- 601 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ARADIĞIMIZ BELKİ DE BİR LİMANDIR
Hepimiz bir liman arıyoruz aslında.
Hayat okyanusunda ilerlerken yağmura kara fırtınaya tutuluyoruz.
Sığınacak bir liman arıyoruz.
Üşüyoruz, yanıyoruz dünyayı avuçlarımıza alıyoruz.
Âşık oluyoruz, uçuyoruz, düşüyoruz…
Çiçek gibi açıyoruz, soluyoruz.
Dört mevsime benziyoruz hepsini yaşıyoruz.
Deniz fenerlerine takılı gözlerimiz hep.
Deniz fenerleri ki onlar sevgilinin ışık saçan gözleridir.
Kıyıdan vuruluyoruz ok olmuş kirpiklerle.
Yürekten yapılan bir atışla tam da kaptan köşkünden vuruluyoruz.
Dumanımız tütüyor önce sonra parça parça ateşler içerisinde dağılıyoruz.
İşte burada yolculuk bitiyor.
Parçalarımızı dalgalar kıyıya sürüklüyor.
Kimseler bizim nerden gelip nereye gittiğimizi bilmiyor.
Diyorum ya bir liman arıyoruz diye.
Hayat meşgaleleri içerisinde bir an kaçıp sığınacak liman.
Bir lahza da olsa dertlerimizi unutabildiğimiz sığıntı.
Dalgaların bile kıyıya vuruşu suyun toprakla söyleşisidir bence.
Her dalga öperde geçer kıyıları.
Daha bir coşkulu gelir birbiri ardınca.
Diner sanırsınız, sonra yeniden coşar.
Oda sıcak bir kucak arıyor kendine.
Ana kucağı gibi, bazen sevgilinin dizinde eğlenmek istiyor.
Dikkat ederseniz her gelişinde içinden bir şeyler getiriyor.
Hayat zor vesselam.
Bazen bir durakta dinlenmeli nefes almalısınız.
Çamlıca sırtlarında İstanbul’u seyretmek gibi mesela.
Okyanusla dedim de. Korkuludur, ürperticidir. Hele bir de fırtınaya tutulursanız.
Yelkenleriniz parçalanırsa. Tutunacak dal bulamazsanız…
Bir ışık arar gözleriniz kıyılarda…
İşte o zaman anlarsınız limanın ne olduğunu.
O liman bir gönülden başkası değildir aslında…