- 899 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Irksal Otorite
Irksal Otorite
İnsanlar arasında en fazla çatışmaya neden olan husus ırk kavgası gibi görünüyor. Bu kavga geniş dairede Dünya çapında, milletler arasında oluyor, bazen de küçücük bir köyde aynı ırktan olan kişiler arasında sülale boyutunda yaşanıyor.
Irk kavgasını haklı çıkaran her hangi bir sebep olabilir mi?
Tarihsel seyre bakıldığında ırk kavgasının çok şiddetle yaşandığı görülür. Firavunun İsrail oğullarını köle etmesi ve yeni doğan erkek çocuklarını katledilmesi gibi örnekler mevcut. Daha sonraları Hitler Almanya’sında yaşananlar da diğer bir örnek. Yakında olanları yazmıyorum.
Burada gözlemlediğim husus şudur; katliama maruz kalan toplumların gücü ele geçirince katlim yapması. Acaba diyorum katledilirken katletmeyi mi öğreniyorlar? Öyle bile olsa bu onlara katliam yapma yetkisi vermiyor. Çünkü geçmişin hesabıdır sorulan. Yani hayatta olmayanların suçunun yeni nesilden sorulması. Burada gizli bir kan davası kokusu seziliyor. “Kapını kilitle, hırsızı günaha sokma” meşhurdur. Toplumların kendi iç barışını sağlaması ve güçlü olması gerekir ki mazlum konumuna düşmesin. Hile ile dahi olsa zayıf konuma düşmesi gelecek nesli tehlikeye atar. Ortadoğu’da vaktiyle topraklarını yüksek meblağlarla satıp, savunma yatırımı yapmaksızın yiyen toplumların işgali buna örnek.
“Ashâbım!
Câhiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır.” Veda Hutbesi
Otorite ırk, “seçilmiş ırk” kavramından destek alıyor.
Kutsal kitaplarda “seçilmiş ırk” konusunda pek çok açıklama var.
Bu konuda Kur’an’da ki uyarı;
“Biz, Kitap’ta (Tevrat’ta) İsrailoğullarına, “Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz” diye hükmettik.” İsra/4
Ayrıca "54.Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah’ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah’ın lütfu ve ilmi geniştir. Mâide Sûresi, 5:54.
Dikkat edilirse ırk belirtilmemiş, “topluluk” denilmiş.
“Mü’minler!
Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbınız birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur.” Veda Hutbesi
Milliyet konusu iyi anlaşılmalıdır. Herkesin ait olduğu milli kimliği bireysel açıdan mühimdir. Toplumsal açıdan ise ulus kavramı devreye girer. Milliyetçiliğin bireyselde ırk olarak görülmesinde sakınca yoktur. Toplumsal alana yansıması da ulus kavramı ile olmalı. Yani ırk ayrımı olmaksızın toplumsal mutabakata ulaşmış bir ulus güçlü olabilir. Bu bağlamda Türk , Kürt, Laz, Çerkez, Rum, v.b. Aynı kapsamdadır. Vatandaş olarak adlandırılır ve yaşadığı ülkenin vatandaşlık ismini alır.
Milliyetçilik, kafatası milliyetçiliğine, ırk kavgasına çekildiğinde; Türk milliyetçisi ile Kürt milliyetçisi aynı kapsamdadır. Yani haklı tarafları yoktur.
Son tahlilde; günümüzde yapılan ırk kavgalarının hiçbir meşru gerekçesi yoktur. Bir toplumda kişi özgür ise hak ve hukukuna her hangi bir kısıtlama olmuyorsa, etnik aidiyetiyle ortaya çıkıp geçmişi deşeleyerek kavga nedeni araması tamamen toplumu zayıflatan bir durum. Irksal kavgayı reddederken kendi ırkının üstünlüğü üzerinden gidenler de uyanmalıdır. Kendi ırkına özgürlük isterken diğerini bastırmaya çalışanların da yanılgı içinde olduğu açıktır.
Saygılar
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Milliyetçilik ve ırkçılık iki ayrı başlık altında değerlendirilmeli tabii.
Eğer bir Türk çıkıp da "saf kan Türk olmayana bu toprakta yer yok" diyorsa bu ırkçılıktır ve çirkindir.
Ama...
Bir Türk "bu topraklar bizimdir, bayrak, millet, vatan hepimizin (laz kürt çerkez arnavut vs vs) diyorsa bu sahiplenmektir bütün olmaya davettir, kabuldür ve asildir.
Irkçılığın en kötü örneğini tarihte hitler almanyasında ve amerikada zencilerin köleliği devrinde görüyoruz.
İnsan fıtratı gereği itilmekten "başka" görülmekten hoşlanmaz ve mutlak isyan çıkar ve çıkmıştır da.
Güzel olan ne renk ne din ne dil ayırmadan, insana insan olarak bakmaktır.
Kaldı ki bize kainatı bahşeden yaradan ayırmadı, bize ne oluyor?
Çok sevdiğim bir hikaye ile noktalamak istiyorum;
-----Hep hikmetli konuşan Lokman Hekim’in derisi siyah, dudakları da kalınmış. Değerli sözlerini duyarak hayranı olan biri bir gün bakmış ki hayalinde büyüttüğü Lokman, siyah yüzlü, kalın dudaklı biri. ..
Şaşkınlıkla yüzüne bakarken Lokman Hekim, adamın içinden geçenleri sezmiş olacak ki, şöyle çıkışmış:
– Birader, neden öyle şaşkın bakıyorsun? Boyayı mı beğenemedin, yoksa boyacıyı mı?
------------------------
Ayırıp sınıflandırdığımız insanların nesini beğenmiyoruz boyasını mı boyacısını mı?
Ya da bizim onlara göre neyimiz üstün?
Güzel yazıydı, var olun.
Osmanlı'da milliyetçilik, Türk milliyetçiliği fikri diğer milletlerin milliyetçilik akımına kapılıp osmanlıdan ayrılmak için başlattıkları isyanlardan sonra başladı. Bir tepkiydi diğer milletlere.
Şimdi de Türk milliyetçiliği fikri ön plana çıkmaya başladı. Bir zamanlar milliyetçiliğe karşı olan solcular bile bu fikrin arkasındalar. Neden mi? Kürt milliyetçiliği baskın hale geldiği için. Onların son hareketlerinden sonra içimdeki ırkçılık depreşmeye başladı desem yeridir.
Herkes milliyetçilik yaparken ve benden kopmak için çırpınırken ne yapmam lazım hocam. Osmanlının son dönemindde yine denedik, Arnavutlar, Araplar bizden kopmasın diye sancak ı şerifi de açtık ama nafile...
mkuvanci tarafından 10/22/2009 1:26:30 AM zamanında düzenlenmiştir.