yok. Mesut, ben buraya aslında eşyalarımı satacağım. Onun için gelmiştim. Küçük bir ev tuttum. Oraya da o eşyaları sığdırmam mümkün değil. Bir de fazla eşya insana çok sıkıntı veriyor. Onları alabilir misin ? “
“ Alırım tabii ki Tarık. Yalnız, görmem lazım. Hemen satarım ben onları. Ne zaman müsaitsin? “
“ Eğer işin yoksa kahveyi içtikten sonra gidebiliriz. “
“ Tamam. Gidelim. “
Kahvelerini içtikten sonra Tarık’ ın evine gittiler. Eşyaları beğenen Mesut, değerinin üstünde fiyat vermişti. Anlaştılar ve eşyaları almak için gün belirlediler. Mesut’ dan ayrıldıktan sonra bürosuna döndü.
İçeriye girer girmez telefonu çaldı. Telefonu açtığında yeni ev sahibi ile karşılaştı. Temizlik için bir eleman bulduğunu söylüyor ve gelmesini istiyordu. Cevap vermeden birden aklına bu saatlerde verdiği bir söz aklına geldi. Arabasına bakmaya gelecek olan bir müşteriye randevu vermişti. Bir an düşündükten sonra,
“ Ben gelemeyeceğim ama bir arkadaşımı gönderiyorum. Gerekeni o yapar. Teşekkür ederim. “
Dedikten sonra telefonu kapattı. Kamil’ e seslendi. Kamil’ in yanına gelmesiyle,
“ Kamil Ağabey, senden bir ricam var. Yeni evin temizliği için bir kadın bulmuş ev sahibi. Benim de şimdi işim var. Müşteri gelecek arabaya. Sen, gidebilir misin? Ben bu kâğıda adresi ve isimleri yazdım. Deterjan ve malzemeleri de şu para ile alıver. Bu da kadının ücreti. Sana zahmet ağabey. “
“ Tamam kardeşim. Ne zahmeti. O evde beraber yaşayacağız nasılsa. Olmazsa bende çalışırım. Bitiririz evin işini. Ne zaman taşınmayı düşünüyorsun? “
“ İki güne taşınırım herhalde. Eşyaların büyük bir kısmını satıyorum. Gerekli olanları bıraktım. Bir kamyon bulup götüreceğiz sadece. Rahatlayacağız inşallah. “
“İnşallah kardeşim. Haydi, ben gidiyorum o zaman. “
“ Güle güle Kamil Ağabey, kolay gelsin. “
Dükkândan ayrıldıktan sonra büyük bir markete girerek temizlik için gerekli olan malzemeleri aldı Kamil. Sonra, minibüse binerek elindeki kâğıttaki adrese doğru yola çıktı. Ev sahibini bularak anahtarı aldı. Eve geldiğinde, bahçedeki eski ve bakımsız masada oturan bir kadın gördü. Yanına yaklaştı. Onu gören Halime de ayağa kalktı. Bir süre birbirlerini izlediler. Kamil ,
“ Temizlik için geldiniz galiba. Ben de malzemeleri getirdim. Kapıyı açayım da başlayabilirsiniz. “
“ Evet, siz yeni kiracı mısınız ? “
“ Sayılır. Tarık Bey ile beraber oturacağız. İsminiz nedir ? “
“ Halime. Sizin ? “
“ Kamil “
İçeriye girdiklerinde, Halime şöyle bir göz gezdirdi evin içine. Bakımsız bir görünüşü vardı. Küçük ama kullanışlı sayılırdı. Ortadaki büyük bir salondan diğer odalara giriş sağlanmıştı. Mutfağı ise çok küçüktü. İçinden “ Akşama kadar epey uğraştıracak beni burası “Diye geçirdi.
Hemen temizliğe başlamak için harekete geçti.
Önce camları sildi. Sonra yerleri sildi. Mutfağa geçti. Dolapları sildi. En son yerleri sildikten sonra banyo ile tuvaleti temizledi. Ev boş olduğu zaman işi daha kolay oluyordu. Akşamım yedisinde işini bitirdi. Kapıdan çıkarken bir müddet dışarıda oturan Kamil’ e baktı. Yüzünde, hüzün vardı sanki. Gözlerinin derinliklerinden isyanlarını haykırıyordu. Sakin bir kişiliğinin olduğu anlaşılıyordu. Çok terbiyeli hareketleri vardı.
Kamil’ in yanına gidince, onu gören Kamil ayağa kalktı. Ve ,
“ Halime Hanım, eline sağlık. Yine çağırmak istersek nasıl bulacağız seni? “
“ Beni ev sahibinize sorarsanız bulursunuz. Ama ben yine de evi tarif edeyim size. Şu ilerden sola dönünce, ilk sokaktaki ikinci evde oturuyorum. Tek katlı bir ev. Evin dışı açık mavi boyalı. Haydi, size iyi günler Kamil Bey. “
“ Bir dakika, paranı almadın. Buyur ücretin. “
“ Yorgunluktan unutuyordum. Teşekkür ederim. Allah bereket versin. “
Halime’ nin arkasından bir süre baktı Kamil. Alın teriyle kazandığı parasını bile unutmuştu yorgunluktan. Hayat hiç adil değildi. Kimisi elinde fazlasıyla bulunan parayı harcamak için elinden gelen her türlü çılgınlığı yapmaya çalışıyordu. Kimileri ise akşama kadar alın teri dökerek kazandığı parayı çok değerli görüyordu. Haline şükrediyordu. Kapıyı kilitleyerek, durağa doğru yürümeye başladı.
Halime’ nin tavırları dikkatini çekmişti. Yüzündeki morlukları fark etmiş ve merak etmesine yol açmıştı bu morluklar. Fazla konuşmuyordu. Yüzünde de her an ağlamaya hazırmış gibi bir ifade vardı. Şiddet görüyor sanırım diye düşündü içinden.
DEVAM EDECEK !
YORUMLAR
Halime’ nin arkasından bir süre baktı Kamil. Alın teriyle kazandığı parasını bile unutmuştu yorgunluktan. Hayat hiç adil değildi. Kimisi elinde fazlasıyla bulunan parayı harcamak için elinden gelen her türlü çılgınlığı yapmaya çalışıyordu. Kimileri ise akşama kadar alın teri dökerek kazandığı parayı çok değerli görüyordu. Haline şükrediyordu. Kapıyı kilitleyerek, durağa doğru yürümeye başladı.
Bu aşk,Tarık ile Nihal'inkinden daha üstün olacak gibime geliyor...
Devamını bekliyorum...
Kutlarım.