Kızsal muhabbetler(27)(ü)..............
Leylanın telefonu yüzlerce kez arandı, oysa telin sesi kısıktı ve bir duvarın arkasındaydı telefon.Leylanın ağlama duvarının ,yani yastığının.
-O telefon sana açılmayacak Vedat bey, cümlesi kuruldu.Kurarken duygulardan hınç gelip oturmuştu yüreğine Leylanın.
Oysa dinlemeliydi Vedatı ,ardı arkası neydi ki bir kız Vedatın koluna girmiş ,birazcık da ağzının içine düşmüştü,ha birazcık da öpecekmiş gibiydi ama sadece bu kadardı.
-Gerizekalı kıza bak ya adamın sevgilisi var ,daha biz bile öpüşmedik,ben bile o kadar yakın olmadım ona.Ya sana ne demeli Vedat uazaklaşsana kızdan ,ama ne hacet di mi?
Leyla kızgınlık mı ,kıskançlık mı diye bir oyun çıkaracak şimdi.Kızgınlık ağır basarsa Vedatı dövecek,kızgınlık ağır basarsa o salak kızı
-Allahım hem de sarışın.
Oysa Leylanın aptallığına atıfta bulunduğu İncifer,hiç de aptal değildi.Kadın güzel olursa tehlikeli ,zeki olursa da tehlikeli ama hem güzel hem zekiyse o zaman atom bombası etkisindedir görüşünü savunabiliriz.
Gelgelelim bu İncifer de atom bombası türünden.
Bir erkekten hoşlanan ya da onu seven ,hatta ona delice aşık olan bazı kadın türlerinin garip bir huyu vardır:Bunlar bir ömür boyu sessiz kalabilirler o erkeğe yaklaşmadan uzaktan hissiyatlarına devam ederler.Ancak o erkek bir başka kızı sevince, bu kadınlara bir haller olur ,kaybetmiş olmak,yenilmiş olmak yaftalarını kendilerine yapıştırıp türlü entirikalar çevirebilirler.İncifer de bu türden.
İncifer kazandığı zaferin farkında ,Vedatlarda kalıyorlar bugün.
-Aaaaa Veeeedattttt noluyo sana ya asma suratını ,hadi beni biraz gezdir.
-İncifer keyfim yok lütfen.
-Bananeee ya kırk yılın başı evinize gelmişiz ,böyle mi yapıcan?
Bayan ahtapot ,kollarından birini Vedatın sadece iki kolundan birine geçirdi bile,bu kızdan kurtuluş yok ,zira daha 7 kolu var.
Apartman çıkışında ,Leyla görüyordu onları.Vedat içinden:
-Allahım Leyla o pencerede olmasın nolur.
Bütün dualara icabet edilir derler ama Vedatın duasının kabulü bu gün değil başka zamana kaldı.Artık çok geç.
Leyla taşan kızgınlığını, hıncını anlatma ihtiyacı içinde, Sedaya mesaj attı.
-Canım kötüyüm bir yerlere gidelim nolur.
Leylanın mesajı geldiğinde Seda şaşkınlık içindeydi.Elbette ki Leylanın mesajına değildi şaşkınlığı çünkü mesaj henüz gelmemişti.Şaşkınlığı o çok sevdiği şaire ait şaşırtıcı bir şiir okumasındandı.Necip Fazıl böyle erotik bir şiir yazar mıydı?Yazarmış.O şiirin adı ’Kadın Bacakları’ydı.
KADIN BACAKLARI
Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var
Kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden
Bir kadının içinden ağlayışı,gülüşü
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın
Bir lisandır onların,duruşu,bükülüşü,
Kadınlar!Onlar varken konuşmayınız sakın.
İnce sütunlardaki ilahi güzelliğe
Bacakların ruhudur şekil veren diyorum.
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye
Mermerde kalbi çarpan Venüs’ü sevmiyorum.
Ömrümüzün geçtiği yolda, bana sorsalar
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.
Boynuma doladığım güzel putu görseler,
İnsanlar öğrenirdi neye tapacağını.
Kör olsam da açılır gözüm,ona sürseler
İsa’nın eli diye bir kadın bacağını.
Seda bu satırları okumayı bitirdiğinde gelmişti Leylanın mesajı.
-Leyla bu satırları okusa uzun bir ’vaaaaaaaaaaaay’çekerdi elbet.
Ya Şebnem ne yapmakta kapı aralık baksak ama pek de uygun bir görüntü yok.Yani seyirlik değil ,yazmalık bir görüntü.Şebnem çıplak Devrimin koynunda.
-Ahhh annem beni bu halde görse öldürür kesin lime lime eder.
-Korkma bitanem göremez hem ne yapalım annen izin verseydi çoktan evlenecektik.Ne yapsaydık cinsellik de bir ihtiyaç.
-Ama gelinlik giyince, işin büyüsü kalmayacak ki herşeyi yaptık nasılsa offf ya neden kendimi berbat hissediyorum.
-Duyguların ve toplumsal baskı arasında kaldığın için.Biz bişey yaşasak da yaşamasak da sen benim karımdın ,hala karımsın ve hep öyle kalacaksın.Allah var diyolar ben inanmıyorum ama varsa da görüyordur benim sana olan sevgimi.Saçının teli için bile yapmayacağım şey yok.Devrim sevgilisine sarıldı Şebnemin çıplak göğüsleri tenine değdikçe tahrik oluyordu tekrar.
-Hatunum senin yüzünden bizim minik Devrim, hacıyatmaz oldu ya durmuyor yerinde.
Vedat,Devrim gibi mutlu değil şimdi.
-Allah kahretsin beni.Herşeyi mahvettim asla inanmaz bana.Ahhhh Leyla ahhh.
Seda evden çıkar çıkmaz ,annesi doğruca Sedanın odasına gitti.Bütün kızlarına güvendiklerini söyleyen annelerin gizli ikiyüzlülüğüyle ,kızının eşyalarını karıştırmaya başladı.Yatağına baktı ,kitaplar saçılmıştı herbir yana ,yastığını kaldırınca minik bir defter çıktı ortaya.Ancak yazılar İngilizceydi ve Sevim hanım İngilizce bilmiyordu.Demek kızı sırlarını anlamasınlar diye İngilizce yazıyordu, sayfaya boş boş baktı ilk cümle şuydu:
’The true value of a human being can be found in the degree to which he has attained liberation from the self’
Sevim hanım tek kelime bile anlamadı ama ’has’hasanın kısatması mı acaba?dedi.
Ahhh ne güzel olurdu kızı din işleriyle uğraşmasa ,dinci kitaplar okumasa,sevgilisi olsa değişirdi belki .Bu ’has’Hasanın kısatması olsa keşke.
Ama değil o ’has’ın Hasanla bağlantısı yok ,o cümle de bir sır da yok.Bir kitaptan yapılan bir alıntı sadece.O cümle Albert EİNSTEİN’ dan başkasına ait değil, anlamı ’İnsan olmanın gerçek değeri,bir insanın kendi benliğinden sıyrılmasıyla bulunabilir’
Annesi odasını karıştırırken Seda kulağında müzik otobüste Leylalara gitmekte.
ERKİN kORAY ’SENDEN BAŞKA’.
Üzerine ne söylenebilir ki bu güzel şarkının? Susulur,susmak lazım gelir.
İnan ki senden başka
Senden başka
Kimse yok içimde............