BAŞIBOŞ ZAMANLAR ÜZERİNE İMGELER...
Bazen çok sıkılırsınız ya, hiç bir şey yapamazsınız. Kendi ekseninizde, gider gelirsiniz durmadan. Aklınızın bir köşesinde, tutunacağınız, elle tutulur, gözle görülür hiç bir varlık bulamazsınız böyle zamanlarda...
Mesela hastasınızdır...Ya da kendinize ait bir problem, beyninizin bir yanını tırmalayıp, durmaktadır o anda...Yada ne bileyim, biri sizi üzmüştür, bu sebeple, onun hırsından dolayı, dişlerinizi sıktığınızın farkında bile değilsinizdir mesela...
Sizinde, buna benzer zamanlarınız vardır.
Yaşamışsınızdır...
Satırları karalarken, o anlardan birini yaşıyorum sanki...
Masamda duran çayı anlamsız anlamsız yudumluyorum şimdi. Çayıma şekeri
atmadığımdan habersiz, öylece yudumluyorum... Taki, genzimdeki tadını anlayana dek...
Bazen, kimse sizin frekansınıza takılamamıştır.
Bazen de, siz kimsenin dalgasında değilsinizdir...
Sizin, beyninizden gelip geçenler, bir başkasının umurunda olmaz, es geçmiştir yada...
Kimi zaman, çevrenizdeki insanlardan bihaber, bir köşede düşüncelere dalmış, gelip geçenlerden bile habersiz olursunuz mesela...
Ve çevrenizle, o andaki ortak tek noktanız, içinde bulunduğunuz o ortam ve soluduğunuz havadır.
Çoğu zaman, dikkatinizi hiç bir şey çekmez, duygularınızın peşinde sürüklenip, öylece sürüklenirsiniz... Bazen de, bir kuş cıvıltısı, sizi o, hiç uyanmayacakmış gibi görünen, hayal uykularınızdan çekip almıştır, siz farkında olmadan...
Düşünce pınarında yüzüyorken siz, bazen hiç aklınıza bile gelmeyecek bir zamanda, bir ses, sizi silkeleyip, kendinize getirir o anda... Ve siz kendinize gelir, o hayal alemlerinden uyanırsınız, çoğu kez..
Yaşamışsınızdır böyle anları...
Bir de, imgeler vardır...
Çoğu kez, bilinçaltımızı süsleyen, şekillendiren, imgeler...
Kimi zaman düşünürken, bir tabloya bakarken, sisli camları seyredereken, hasılı...
Her alanda, isteyip de, göremediğimiz, hemen hemen her alanda, beynimizde canlanan, imgeler...
Kimi zaman, bir şairin kaleminden, kimi zaman bir yazarın, kaleminden damlayan harf tanecikleri bir imgeye dönüşüp, duygularımızın depreşip, müthiş bir hayale dalmasına sebep olabilir mesela...
Kimi zaman, bir gece vakti, bir yıldızın, titrek titrek, bir o yana , bir bu yana, zıplayıp gökyüzünde dansetmesi...
Yaşamışsınızdır...
Hayatımızın en güzel anları belki...
Ama çoğu zaman da kabus belki..
Onları yaşarken, solurken, bir an olur ki, kaybederiz...
Hem de, onlara en muhtaç olduğumuz , kötü zamanlarımızda...
Onları, en yoğun yaşadığımızda yada...
Bırakıp, terkederler bizi...kaybolurlar...
Biz, ne kadar istesek te, üzülsek te...
Onlar, ansızın, kendimizi bıraktığımız, benliğimizden habersiz olduğumuz bir anda bize tutunan, soyut varlıklardır...
İmgeler...
Beynimizde, bir görünen, bir kaybolan şekiller...
İşte, onlar, bizi, ruhumuzu, hayallerimizi şekillendiren, onlara can veren
simgeler...
İmgeler...
Hayatımıza, ışık, renk veren simgeler...