- 1293 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ELLERİ GÜL SEVGİLİ
Biliyor musun can parçam, bugün insanların her zamankinden daha çok bana nispet yaptıklarını müşahede ettim. İnsanlar daha çok gülüyorlardı. Daha çok sarmaş-dolaş, daha çok el ele, daha çok sevinçli ve daha çok coşkuluydular. Kime baktıysam beni görmedi. Kime merhaba dediysem işi vardı, acelesi vardı, telefonlarını; "geliyorum canım, hadi öptüm"lerle kapatıp aceleyle gittiler.
İstanbul dün ağlamıştı, bugün ise adeta nispet yaparcasına gülüyor. Ama ben ona, "seni sevmiyorum" diyemedim. İstanbul’u sevmekten önce, eşiğinde taş kesildiğim o güzel yüreği bünyesinde barındırdığı için affetmiştim. Bana yüz vermemesine rağmen sustum. Caddelerinde yürümek bile acı veriyordu bana. Çünkü kelimenin tam anlamıyla yalnızdım.
Tanımadığım birinin "abi dikkat et" demesi beni çok rahatsız etti. Dikkatsizliğimden ona neydi ki! Benden korumaya çalıştığı şey, bir imza kampanyası masasıydı. Konu neydi bilmiyorum. Bir bayan ha bire anlatıyordu. O anlattıkça ben çürümeye yüz tutmuş bir tohumun toprağa yalvarışını duyuyordum. "Ne olur beni bırakma! Al beni kendinde dirilt. Ben veludum, ben çalışkanım, uyumam, gece gündüz çalışır bire elli, bire altmış veririm. Ne olur al beni dirilt kendinde!" diyordu.
Başka birinin "abi imzalayacak mısın?" demesi üzerine elime aldığım kalemle önüme konulan kâğıdı imzaladım. Konu neydi bilmiyorum ama ben sevginin bekası için imzalamıştım.
"Nerdesin?" diye başlık attığım şiirimi daha sonra "hoş geldin" diye değiştirmiştim. "Ey yüreği gökten inme, Ey yüreğime kazıdığım şiir, hoş geldin."
Ama nedense anlık bulmalar, hep anlık yitmelere mağlup oluyor.
Aslında öyle de değil. Benim "buldum" dediğim o öpülesi yürek meğer bir cam fanusun içindeymiş.
Camdan üşüyormuş meğerse ellerim.
Yanmayışım ondanmış güneşten meğer.
Yo yo öyle değil,
Uyuştuğumdandır ateşi hissetmeyişim.
Ben, yanmadığım gün ölürüm.
Beni, ateşindir yaşatan.
Yüreği elmas, elleri gül sevgili...
Bir bilsen sana ne kadar ihtiyacım var.
Üzülmeni istemiyorum.
Sen yıldızların arasından bana gülümse yeter.
Seni hep ve çok seveceğim.
Buna inan güneş yüreklim
Eğer imkânım olsaydı, gökyüzüne tırmanır,
Seni, şavkıyan alnından gururla öperdim.
Ama... yok... bırakmıyorlar bebeğim...
Bırakmıyorlar...