- 1018 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İstanbul ve Genc aşık
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Fiziksel olarak ortalama bir insanın yaşam süresinin yarısı kadar olan bir zaman dilimine neredeyse girmek üzereyim.Divane gönlüm ve deli aklım bir olmuş beni hiç bilmediğim bir coğrafyanın yedi tepeli asi kentinin incecik dar sokaklarına alıp sürükleyivermişti.Heyecanı katık zamanı ise su bildiğimden arlanmaz nidalar ile gelip dayanmıştım bu şehrin surlarına zafere susamış fatih sultan edasıyla.
Ben aşkı kendinden bilip öyle sevenlerdenim.aşk ile aramda ayrı gayrı koymam.benliğimi sunarım önüne gerekirse şayet.Aşk eğer fizanda ise ve susuz gitmem gerekiyorsa oraya cekinmem giderim,yeterki ask olsun.
Lakin zafer edası ile gelip dayandığım bu şehrin duvarlarının ardında sadece yavandan bir hayalkırıklığı ile karşılaştım.Duvarların ardında daha sert bir duvara çarpıp darmadağın oldum hiç beklemezken.Karşılıksız aşk kadar daha sert bir duvar yoktur yeryüzünde bir aşık için.
Birden susarak İstanbulu izlemeye başladım.Derin bir nefes aldım ta içimden.Fazla uzaklaşmadan hayallerimden usulca süzüldüm boğaza doğru,bıkkınlık ve hasretle karışık hüzün saldım içerime.Derken birden şahlandı şehir dile geldi karşımda gülümseyen bir ses tonuyla istanbul seslendi bana:
-Pişşşt kime baktın delikanlı?
-Kimseye baktığım yok öylesine bakınıyordum sokaklarına,sokaktaki koşuşturmalar başımı döndürdü nerdeyse..
’’herzamanki halini bildiğinden daha ince bir tonla seslendi’’
-Bir derdin var senin belli ama yabancı değil bana bu yüzündeki ifade nerdeyse hergün görüp karşılaşıyorum bu umutsuz ifade ile.Bir şey aradığın belli anlat hadi.
’’gülümsedim istanbulun bu meraklı haline’’
-Yok bi sey..aşka bakmıştım sadece..
istanbul
-De git işine..işin gücün yok mu senin.aşkı arayacak başka kent bulamadın mı da geldin bende arıyorsun.Bende aşkı bulamazsın.Kim bulmuş ki aşkı sana haber verdi gel diye..
’’güldüm..içten bir şekilde’’.
istanbul:
-Bak birde gülüyorsun.daha vakit varken cekgit benden.Gülmeyi unutmamışken daha bana karışmamışken gitmelisin bir an evvel.
-Bir yanlışın var canım.ben aşkı aramaya gelmedim şehrine.Gelirken yanımda aşk vardı zaten.Onu kaybettim.Yada olduğunu sanıyordum kendimce.Çekip giderken ellerimden usulca ben bakıyordum belki pişman olup döner diye avutuyordum kendimi.Nerden bilirdim sokaklarında pişmanlık olmadığını senin.Adına aşk deniyormuş burda ayrılıkların sen öyle öğretmişsin aşıklarına,kavuşmayı ihanet sayıyorlar senin kentinin aşklarında.Peki sen aşık oldun mu hiç İstanbul söylermisin?
’’bir an düşündü garip garip cok eskilere dönmüş gibi bir ah cekti ta derinlerden bir yerden’’
istanbul:
-Şehrimin sokaklarında gercek aşkı görmeyeli o kadar zaman olduki nerdeyse hatırlamıyorum bile.Sokaklarımda her telden her dilden sevgi sözleri söyleniyor ama senin gibi divanesini görmeyeli uzun zaman oldu gercekten.Aşkların ömrü 3 gündür bende 4. gün mantık girer devreye önemli olan aşkıyla değil benimle yaşayabilmesidir.Ben zor bir sevgiliyimdir gülümden cok dikenlerim vardır.En zalim dokunuşlarım ile kanatarak bastırırım her birinin üzerine.Akan her damla kan 1000 göz yaşına eşittir bende.Doyumsuz bir sevgiliyimdir.Ne kadar aşık kapılırsa bana o kadar yücelirim,büyürüm sinsice.Ama sokaklarımın unutmayacağı iki fani vardır.Döktükleri gözyaşı edebiyen hep yüreğimde kurumadan kalacaktır.Biri terkederken beni istemsizce arkasına baka baka her adımında kendini salmış sokaklarıma Konstantindir.. Diğeri ise büyük bir ısrar,azimle ve emekle gelip dayanıp surlarıma beni benliğine katmış olan büyük sultan Fatihtir.Her iki aşkımda kadimdir benim.Ondan sonrada hep aşkın adı dolandı dilime sadece.Sokaklarımda aşka benzer şekiller vardı ama aşk mıydı şahit bulamadım kendime onlara bakarken.
’’birden efkarlandım istanbula bakarken hüzünlü halini görünce.’’
-Oooo sen benden dertliymişsin be istanbul !..Ama kusura bakma burda durupta senin gelmişini gecmişini 16 milyonluk derdini dinleyecek zamanım yok.Ben bir faniyim.Gecerken uğradım sokaklarına aşkı bulayım derken elimdekini de kaybettim.Ama ders oldu bu sefer bana senin ve güzellerinin sayfasını kapattım açmamak üzere,seni yarın ki sevdalarına hapsediyorum.
’’İstanbulla derin bir iç cekerek daldık boğaza doğru.sonra atladık kalabalık dar bir sokağına rastgele.Baktık sinsice, önüne hayatı peşine ölümü takmış hızla yürürken birbirlerine carpmayan insanların hengamesine dalgınlıkla seyrettik’’
’’sessizliği bozan yine istanbul oldu’’
-Sen şimdi gidecek ve dönmeyecek misin bir daha sokaklarıma benim söyler misin..
-Hayır gelmem bir daha...En azından aşk için olmaz artık gelişim..Gelirkende aşk getirmem yanımda..Yalnızlığımı getiririm beraber bırakayım o kaybolsun senin dar kalabalık sokaklarında.Aşklar kolay kazanılmıyor sende biliyorsun dimi..Derman aramam bundan böyle şehrinde.Dermanım sende değil anladım.Senin verdiğin merhemler yaralarımı azıtıp,yalnızlıkla katlanıyor yüreğimde...
istanbul:
-Nice divanelerden duyduğum benzer sözler bunlar...Ama sana söz veriyorum tekrar gelişinde tanımayacağım seni.Bir yabancı olacaksın bana ilk geldiğin günkü gibi.Gelirkende dermanını beraber getir olur mu, bende derman var ama hangi milyon derdin arasına karışmış bilmiyorum inan....küsme bana n’olur!..yine beklerim gel emi..Gell!.. :]
-
_gÖKHAnN_
YORUMLAR
Phyzc
"noktadan sonra küçük harfle başlayan cümleler nasıl yazılacağını kendi bile şaşırmış -de'ler -ki'ler hatta da'dan ta ya dönüşen bağlaçlar sanırım tek iyi yanı günün yazısı olması
içler acısı "
yazılarımı yazarken cıkıpta biri imla hatası bulacak diye yazmıyorum.elbetteki imla hatalarım var.sanki karşımda biri var ve ben ona hitap ediyormuşum gibi duygularımı büyütmeden küçültmeden,sözler nasıl görünmüyorsa konuşulduğunda, bende düşüncelerimi o sadelikte betimlemeye gayret ediyorum.
ama bu çabaların kendine editörlük işi bulma gayreti ise eğer inan benden ekmek cıkmaz sana..başka kapıya gitmeni tavsiye ederim.. (: