'Açılım'lar bahane... 'Zam'lar şahane!
Harcama kalemlerine yapılan zamlarla, maaşlara yapılan zamlar birbirini tutmayınca vatandaş sitem etmeye başladı. İnsanların bir ay çalışıp, maaş günü elinde olan tüm parasını faturalara yatırması isyanları beraberinde getirdi.
Protestolar, yürüyüşler nafile çıktı! Sesimizi duyan yok mu acaba? Kör bir kuyuda ışık bekleyen vatandaşların çığlığına yine ’ZAM’larla karşılık veriliyor. Düşene tekme atmak adetten midir yoksa?
Toplumun çıkarlarının bu şekilde istismar edilmesi, özellikle karın tokluğuna çalışan insanlar için her geçen gün hayal kırıklığı yaratmakta.
Elektriğe yapılan zammın oranı yüzde 21,8, akaryakıttaki zincirleme zamlar yetmiyormuş gibi, suya yüzde 8,5 şekere, yüzde 5 ZAM… İşin komik tarafı kullanılmayan arsenikli suya dahi zam yapılabiliyor. Mevzu bahis zam olunca durumdan vazife çıkaran çok oluyor haliyle. Durum böyle iken memura, çalışana, emekliye, dula, yetime yapılan maaşın zammı ise muamma.
Son yapılan vergi düzenlemeleri ile 2010’da ÖTV’ye, sigaraya ve benzine yüzde 28 ile yüzde 63’lük vergi zamları da bekleniyor.
Sosyal Demokrat geçinen bir ülkenin bu haksızlığı bir ’hak’mış gibi görmesi akıllara şu soruyu getiriyor; bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Hükümetin kepçe ile aldığı, vatandaşa kaşıkla bile geri dönemiyor.
Nerede kaldı insan hakları? İnasana insan gibi yaşama hakkı verilmezse, yaşamanın ne anlamı kalır ki? Durumdan da anlaşıldığı gibi adaletin arkasına sığınan adaletsiz bir ülkede yaşıyoruz.
Ekonomik krizin faturası vatandaşa çıkarılmış, elden ne gelir? Öde dostum öde, ödeyemezsen vay haline!
HİCRAN KANDEMİR