- 1245 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
ZÜLEYLA SANA...
Bismihu...
Ey kalbimi Aşk’a açan Allah’ım!
Vermezmiydi Züleyla ah? Canını alacak sen olsaydın yoluna.
Sus yüreğim.
La tahzen...
Kuyunun en dibindeyim. Çoktan göçmüş Mısıra giden son kervan. Ah Nile adanmış ömrüm, ne çok geç kaldın sen.
Saçlarımdan sızıyor işte kederler. Neyleyim perçemimde gezinen altın tarağı, saçımı okşayan eller senin değilse eğer..
Ah uykusuz geceler. Ne çok yaşlanmış gerdanımda eğlenen o hikayeler. Bunamış bir öfke gibi hala ezberimdeler.
Her biri ayrı bir vuslat ister. Ne söyleyim yar? Çare yok bu hasret ölümden beter...
Ağlıyorum...Arıyorum...
Ey bahar yüzlüm zümrüt bakışlım! Ah gönül kafesimde uyuyan can kuşum! Çırpınır mahpusluğunda tutsak varlığım.
Habersizsin...
Gündüzleri kaybetmiş bir divaneyim, gecede nasıl bulayım. Sus ihanet.! Oynaşma aklımla benim. Aşk güneş istermi kalp zindana mahkumken.
İçime batmış tüm güneşler Kenanı düşlerler...
Ah cennet bakışlım.!
Benki her seher vakti son kıyamımda seslenirim durmadan sana. Binbir umutla.! Kalk hadi yar.! Kalk hadi.!
Bir teşehhüd miktarı olsun bak bana. Sonra zırhımızı kuşanıp koşalım savaşa.
Kalbim sabaha ne çok var. Aşk uyudukça sinemde içim hep gece yar. Ordular kuşanmış oysa kapıda beklerler.
Şakaklarımda kapkara bir gök gürültüsü umudu kırbaçlar. Ben kanadıkça yokluğun(d)a,vurulmuş sana günahkar tüm tanrıçalar.
İhanet beklermi can. Savaşa hazır küheylanlar yola çıkmışlar. İçimdeki seni isterler...
Neyleyim...?
Cevap sus...Oruçluyum sana yar....
Ah zaman alıp götürdü seni benden. Oysa ne çok saatler durmuştu gözlerimizde. Ne çok baharlar istemiştik tan yeri ağarırken dünyaya.
Tam cemre düşecekken toprağa, düştü kıyamet apansız bahtımıza. Bölündük parça parça.
Kan sızıyor ruhum. Duymuyorsun sen hala.
Daha ne yapsın bu can adına...
Hayalinle oynaşan düşler(im)de olmasa, nasıl yaşasın söyle, dinmeyen bu zalim hasret ile.
Hayır vazgeçtim duyma. Ömrünü çoktan feda eylemiş Züleyla sana.
Adamış kader onu dönülmez yollarına. Yinede bitmemiş duası dilinde hala...
Ey kafdağının Maliki dönecek bir gün mutlak Simurg Anka, Sabretme gücü ver bana...
Ah melal! Adına yazmayalı ne çok zaman olmuş gördünmü? Sözcükler tanımıyor artık beni farkındamısın. Acı daha dün gibi tazeyken içimde,ne kadar yabancısıyım bu satırların.
Tanıtmıyor ellerim beni bak. Un ufak olmuş bir kaç eski şiir var avuçlarımda dünlerden kalan. Adına yazdığım bir kaç satır şiir yalnızca.
Şimdi bilmiyorsunki yar adsız kalmış o şair. Silinmiş alfabelerden seni anlatacak tüm harfler.
Dizlerinin bağı çözülmüş tüm nakaratların. Hicazdayım. Hüzünlerim yara içinde. Her hücremde bir mim sancısı doğar. Sana koşacak takatı yok varlığımın.
Ben sahrada gamlı yüklü bir garip ceylan,sen Mısır"a olmuşsun Sultan. Unut(ul)muşsun...
Ayrı ayrı sorgulardayım yar. Her satır arası göğsümde bir neşter sızısı. Ah Melal! Söyle bana kimi yazıyorum ben. Kendimimi? Hiç olmayan birinimi yoksa.
Yoksa var olupta har olanımı bana. Kimi yazıyorum ki ben? Kimdin sen? Yoksan eğer, kim bu içimde yaşayan? Damarlarımda kan yutan. Ben içimde öldükçe, mabedimde dirilen.
Kim..?
Adım Züleyla...!
Sorma bana o gün hutame vefasız değilim. Davan aşksa eğer benimle ölüme hazır bu can. Yeterki sorgum Aşk olsun.
Yanmaya hazırım ben...!
-----------------------------------------------------------
Günlükten notlar....
Mehtap Hümeyragül DALLI
YORUMLAR
“Gel ey Leyla,
Gel ey candan yakın canan ki gaiplerdesin hala!
Bu nazın elverir Leyla, in artık in ki baladan,
Müebbet bir bahar insin şu yanmış yurda, Mevla’dan!” (M. Akif)
Hasretin diriliştir gönül tarlasında,
Kıpırdayış, ilerleyiştir hayatın şahdamarında.
Paha biçilmez kıymettir, kıyamettir,
Nadasa bırakılmış gönül bağında.
Yeni bir doğuştur, doğruluştur
Özlerde özlemin.
Yürekler hasretinle u/yanıyor,
Dudaklar ismini sayıklıyor
“Asmanın damarı kerem yağmurunu beklemektedir.” (M.İkbal)
Ümit gülistanındaki vuslat güllerini derme demidir.
Nerde kaldın?
Bekleme, beklenensin gel artık!
Bu sözlerde Züleyha'ya yoldaş olsun...
Selam ve dua ile...
Yalın bir yazı, yalın bir acıya gitmiş.
İçinde yaşattığına ilişmiyor sözcükler çok mu zaman geçmiş ne...Sessiz bir imge gibi duruyor Yazar ondan sadır olan düşüncelerse tam tersine çok canlı ve sıcak. Hele de öyküsünün Kenan iline telmih edilişi hakkıdır Onun.
Bir de yazıda sis içinde kalmış güneşler, sabahlar, akşamlar var. Hani dalgın nilüferlerin sudaki melal vakti. Paslı sarı saatler hepsi yazıda. İyi geceler Yazar.