- 392 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GAZZE'Yİ UNUTMADIK
UNUTMADIK GAZZE’Yİ
(Ne Kadar One Minute, O kadar İtibar)
26 Aralık 2008 tarihinde başlayan, soykırım ve katliam kavramlarına rahmet okutan, Gazzeli bir avuç Müslüman ile İsrail arasında yaşanan, her türlü savaş hukukundan mahrum, ahlâksız savaş yaklaşık 2 ay devam etti. Fosfor bombaları da dahil olmak üzere BM tarafından savaş suçu işlediği onaylanan İsrail, birçok nükleer silahı Gazzeli Müslümanlar üzerinde denemiş ve 1500 e yakın çoğu kadın ve çocuk olmak üzere insan şehid olmuştu; yaşlı diyemedik, zira insanlar Gazze’de yaşlanacak kadar yaşayamazlar.
22 Ocak 2009 tarihinde “Gazze Unutulmasın” başlıklı bir yazı yazmış ve Gazze’de yaşananlar unutulursa yeni Gazze’leri yaşayacağımızı vurgulamıştık. İslâm aleminin Türkiye hariç olmak üzere suskunluğu karşısında bu bir temenni idi. Ancak… Ancak öyle olmadı. Ümmetin gururu olan ve ümmetin namusu adına dünyanın entelektüel insanlarını yetiştiren 450 kilometre karelik vatan toprağında, 1,5milyon insanın yaşadığı İmam Şafii’nin memleketi Gazze’yi, yine ümmetin gururu olan Anadolu insanı unutmadı. Yazılar yazıldı, yardım kampanyaları açıldı, insanımız dualarla gözyaşlarıyla, bayrağının yanına Filistin bayrağı asarak acıya ortak oldu, acıyı yaşadı içinde. Çocuklar yazdı. Gazze’yi yaşamanın Filistin’le birlikte olmanın, yaşamak, onları unutmanın ölmek olduğunu “Olmak ya da Olmamak” yazısıyla Batman’lı ilköğretim öğrencisi Bahar Ersoy yazdı. (www.aksarayposta.net/haberdetay.asp?ID=1973) Boyundan büyüktü belki konu, ama boyundan küçük konular Anadolu’nun yiğit evlatlarının kaderini de küçültmedi mi hep?
Son zamanlarda İsrail ile yaşanan ve ilk defa cumhuriyetten bu güne, Anadolu toprağının, kokusuna, kanına, şanına, şerefine, izzetine, tarihi, kültürel değerleri ve misyonu ile uzlaşan çıkış, bizlere taze bir kan, millete yepyeni bir can oldu.
Konya’da yapılan “Anadolu Kartalı” hava tatbikatının, Gazze harabe halinde dururken ve 8 aydır Gazze’den tek roket atılmazken, İsrail’le yan yana görüntü vermenin doğru ve insani bir davranış olmadığı düşüncesiyle uluslararası bölümü iptal edildi. Arkasından Suriye ile yeni bir tatbikat düzenlendi. TRT-1 de Salı günleri saat 20.00 de yayımlanan “Ayrılık” adlı Filistin dizisi ise Yahudiler açısından bakıldığı zaman bardağı taşıran son damla oldu. Yahudi düşmanlığı teraneleri, maslahatgüzara verilen nota vs. hiç birisi hükümete geri adım attıramadı. Bu da yetmedi Başbakanımız “biz zalimlerin yanında yer almayız” dedi. Bundan önce de Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu “Gazzeli çocukların okuyabilecekleri bir okulu yok, her sabah çocuğumu okula bırakmaya gittiğimde bunun sorumluluğunu hissederim.” dedi ve acının halâ yüreklerde taptaze durduğunu ve Gazze’yi unutamadığını dile getirdi. Bu anlayış çok yadırgandı. Sadece Yahudi medya mı ? Hayır. Dün gece bir TV programına katılan Sedat Ergin, Türk dış politikasının yıllardır izlediği teamüllerden vazgeçtiğini ve saldırgan bir dış politika izlemenin ülkenin yararına olmadığını vurguladı. Saldırgan kim? Gazze’de 1500 can toprağa düşerken de mi saldırgan bizdik? Doğru… Monşerlerin yıllardır izledikleri “ultra light” dış politikadan nasıl çark edilirdi? Yıllardır komşuları düşman ilan eden, “iç ve dış düşmanlarımızdan bizi koru” diyerek, dualara bile hükmederek, paranoyak bir psikoloji oluşturan ve üzerinden rantlar elde edilen bu dış politikadan vazgeçilir miydi? Öyle ya etrafımız ateş çemberiydi; böyle okuduk ve böyle dinledik. Öyle değilmiş, istersek Anadolu coğrafyasını cennete çevirecek olan gene bizmişiz, komşularla sıfır problemle yaşayabilir, On iki saatte Irak’la 48 anlaşma imzalayabilir, 2000’li yıllara gelmeden savaşa ramak kalan Suriye ile sınırları kaldırabilirmişiz. Ama bunlar bu ülkenin sahipleri (!) tarafından çok hoş karşılanmadı. Zira onlar hep ön koltukta oturmaya alışmışlardı. Bu vatanın toprağını canından aziz, suyunu kanından kıymetli bilen Anadolulu yiğit delikanlı arka koltukta hatta arabanın kasasında olmalıydı. Onun ön tarafta, memleketin dış politikasını belirleyen yerde, İsrail’e “One Minute” demeye ne hakkı vardı. Şunu unutmayalım: Dünya arenasında ne kadar “one minute” diyebilirsek o kadar itibarımız olu ve bu millet o kadar arkamızda durur; ne kadar el, ayak ovuşturursak da o kadar uzağımızda kalır. Millete rağmen başarılı olan devlet adamlarını tarih yazmamıştır. Rabbimizden yeni Gazzeler yaşamama ve Gazze’yi unutturmamasını niyaz ederiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.