GIYBET..
YÜCE ALLAH YİNE BU AYETTE GIYBETİ YASAK ETMİŞTİR.
...BİRİNİZ DİĞERİNİN ARKASINDAN ÇEKİŞTİRMESİN. BİRİNİZ ÖLMÜŞ KARDEŞİNİN ETİNİ YEMEKTEN HOŞLANIRMI?
İŞTE BUNDAN TİKSİNDİNİZ. O HALDE ALLAH TAN KORKUN...(HUCURAT 12 )
Bu ayette gıybeti sadece yasak etmekle kalmıyor; son derece iğrenç leş yani ölmüş bir insan eti yemek gibi kötü olduğunu bildiriyor.
Bu leş, insan leşi olursa daha çok tiksinti duyulur. Hele bu insan eti, bir insanın ölmüş bir insanın, ölmüş öz kardeşinin eti olursa tiksinti zirveye ulaşır, en canavar, en kötü insan bile buna tahammül etmez. Bu tiksintiye kimse dayanamaz. bunu düşünmek, tasavvur etmek bile bize iğrenç gelir..
Şunuda üzülerek itiraf edelim ki, en çok gıybet yapanda biz müslümanlarız. Kahvede, evde, dükkanda iki müslüman bir araya geldiğimiz zaman başkalarının yaptıkları kötü şeyleri anlatmaktan büyük zevk alırız..
Halbuki müslümanlar bir araya geldikleri zaman, dünyalarına ve ahiretlerine faydalı olan şeyleri konuşmaları lazımdır. müslüman hergün dini ve dünyevi kültürünü artırması gerekir..
Müslüman her saatinin her dakikasının kıymetli olduğunu bilmeli ve değerlendirmelidir. Boş yere vakit kaybetmemelidir..
Üzülerek söyleyelim ki gıybetin ne olduğunu bilmekteyiz. İki müslüman bir araya gelince şöyle konuşurlar:
gıybet olmasında falanca şahıs şu kötülüğü yapmış. Söylediği düpedüz gıybet olduğu halde gıybet olmadığını söyler.
Halbuki Allah Resulu açıkça ifade etmiştir:
Bir gün Allah Resulu , Ashaba gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?
Onlar: Allah ve Resulü bilir dediler.
Allah resulü: ’’ müslüman kardeşinin kendisi hakkında kötü gördüğü bir şeyi zikretmenizdir.’’Denildi ki, ya o kötü şey kardeşimizde mevcut ise yine gıybetmi?
Allah resulü:’’O kötülük onda var ise işte o gıybettir. Eğeronda olmayan bir kötülükle onu anarsanız, o zaman kardeşinize iftira da bulunursunuz.’2
Bu gıybetin ne kadar kötü, çirkin, günah olduğunu Yüce Peygamber ( SAV ) şu hadisi ile beyan etmektedir.
’’Miraca gittiğimde bir kavme uğradım. Bakırdan tırnakları vardı. Tırnaklarıyla yüzlerini, göğüslerini parçalıyorlardı. Bunlar kimdir? Ey Cebrail? Diye sordum.’’
Cebrail:’’ Bunlar o kimseler ki insanların etlerini yiyorlardı ( gıybet ediyordu ). İnsanların ırz ve namusuna dil uzatıyorlardı.’2 Dedi
Bir büyük veli kendisini çekiştiren, gıybet eden, aleyhinde atıp tutan birilerine, bir tabak nadide güzel meyve göndermiş ve:
’’Duydum ki bizi gıybet etmek suretiyle, kazandığınız kendi sevaplarınızı bizim tarafa geçirtiyor, yani bize gönderiyormuşsunuz, teşekkür ederim; bende mukabilinde size bu hediyeyi gönderiyorum.’’ buyurmuş.
Bir diğer alim de:
’’Gıybet edecek olsam, anne ve babamı gıybet ederdim, çünkü sevaplarımın ancak onlara verilmesine razı olabilirim.’’ demiş.
Yani, dostu-düşmanı, doğruyu-eğriyi, iyiyi-kötüyü,hakkı-batılı. hayrı-şerri, haklıyı-haksızı, etmeyip, bunca zalim ve kafir varken onları bırakıp müslümanları dillerine dolayan, onlar aleyhinde çalışan, dedikodu eden, gıybet yapan ancak kendisine zarar verir.
İşte Nuhun AS tufanda helak olan zalim kavmi, işte Ad ve Semud , işte Firavun, Haman, Nemrut, işte Kayzerler, Kisralar, Ebu Lehebler, Ebu Cehiller...
Hz. Ali kerremallahu veche efendimiz;
’’Kişi bilmediği şeyin düşmanıdır.’’ buyurmuş. İnsanlar gerçekten iyi ve güzel olan bazı şeyleri yakından tanımadığı, iç yüzünü bilmediği için kötü sanır, bunlara hasım olur ve muhalefet eder...
Demekki beşer olmak, aciz bulunmak dolayısiyle her zaman yanılabiliriz. Bazen doğru sandığımız şeyler aslında yanlış ve hatalı olabildiği gibi yanlış sandıklarımız pekala doğru olabilir. Onun için hemen kızmayalım. Yumuşak araştırıcı, inceleyici kişiler olalım. Kendi değer ve selahiyetinin kıymetini bilen ve haddi tecavüz etmeyen ( çizmeden yukarı çıkmayan )kişiye Allah celle celalüh Rahmet etsin..
Allah sözde müslüman olup da İslama hiç yakışmayan hale düşenleri nefse, şeytana ve düşmana aldanmaktan kurtarsın, ıslah eylesin, hakkı göstersin, hayrı işletsin;çünkü kendilerine yazık ediyorlar ve çok çok ayıp oluyor...
YORUMLAR
din nasihattir .tebrikler efendim çalışmanız için.saygılarımla
Kıyamet vaki olup Rûz-i Mahşer'de Yüce Rabbimizin huzurunda hesaba çekileceğini bilen bir Müslüman; Gıybet fûcuratına kendini kaptırmaz...
Herşeyin başı Allah korkusu olursa zaten insan pekçok günah eyleminden kendini geri çekmek zorunda kalır...
Ancak...
Ancak insanımız maalesef ve maalesef çok bilgisiz ve çok da dinden uzak olduğundan bırakın Gıybet işlemekten sakınmayı Gıybet'in manasını dahi bilmemektedir. Bu çok acı bir gerçektir. Dedikodu ile Gıybet arasındaki ince çizgiyi her 1000 kişiden 999'unun aştığını kimse inkar edemez... Bu kötü eylemi ortadan kaldırabilmek ve bu günaha girmemek için öncelikle gönlümüze ve sonrasında da dilimize hakim olmayı bilmeli ve Cehennem azabının şiddetinden korkuya kapılıp bu kötü eylemden uzak durmalıyız...
Saygılarımla...
Yazınız çok güzeldi...Emeğinize saygılarımı sunuyorum efendim...
Metinkaya tarafından 10/21/2009 10:46:20 PM zamanında düzenlenmiştir.