- 1089 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İlençli Bir Sevdadır Aşk
Sevgide kazanmak da vardır, kaybetmek de
İnançsız, kambur duruşlarla yürümek zordur.
Aşk’a direnmek, ilençli sevdaları yaşatmak,
Gülümsemesini yitiren cüzzamlı bir bakıştır.
Gün ışığı düşünce yorgun şehirlerin üzerine toplanır döşekler, yollara dökülür insanlar. Sapandan çıkan bir taş gibi bu kentin yolları aşınır, yarından önceki yeni bir çileli günün hesapları yapılır. Balyozlar çeliği büker, fırınlardan dumanlar tüter, sıkılmış dişler örsleri döver.
Göğü yırtıp, entariler diker insanlar barakalarda. Karanlıklar düşmeden günün üzerine tel örgüler örülür sınırlara. Kasabalara, kentlere, köylere umut taşır otobüsler. Yataklar yeniden serilir, kötülükler erkeksiz dam çevresinde dolanır ve ürküntülü bir gölge gibi masum yüreklere sokulur.
Atmacanın yarasadan çekindiği bu çelişkiler yumağında çürümüş etler sofralara dizilir. Mor gülüşlü yaşam giyer en sevimli entarilerini. Yaşamın döl kapakları açılır, kertenkeleler güvercinleri kuşkulu bakışlarla izler, gelinler göğüslerini titrek elleriyle okşar karanlıklar çökünce bu kara kentin üzerine.
İhanet, sırça tabaklarda eğreti duruşlarla süzer postunu hiç değiştirmeden. Kurtlar inlerinde ilk karın yağmasını bekler. Kuzular otlakların yeşermesini, şahinler dağlara bulut yürümesini tepelerden izler. Yılanlar tanrıların kutsadığı yerlerden uzak durur ve avını sessiz avlarlar her zaman. Başaklar boy verince sonsuz ovalarda kuşlara açarlar sofralarını, çiçekler gelinlik kızları özler, yaralı turaçlar çalılarda canını gizler.
Sevgide kazanmak da vardır, kaybetmek de. İnançsız, kambur duruşlarla yürümek zordur. Aşk’a direnmek, ilençli bir sevdayı sonuna dek yaşatmak gülümsemesini yitiren umutsuz bir bakıştır. Bebeği şefkat, sevgiyi acı büyütür. Sevginin gözlerine öpücüklerini kondurmadan, kutsanmış bir aşk iksirinin tadına varamazsın. Cüzzamlı bir hasta gibi güneşe dönersen yüzünü çürür döşeklerin, dikenler ağar sökülmüş bahçelerine.
Aşk, zamansız uğrar bu hikâyenin sayfalarına. Yarım yamalak sözcüklerle biçimlenir, hiç bastırılamayan bir açlık gibi eğreti bir sofrada ziftlenir. Renkli entariler giyer bazen aşk, bayram günlerini yaşatır, güller açtırır nice nice yüreklerde. Umudu zulasına koyup beklentilere kucağını açar ve dipsiz bir kuyuda son bulur.
Çeşmeler vardır aşk’ın tozlu, topraklı engebeli yollarında. Âşıklar yüzyıllardır onun başında ömürlerini tüketmişlerdir. Yalan aşklar, yasaklı, prangalı sevdalar orada dinlenir ve her seven o çeşmede soluklanır.
Ve kaybedilen bir savaşın sonsuz iniltilerinde, kırılan kalplerin sızım sızım sızlayan yerlerinden kaçış sırası şimdi. Aşk’ın gerçek yüzünü görmek için şimdi tam sırası. Bu pınarın kaynaklarını, geçiş yollarını darmadağın ettim ve kapattım bu sevdanın tüm kapılarını. İçimdeki fırtınalara direnecek, tek kaçış yolum dediğim yollara dalacağım. Aşk’ın, sevdanın son bestesini bir yıkık evde yapacağım.
Selahattin Yetgin