- 1523 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
Terör Gribi ve Dil
Bir gün dibi görünmeyen bir kuyuya taş atmıştım. Sonra o karanlığa baktım sessizce sonra ürkütücü bir yankılanma sesi duydum. Evet, çok korkmuştum. Hayatı tanımak için, doğa kadar eğlenmesini bilmelisin onunla. Çünkü doğa her şeye bir tepki gösterir… Denizi toprakla örtersiniz, o, kendini tekrar açmasını bilir. Çünkü hayatta her şeyin bir yaşam yeri ve hakkı vardır!
Türkiye’yi seviyorum… Nedenini çok daha önceleri de sormuştum kendime, defalarca. Tanımlamak bana uygun değildi, benim işim o sevgiyi bütünlemekti!
Gelelim asıl konumuza, orta doğuda yapılan iki büyük sömürgeye Amerika ve İsrail. Amerika asıl başkomutan olarak ele alınırsa İsrail bir alt kademesi, Barzani ve Talabani çapulcularıda onların kuklası. Iraktaki büyük projeye ne demeli, adı: küsdistanmış… Şimdi güzel vatanımda da aynısını yapmak için sanatçılarıda kullanır oldular. Aydınların suskun kalışı, cesur kalemlerin şaşkınlığı ve şehit ailelerinin öfkesi… Bunlar tesadüf müdür sizce? Grip gibi içimize işleyip, yıllarca kardeşçe yaşayan vatan çocuklarını birbirine düşüren ve onlara yardım edenlerin sonu gelmedi mi? Biz bu ülkeyi namusumuzla, kanımızla kazanıp cumhuriyeti ilan ettiğimiz 2o. y.y ‘dan sonra 21. y.y ‘da tekrar geri iade etmek için mi savaştık! Iraktaki çapulcuların saldırganlıklarının sonucu Arap, Sünni, Türkmen kardeşlerimizin yerlerinden, yurtlarından olmalarıda mı bir tesadüf? Kendi ülkelerindeki azınlıkları saymayıp, haklarını ellerinden alan bu şuursuzlar, nasıl olurda her bölgesi bir bütün olan, şehit kanıyla süslü vatanımdan bir hak talep edebilir? Bu nasıl bir dengedir, bu nasıl bir hoşgörüdür ki, sabırla, gerçeği görmelerini bekliyoruz. Unutulmasın ki Türkiye’de her zaman terazinin bir tarafı çok ağır basar, o da ülkenin dili, toprağı ve örf-adetleridir! Hayatta her şeyin bir karşılığı vardır… Su akacağı yeri bulduğu gibi, gün gelir yurdumun yorgun savaşçıları da yattıkları yerden kalkıp bu utancımızı, bu başımızın eğriliğini yerden kaldıracaklardır!
Terör, her ülkede ilk önce dil üzerine çöreklenir. Öncelikle işe insanoğlunun yemek alışkanlığından girerler. Tatlı, tuzlu çeşitli yiyeceklere kendi isimlerini marka halinde sunarak, sonra giyim ve teknolojik aletlerde, kendilerini alıştırırlar. Tüketime destek verip, üretime ise hep kendileri sahip olurlar. Bizleri kendi ülkemizde, asgari ücret altında çalıştırmaya mahkûm edecek kadar çaresiz bıraktıklarında, ülkeyi bölmek için yüzyıllardır oynadıkları türlü oyunları parça halinde birleştirmeye başlarlar.
Ve sonra ne mi yaparlar:
-en cahil etnik kökeni destekleyip, haklarınız yeniliyor diye, onlara sahip çıkarlar.
-parti, gruplaşma ve ülke içi siyaseti hep bir tarafa yığarlar…
-ülkenin doğusu kötüyken, batıya; batısı kötüyken, doğuya yığma yaparlar.
-fakir ülkelerin tek eğlencesi futbolu seçip, fanatikleştirirler…
-ülkenin dini bütünlüğünü, tarikatlarla besleyip, ibadet şekillerini çoğaltırlar.
-maneviyatı güçlü ülkelere aile düzeninden girip, yeni bir nesil ortaya çıkarırlar.
-evrenselliği savunup, kendi müzik mini putlarını modern diye, bize sunarlar…
-ülke komşularıyla aradaki bağları koparmak için, Ülkeler arası güç dengesini öne sürerler.
-ülkeyi kurtaran liderleri önce örnek alıp sonra dinsiz, komünist gibi damgalar vururlar.
-ülkenin en sevilen sanatçılarını kullanıp, yalan vaatlerle uyutup, kullanırlar…
-basın, yayın organlarını partizanlaştırıp, özgürlüklerini ellerinden alırlar.
-bu ülkede her şey olur, yolsuzluklar vardır deyip, halkın, devlete olan güvenini sarsarlar.
-kendileri en modern silahları kullanırken, kullanmadıklarını, pahalıya satarlar.
-kendi ülkelerinde idam ederlerken, aslında idam insanlık suçudur, kalkmalıdır derler.
-hristiyan topluluklar kurup adına A.B. deyip, çağa ayak uydurduklarından bahsederler.
-IMF adında para fonlarıyla ülkeyi faizle borçlandırıp, bataklığa sürüklerler.
-kendi sinema filmlerini kullanarak büyük amerikadan söz edip, kulak aşinalığı yaparlar.
(sonra mı, sonrası bitmez bunun… Yetiştirdikleri özel ajanları, o ülkenin vatandaşı gibi gösterip “ben bu ülkeyi seviyorum,” deyip, birkaç sosyal projelerde yer alıp, halkın gözünde helal olsun sana, dedirtirler…)
Neden mi olur tüm bunlar… Çünkü siz gül yüzünüzden, tarihinize bakıp şereflendikçe onlar hep kıskandılar da ondan. Terör grip gibidir! Çeşitleri hiç bitmez, her yıl farklı yönleriyle ortalığa çıkıp önce yormaya sonra yok etmeye çabalayıp dururlar. Halkı en küçük haberle bile inandıracak psikolojik oyunlarla besleyip, dedikoduluğa sürüklemeyi çok iyi yaparlar. Oysa her şey dün gibi apaçıktır!
Soruyorum size, hiç savrulan kül yeniden parlar mı?
Güzel kardeşlerim, ülkemin kıymetli yurttaşları… Bizi çekemeyenler, geçmişin intikamıyla beslenip, sabırla yıkılmamızı bekleyenler olacak ve olmaya da devam edeceklerdir. Yıllarca aynı coğrafyada yaşamış ki bugüne kadar kimse kimsenin hakkını yememişken, şimdi içinizden bunlar neyin nesi demek gelmiyor mu hiç? Madem ortada bir hak vardı, adaletsizlikten bahsediliyordu, neden bunca zaman sustunuz da, tam Amerika, İsrail, Ermenistan, ıraktaki çapulcular etrafımızı kuşatmışken şimdi hak talep ediyorsunuz?
Bunun adına ne koymalı: açılım demekle, onu kabul etmekle haklarınız size geri verilecekse, zamanında taleplerinizi neden sunmadınız? Bunca yıl beklemekle sizler önce kendi hakkınızı çiğnemiş olmuyor musunuz?
Tarih tekerrürden ibarettir! Neden mi, çünkü doğanın etkiye-tepkisi hep şiddetli olur!
Bu vatan toprağında onurla, şerefle yaşamak varken… Sığınmacı politikalarla, ülkemizi bölmeye çalışan dış güçlerle işbirliğinizin adı bırakın da vatan hainliği olsun. Bu da vatansever, milliyetçi, Atatürkçü insanların sizin üzerindeki hakkı olsun!
Her zaman, her şeyi en çok seven kazanır… Olmadı tarih yeniden yazılır!
Emre onbey (vatanseverliliğimi kullanıyorum…)
YORUMLAR
terörden bahsediyorum, ülkemizin bütünlüğünü bölmeye çalışanlardan, ımf belasından, sanatçı ve basının yanlış kullanıldığından ama konu dönüp dolaşıp türk-kürt meselesine geliyor ne hikmetse... hiç anlamıyorum.
korkarak yaşamak neyi çöcezek merak ediyorum/ ama ben en çok şehitlere üzülüyorum ve keşke bend askerdeyken şehit olsaydım görmeseydim bu manzaraları...
hiç anlamıyorum... hiç!
Uzun yıllar Kürtçe’nin konuşulmasının bile yasaklanması, ana dilde eğitim ve yayın yapmanın ise (özel TV yayını henüz serbest bırakılmamış, bu konudaki yönetmelik bir türlü çıkarılmamıştır) halen devam eden yasaklar arasında bulunması gibi ulusalcı dayatmalar, Allah’ın ayetlerinden olan kavmi kimlik ve ana dilin büyük yaralar almasına yol açmıştır. Kürt halkının çocukları ne Türkçe’yi ne de Kürtçe’yi yeteri kadar öğrenebilmiş, sonuçta, kendini ifade etme kabiliyeti ve eğitim seviyesi bakımından yetersizliklere sürüklenmiştir. Eğitim ve yayın dili olarak kullanılması yaklaşık 70-80 yıldır yasak olan Kürtçe, Allah’ın bir ayeti olarak yaratılış amacına hizmet etme imkânından uzaklaştırılmış, zayıflatılmıştır. Kürtçe yerleşim yerlerinin ve coğrafi alanların isimlerinin değiştirilmesi, çocuklara Kürtçe isim konulmasının yasaklanması vb daha pek çok zulümle hep asimilasyon sağlanmaya çalışılmıştır. Bütün bunların yol açtığı büyük ıstırap, ancak farazi bir “Kürdiye”de “Türk kimliğine ve Türkçe’ye aynı şeyler reva görüldüğünde ne olurdu, neler hissederdik?” sorusunun üzerinde adaletle tefekkür edip empati yapmakla daha iyi anlaşılabilecektir.
Canda ve emre onbey arasında geçen diyalog bir kadının haykırışlarını bir kez daha getirdi kulaklarıma kadar.
Geçtiğimiz hafta bir bayan telefonda bağırıyordu " Yeter Allah aşkına. Yeter. Ben Kürt’üm ve eşim de Türk bir. On beş yıllık evliyiz. Geçtiğimiz aya kadar hiç bir şekilde tartışmadık. Hiç bir şekilde bir birimize sen Kürtsün, ben Türküm tartışması yaşamadık. Ama geçtiğimiz akşam eşim görevden eve geldi ve " Sizin yüzünüzden artık ne huzur ne güven kaldı. Yeter artık" diye bağırıyordu. Eşim ilk defa SİZ/BİZ ayrımını yapmıştı. Bu kelime öylesine dondurdu ki kanımı anlatamam size. Yeter artık. Neden yaptınız bunu. Neden böldünüz BİZ/SİZ diye. Ne kazandınız, elinize ne geçti. Bundan sonra bizim gibi evlilik yapanları nasıl bir karmaşa bekliyor. Bunların hesabınız yaptınız mı? diye soruyordu.
İsim verilmemiş olsa bile. artık " bana mı söylüyor acaba" diye düşünmekten kendimizi alamayacağız galiba ne dersiniz?
Teşekkür ederim. Saygılar
onurumsun tarafından 10/24/2009 6:42:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
bende köyde okudum güzel kardeşim iki öğretmenli bir köy okulunda, bunları yazmanın manası nedir acaba? bu ülkenin bir sorunu, sadece kürtlere özel değil, ama size özel kürt okulu kurulamaz, o zaman ermenilere, boşnaklara da özel okullar kurulması gerekir... o zaman bu ülkenin ne anlamı var. amerikaya da giden kardeşlerimizde ingilizce olarak öğrenim görüyorlar. benim babamda bir öğretmen ve çok yer gezdik, gördük... ama sen d.bakırdan başka yere pek gitmemişsin herhalde.
bence siz kürt kardeşlerimiz ilk önce kendi aranızda bir anlaşın, pkk ya mı destek verecekmisinz, vermeyecekmisiniz?
ayrıca her hak isteyen dağa çıkarsa yandık. ülkede 4 milyona yakın isiz var, iyi o zaman herkes dağa çıksın! böyle olmaz, böyle vatanda yaşanılmaz... kulu razı olsa allah razı olmaz.
fazla açılmayalım, umarım daha güzel günleri beraber yaşarı, eskisi gibi kardeşce...
merak etme güzel kardeşim ben ne dediğimi geçekten çok iyi biliyorum sende bi zahmet sana verdiğim o iki ismi araştır ayrıca hırslı kindarda değilim bence bunu burda bitirelim ne sen beni kırmak istiyorsun nede ben son olarakta ben ilk okulu diyarbakırda okudum merkez olduğu halde ben okuma yazmayı üçüncü sınıfta öğrendim tek ben değil tüm arkadaşlarım çünkü öğretmenimiz üçüncü sınfta oldu halende değişen bişey yok çünkü yeğenlerimide görüyorum..neyse sağlıcakla kal ve lütfen nettende olsa o iki(tek onlar değil onlar gibi binlerce) küçük masum çocukları araştır..kendine iyi bak
canda şu an üzerinde ezilmil hissinin verdiği büyük bir duygu yoğunluğu var... allah aşkına kürt çocuğunu hangi türk öldürmüş, her duyduğun habere inanırsan yandın be güzel kardeşim... bu kadar hırslı, kindar olma... bak nihat genç diye aydın bir yazar var kürt kökenli onu izle, banu avarın videolaarını izle, olmadı geçen televizyona çıkan kürt gazi kardeşimizi izle... ama önce araştır! sonra gel konuşalım...
ben inan seni kırmamak adına çok basit şeyler yazıyorum... ama istersen gerçekleri belgelerylede sunabilirim baka bir yazıda, benim için sorun olmaz bu! işim bu benm zaten...
se tatlı canını sıkma... doğuya yterince öğretmende gönderiliyor, yardımda, daha 2 yıl önce 100 yakın kitapla iki çuval dolusu giysyi ben kendim gönderdim az bişey bu vatanı sev, gerçeği gör ve sende o örgütteki hainler gibi bu oyunlara düşme...
ismini kullanmamış olabilirsin ama yazında nedense o izlenimleri çıkardım..haklarımız varmış gerçekten güldürüyorsunuz insanları varsa neden masum çocuklarımız öldürüldüğünde herkes suskun kalıyorda bi türk çocuğun tırnağı bile zarar gördüğünde dünyayı kaldırıyorlar,neden hiçbir öğretmen doğuya gelipte görev yapmıyor neden yedi yaşına kadar tek türkçe kelime bilmeyen masum çocuklarımıza okula başladığında zorla anadiliniz kürdçe değil türçedir deniliyor daha çocuk türkçe nedir bilmediği halde sonra diyorsunki kız çocuklar okutulmuyor bir okul olmadan dilleri unuturulmaya çalışılıyorsa nasıl okutulsun,koskoca bir köy katlediyorlar diyorsun ya acaba onları silahlandıran onların dolduran kim hiç düşündünmü.Bir kürd olarak bakıyorum evet,ikinci plana atmıyorum kendimi atıyorlar bazıları kimi kasdettiğimi biliyorsundur onuda söyleyeyim.Ayrıca hiçkimse Kürdistan kuracam diye bişey söylemiyor sadece yıllardır verilmeyen hakkını istiyor yıılardır ezilmiş bir halk olarak..
canda tarafından 10/24/2009 1:22:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
olayı nasıl olupta türk-kürt düşmanlığına getirdin hiç analmadım. oysa ben hiç kürtlerden bahsetmedim... dış düşmanların çanağına tuz koyan örgürten bahsettim ve ona yardım edenlerden. sen kendince örnekler vermişsin. sen hiç türklere başlık parası, kızları okutmama, töre cinayetleri, koskoca köyü katletme ki bunlar en basiti hiç gördünmü?
kürtlerin çok hakkı var bu ülkede, arkadaşlarımda var kürt, ve çoğu mühendis, doktor polis. bakın meclistede kürtler var demekki hakkınız var. ama bırakında bu ülkenin şehitlerine biraz saygı. ıraktan gelen çapulcular sanki zafer kazanmış gibi sınır kapısından geçmeleri bu nasıl br utanç ya bende bir şehit yakını olarak kesinlikle bunu kanldıramam, kaldırmamamda gerekiyor. çünkü kürt şehitlerde var ben onlarını düşünmek durumndayım.
ama senin sadece krt olarak olaya bakman ve bu ülkenin vatandaşı olarak kendini ikinci plana atman çok gülünç. benim okuduğum sınıftada kürt arkadaşlarım vardı bizde nedense hiç öyle sözlü taciz yoktu. ilk senden duyuyorum...
asıl cahillik okuyup okumamakla değil asıl cahillik gerçeği, o bilindik hakikati görememekte... örgüt lideri, ismini söyleyemeceğim o hain siyasal mezunu olduda ne oldu, şimdi kendisi söylüyor, yıllarca kullanıldım diye... ee bu durumda ülke olarak gerçeği göremediğimiz anlamına ageliyor.
bende kürt olarak dünyaya gelebilirdim, asla bak genelleme değil bu, sadece vatana ihanet edenler diyorum tamammı değil, asla yaşadığım toprağa burasını kürdistan yapacağm demezdim...
umarım az da olsa anlaşılmışımdır...
yazını okudum kendince doğru sebeplerin olabilir ama ben milyonlarca insanı yok saymanı ve onlara cahil vs. vs.köken demeni hiçbir nedene bağlayamıyorum hatırlatayım ayrıca kimse kimsenin hakkını yememiş diyorsun uğurumun(uğur kaymaz daha 12 yaşında onüç kurşunla katledilen)yaşama hakkının elinden aldılar daha geçen ay masum ceylanımı avladılar daha ne olsun vatanseverim diyorsun ama vatanseverlik bu değilki vatanını seviyorsan bu ölümlere göz yunmayacaksın bu halkı yok saymıyacaksın Atatürk'ün bi sözünüde hatırlatayım biz bu devleti türkü ile kürdü ile beraber kurduk ama sizin dediğinize bakıyoruz sadece biz türkler kurduk kürdü diye bişey yok bak hayatımdan örnek göstereyim okullarda maruz kaldığım sözlü iskenceleri kim bana unutturacak.Belki yazdıklarım zoruna gidebilecek ama kendini benim yerime koy ve bu dünyaya bir türk değilde bir kürd olarak gelmiş olduğunu düşün neyse cümleleri uzatmayacam inşallah barış sağlanır ve ne artık türk annesi nede kürd annesi ağlar ,başka uğurlar başka ceylanlar ölmez ...