Yazılmamış Mektuplar-3

• 25 Ekim 2009 Pazar 00:29:01

Her gidişim bir dönüştür sevgilim sen bekle kendimi sana koşullandırdığımda martılar gibi uçacağım kollarına ve soluksuz buseler konduracağım özlemim, hasretim kokan dudaklarına.
Ah cannn bir görebilsen bak yeniden buradayım en sevgili dostumuzun mekanında.
Adını,resmini,seni mıhladığım duvarlar burada.Geceme silüetin eşlik ediyor Despina Vandi, Dionisis,Giorgos’la başım döne döne içiyorum aslında sarhoşluğum da sensiz çekilmez ama kendimi frenliyorum.Oysa ne çok yaslanmak isterdim şu an omzuna ve sarılmak bedenine bir can olmak vardı şimdi seninle.Sabahımızın o en güneş duraklarına adım adım vardığımda,durmaksızın çalan slovlarda öylesine çok ağladım ki sen gör/me…
Yosun yeşillerimde fer kalmadı bir vakitten sonra ben pes edip,gözlerimi kapadığımda o kısacık uykuya,gün ikinci gündü artık. Bu ikinci gün yine sensiz.ne olur gel/me…?..?
Birazdan karartısı doruklara çıkacak ikindi sonrasının ve gece ay/yıldızlı ihtişamı ile yaygı olacak gök kubbede.
Yine seni düşünmeye devam edeceğim /yine aklımda sen duy/ma…
Kahrolası özlemeler,yollara sattığım bu kaçıncı gözlerim sayamadım ki ben..
Halil içecek bir şeyler daha getiriyor,donatıyor masayı,ikimizin de hüzünlü bakışlarındasın/ senli beklemelerdeyiz.Öyle çok özledik ki.bil/me…
-Yeter artık bittin,tükendin diyor. Halil reis aslında benim senliliğime isyan ediyor.Öyle ya bizi ne çok ağırlamıştı bu mekan her aklıma düştüğünde ben yine geliyorum,bütün senlerim,anılar/ hatıralarımız burada dal budak salmış / mazi koca çınar olmuş.Hele ki yakamozlar nasıl de bin bir renk şöleni ile ruhumu tutsak etmeğe devam ediyor yoo durma yaz şair.Aşkı en yüreğinden vur kaleminle yaz şair.Haydi durma fırtınadan kopar al sevmeleri.Çin seddi ol ayrılıkların önünde mertçe...
Hep mi yazacağım ? kaderim mi yazmak ? ben nasıl sana kavuşacağım ? Dön diyemem ki.
Hayatımda hiç yoksun nerede,nasıl,kiminlesin ? bütün bunlara sebep ben ve benim bu dik başım,neden ben yakamoz akşamlarının tadını çıkaramıyorum ve neden ben o en masum aşka sahip çıkamıyorum cevap ver bana sus / ma…biliyorum çok yakınlarımdasın.
Ortaköy ben/ben Ortaköy olduk olalı caddelerin adı sen,sokaklar sana çıkıyor
başımı kaldırdığımda gördüğüm ne varsa sen haydi çık git hayatımdan yooo sakın ha git/me…
Bak asuman yıldız mahşerine ev sahipliğinde yine. Avutmuyor beni hiçbir şey göklerin ihtişamı bile sen yoksan ne işe yarar ki ? Sessiz çığlıklar gezinirken meridyenlerimde uzatıyorum ellerimi haydi yakala/ma.Haydi dur /ma, yakala bana inan /ma
-Offff iyiden iyiye sarhoşum galiba söylenirken kendi kendime
- Halil gidelim diyor, eve bırakacağım seni yarın yine gelirsin,çok da iyi değilsin.
-Gidelim Halil, hiç hiç iyi değilim o yoksa ben neyim söylesene dostum..
-Aşkım gidiyorum,buralarda ol yarın geldiğimde seni hissetmeliyim.Kal/ma…
Derin bir nefes alıyorum Marmara beni uğurluyor inceden yağmur çiselerken.ve sen dolu yakamoz akşamlarından biri daha yediverenlerin kaymalarına karışıyor.Gülegüle git/me…

Yarın Halil’in Yerinde....

Issıza vurmuşken saatler aklımda sen
öylesine derin bir boşlukta hayalinle
sırılsıklamım yar sırılsıklam hasretinden
gülümsemelerini görmez oldum sevdanın
bedenlerimizin o yanık tenlerinde kaldı
ve aşk nasıl da alev alev yandı
bir günlük saadetti hepsi bu
oysa ki ne çok umudun dallarına
nice nice dilekler asmıştık yarınlara
o yarınlar da hiç olmadı yarrr
kaçıncı bahar/kaçıncı yaz yine ertelenen aşk
tadım kalmadı hiç/yorgun yıllar,yorgun ben
offf...varsın dünya batsın umursamam
yıldızlar kopsun semalardan bana ne
değilmi ki ekemedik biz/sevgimizi ve..
büyütemedik gönüllerimizde sevgi denizlerimizi.
.