Sensiz Oralı ve Mendiline Oyalıydım
HAYRETTİN TAYLAN
Sezen Aksu ile Aşkın Tera_pi hali-12
“sensizim senden uzakta
seni düşünüyorum
seni özlüyorum
ve özlemeyi çok seviyorum
sensizim senden uzakta
seni özlüyorum
seni seviyorum
seni sevmeyi çok seviyorum””
Sevginin arşivindeki hiç yazılmamış,hiç okunmamış romanını okumak isterdim göz gözelerinde.Çıldırmış kelimelerle, sana olan tutuluşumu cümle cümle sermek isterdim can denizinde; ama gidişler bıçak gibi sokulur yaranamadıklarımıza.Kanar ve sana yanar alıştırmalar arasında kalan yapayalnızlıklarımız.
Kaçtıkça bizi kovalayan penguenin dehlizlerinde kalır sevimliliğin.
Kunduz olan bir özleyişin yakılmış sözlerinde ömrümü ütülüyorum. Gecelerimi yaktım, hecelerim yanık. Yüklemsiz bir aşkın öznesi olmaya çekimlenen sensiz bir sevilmişim.
Acıların ve sevinçlerin kol kola gezdiği arınmışlık mevsiminde karların düşer düşlerime. Yarsızlık yarar yurdumun sevgi nehirlerini.Göz pınarlarından elektrik alır acil gelişler.
Soyunan ilgilerin dudak uçlarında ,uçarılarım göklere savrulan nemli buluşların söz gelimine gelin. Hüzne döndüğü aşk katında anların kaçkını oluruz.Dertlerimizin defterini taşıyan ayrılık güvercinin gagasında kalır beklemeler. Bir aşk kümesindeyim. Yerli güzellerin içinde tilkilik yapıyorum.Hepsi tavında suskun.Ağızlarında yeni aşk peyniri.Peynir desem, gülüp aşka düşecekler ; oysa sen tutkumun bütün gıdasıyken reva mı başka gözlerin renginde şiir yazmak.
tıpkı bir sabah vakti
yaprak üstündeki çiğ
hani seversin de, korkarsın dokunmaya
uzaktan seyretmek yeter bilirsin
oysa sen benim olmasan da seviyorum
ve iste bunu hissetmeyi çok seviyorum”
Kaçışlarımızın muammasında tanıdık anların rehaveti çıkar.
“Şairin karısın ardından yazdığı sanılan duygu yüklü şiirin aslından ölümünden önce başladığı ve bitişi karısının ölümüne denk geldiği ve hizmetçisi ile uygunsuz vaziyette yakalanmasına benzer anlar değil ki benden gidişin.”
Yanlış denklemlerde dengimizin dinginliği gün yüzüne çıkar.Biz hiç alışkın olmayan dillerin destanında yaşandık. Böyle ani gidişlerin ikliminde görülen kar yağışları ,yar sağanaklarına barınmak değil benimki.Yeniden ıslanmaya gerek yok,her şeyimi ıslatmışken.Biraz uslanmam gerekir diyor hayat. Uslu pusların panlarında seni oynamam gerek.
-Ey aşk,aşka aşk ol…
-Ey ben,önce kendine kendin ol.
-Ey sevdiğim, sevmekle sevilmek arasında hep sevilen ol.
Beni sorgularına alan boşluktan kendimi saldığım ıssızlığın ,ısısında hışmın benim pişmanlık odalarımı yakıp kavurdu.
-Gayrı kırılmalarımızın kırık vazolarında taşınmıyor gidişlerin.
Sesine ölümlerle kuşandığım sevda yelimdesin.Seher yellerinden özlenmiş hevesler estir.Yalnızlık top yekun yok olmaktır .Ben yok olmayı var edemem, ben senli çokluğun ömür oğluyum. Uzat saçlarını efil efil koynumda essin. Uzat dudaklarını rujundan bal örneği alsın can çekişen arılarım.
-Döküver gözyaşlarını, yaram yarandır üstüne üstüne düşsün düş gibi, dün gibi, bir gün gelirsin gibi...
Sana kavuşmaktır ölümden önce sunulan hayat.
bir eski resim duvarda
belki beti belki pola
markiz´de oturmuş sakin
seyrediyor zamanı gözlerinde tozlarla
seyrediyor zamanı gözlerinde tozlarla
ah bu ne sevgi bu ne ıstırap
bu şarkıyla gönlüm ne harap
al al olmuş gul yanaklarınız
bu mahcup nazlı bu eda bu hal
Sensizliğin yazılan hiçbir romanını okumadan, hiçbir ayrılığın kökünde eklere ayrılmadan, hiçbir acının en acımsı halinden çizimeden birbirimizin içinde kalsak.Bir ömür saksısı sunan saki olan olsan baki kalsan gelelerimde.
Özlemin alfabesinde yeni bir yazıt diksem bekleyişe hitaben
-Ey benden uzak, ben içre bana yakın sever gider. Tek servetin bensizlik.. İçine cemreler düşen bir yüreğin bahar köklerinde yeşersen,aksan durulanmış nehirlerime.Bir ceylan edasıyla süzülsen yüreğimin süzgecinde tortularımda kalan güzelleri de silsen ömür cinas kalmaz mısın?
-Adresinde yokluğun, düşler vurulur an penceremde.Susamış her demin deminde şeker arar bekleyişim.
-Ey Çaycı getir şu nazlıcansız çaylardan yalnızlık erisin, ona akşam yemeğinden sonra yaptığım anlar canlasın.Dokunsam şekerine devrim olur aşk ülkende.
-Ey şarkılar, yokluğun melodisinde böyle beni suturarak, yazdırmayın.
Duru çözümleri sulamak, pişmanlığın arsasında sana yeni cennetler satın olmak,güvensizlik dehlizlerinden seni güven sunaklarına taşımak gerek.
Yeni bir baharın fışkınından akan senli şalelerin en yükseğinde inmek hayata,sevdaya.Dev kazanlarda yaşanmak şarkı şarkı akmak güzel günlere.
-Duy beni huzur, artık unut beni hazan. Ben aşkın ermişliğinde eridim, ben terk edilmişliğin bütün dirhemlerinde dilim dilim doğrandım.Ben pişmanlığın giyotinlerinde kesildim binlerce kez.
-Beyaz saçlarımda saklı her şeyin özeti.Sen seni bil,bilinmezlik.
Sen beni bil,tanıdık sevdamın nazı, canı, tümdeni nazlıcanı.
günlerden güz mevsim sepya
bir tuy kalemle yazılmış bekler
bir hayat daha olmalı
der gibi kahverengi tonlarda uykularda
der gibi kahverengi tonlarda uykularda
ah bu ne sevgi bu ne ıstırap
bu şarkıyla gönlüm ne harap
al al olmuş gul yanaklarınız
bu mahcup nazlı bu eda bu hal
Göz göze geldiğimiz ilk aşk mevsiminde nice kavuşul fasulyeler büyülendi. Venüs güzelliğinin sarılışlarında ateşinin yazdığı sözlerde sabahladım sensizliği.Her gidişin yeni bir umut kuklacısı
yarattı beklediğim emanet dünyanda. Bir ipin üstünde süt içen aşk cambazı olarak, ay gibi yüzünün yüz görümlük anlarda seni arzular, seni bekler ermiş her haddim.
Aşkın en doyumsuz mavilerine yeni okyanuslar büyütür dururum.
Uğurlar, aşktan yana, umutlar aşktan yana, gelişler aşktan yana.
Her yanım senden yana.
Yorgun bir yaşamın ağırlığı altında nemli bulut kümelerinde yağmura ısmarladım kurak gelişini.
-Söyleyemedim,sensiz öptüm her nefesini,her eşisini.Hummalı gizlerimde dinlendirirdim yokluğunu. Gelsen de gelmesen de ben senin tarifsiz ariflerin aşk ilminde yazılıyorum.
Sonsuzluğun son nefesiydi seni özlemek.Ölmek ile ölümcül olmak gibiydi seni sevmek. Tanımsız tanımlar gibiydi seni tamamlamak.
- Hep üç noktalar büyüttüm bu aşkın son cümlesinde.
. Sesin düşüyordu ruh denizlerime, gözlerin giriyordu sonsuz düşlerime, ellerin değiyordu sensizliğimin en tanıdık sıcaklarına.Sıcaklığın yakıyordu sol yanımı, başını koyduğun omzumu. Belki yoktun, belki yokluğun vardı; ama sürekli bu yürekte devrik bir kraliçeydin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.