önder çocuklar ülkesi
Bir varmış, bir yokmuş. Yokların içinde varlar varların içinde yoklar voleybol oynuyormuş. Annem dedeme ninni söylerken, babam uyuyormuş.
Suların sel olup aktığı, türlü çiçeklerin açtığı ama hiç kimsenin hiçbir işle uğraşmadığı tenbeller ülkesinde yine akşam oluyormuş. Ak sakallı ruhi dede çocuklara masal anlatıyor, onun masal anlattığını gören büyükler de dinlemeye geliyormuş. nur yüzlü, her konuda bir bilgisi olanbu dede, bu tenbel ülkeye böyle oturup durdukları için bir ders vermek istiyormuş.
Her gün ülke halkı eğlence peşinde koşar, uyur, sohbet eder dururmuş. Ülke o kadar tenbelliğe alışmış ki, sokaklar, hatta evler adeta çöp yuvasıymış. Bu yüzden pek çok bulaşıcı hastalıkortaya çıkmış.çöpçüler de bulaşıcı hastalıklara yakalanıp ölmüşler.
Ne okullarda eğitim veriliyormuş ne anneler ve babalar çocuklarını okula gönderiyormuş ne de tenbelliğe alışan
çocuklar okula gitmek istiyormuş..
iri gözlü tombul ruhi dede tatlı sesiyle başlamış o nefis masallarından birini daha anlatmaya: aslında o her masalıyla bir gerçeği, bir doğruyu bir güzeli öğretirmiş çocuklarına ya; çocuklarla beraber her gün ruhi dedeyi dinleyen büyükler aynı tas aynı hamam giderlermiş. Çocuklarına da iyi birer örnek davranışta bulunmazlarmış. Zaten masalın ortalarına doğru büyükler esnemeye başlar, çok geçmeden oturdukları bir ayağı kırık sandalyelerde sallana sallana güzel bir uykuya dalarlarmış. Ama meraklı çocukların gözüne bir dirhem uyku girmez, pür dikkat dedenin masalına kenetlenirlermiş fakat sonuç aynıymış. Çocuklar yine tenbel yine tenbel…..
dede uyuyan büyükleri uyandırmak isteyenbir tavırla yüksek sesleşöyle devam etmiş masalına:işte benim güzel çocuklarım. Bu güneşin doğmak istemediği her adımda ayakların çöp yığını içine gömüldüğü, insanların birbirine iftira ettiği, hırsızlık, yalan dolanın kol gezdiği, haramın tuzağına düşmüş bu ülkede bir gece herkes derin uykudayken derin bir patlamayla toz dumana karışmış, ne olduğunu anlayamayan insanlar sokaklara fırlamış, çocuklar korkudan hıçkırıklara boğulmaya başlamış. Sonra bir patlama bir gürültü derken bu zayıf ülkenin topraklarında gözü olan bir düşman ülke sabahın ilk saatlerinde bütün ülke halkını yere sermiş. Dün akşam sokaklarda top oynayan, partilerde dans eden çılgın tenbel kalabalıktan artık eser kalmamış. Ölüler kaldırılıp ülke baştan aşağıya temizlenmiş, gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra düşman ülkenin kahramanları gelip yerleşmişler bu rengarenk çiçeklerle dolu pırıl pırıl ülkeye. Düzen ve huzur içinde yıllarca yaşayıııp gitmişler.” Ruhi dede sözlerini tamamlar tamamlamaz, çocukların gözleri parlamış.aynı anda hepsi önce evinin önünden başlamış işe. Sonra sokaklar derken kocaman bir alanı temizlemişler. Bu işi öyle istekle yapmışlear ki,masal bitince anne ve babalarını bile uyandırmayı unutmuşlar. Kendileri de çok yorulmuşlar. Evlerine gittiklerinde ilk defa yorgunluğun verdiği sessizlik ama birşeyler yapmış olmanın huzuru içinde derin bir uykuya dalmışlar. Sabahleyin büyükler gözlerine inanamamışaar gördükleri manzara karşısında. Sonra onlar da bir işe koyulmuşlar. Hepsi de o zaman anlamışlar ki, ne kadar boş ve pis bir çevrede ot gibi yaşadıklarını. Herkes çalışmaktan hyorulmaktan mutluymuş.ülkedeki bu ani değişimi padişah da fark etmiş ve o da ülke adına daha yeni ve işe yarar kararlar almış, sarayında geçirdiği o ihtişamlıve eğlenceli günlerden bile daha zevkli gelmiş ona çalışmak.