- 1115 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
sana sesleniyorum
Bir insan düşün bir insanı çok seven
Bir kelebek düşün kırmızı güle konmak isteyen
Rüzgârı düşün karanlık gecelerde esmek isteyen
Fırtınalı bir gecede yağmuru düşün
Kuru bir caddeye yağmak isteyen.
Bir deniz düşün azgın Dalgaları dinmek bilmeyen
Bir kuş düşün tabiat anadan bahar dileyen.
Küçük bir çocuk düşün, içinde hüzne yer vermeyen.
Ölüme mahkûm birini düşün, son nefesine kadar
Umudunu yitirmeyen.
Eceli düşün, bir saniye fazlasına izin vermeyen.
Durmadan ağlayan iki göz düşün, gülmek bilmeyen
Duyacağın bir son pişmanlık düşün, telafisine
Koca bir ömür yetmeyen.
Sen gülebilirsin, alay edebilirsin…
Bir kavak ağacının en yüksek dalında sallanan
Yapraklar gibi, sende saçlarını sallaya, sallaya
Pembe bir gonca gibi gülüp alay edebilirsin,
Klasikleşmiş ve bu devirde yaşanılması imkânsız
Duyguları olduğu gibi önüne sermeye çalışan benle.
Henüz karşılıklı bir kelime bile edemeden, sana vuruldum.
Seni gördüğüm o günden beri,
Benim için çölün ortasına düşmüş bir su damlasıdır sensizlik.
Nefesi sıklaşan, ölüme adım, adım yaklaşan
Bir hastalıklı gibidir sensizlik.
İçine kuşlar tünemiş, kuru bir ağaç gövdesidir sensizlik.
Alışılması güç yaşama biçimlerinden biri olan
Kimsesizliktir sensizlik.
Gün gelir adın ile bir umut ışığı olur gözlerimde sensizlik.
Hayal et kendini..
Zifiri karanlık bir yerde, tek başına.. koşar adım ışığı
Arıyorsun telaşlı, telaşlı…
Bulamıyorsun, ayakların yorgun düşer, o karanlıklar
İçinde tek başına kalakalırsın.
Bir an kalbini yoklarsın, öldün sanırsın.
Ve bir aydınlık parlar ansızın ellerinde, sevdiğini
Görebilme umudu yeşerir, görmezler görür olur.
Sonrada Güneş açar, karanlıklar sona erer.
Hüzün yerine, mutluluk kelimeleri eser sözlerinde.
Aslında gerçek aşkı yaşadım diyemezsin sen asla,
Günlerce boğuşmazsan eyer karanlıklarla…
Aşk tarifi imkânsız bir duygudur
Belki bilemezsin, senin için her gün ölmek isteyen
Beni göremezsin.
Bunları okudukça bilirim şaşırabilirsin,
Kabul ederek hayatına daha iyi bir yön verebilirsin.
Işığı olmayan zifiri karanlıklar yerine,
Tertemiz bir aydınlık için gözlerini açabilirsin.
Ve ya bu okuduklarını ciddiye almaz, deli mi ne!
Deyip elinin tersi ile vurup, açılmamak üzere kapatabilirsin.
Unutma ki, bazı sevdalar gelip geçicidir,
Bazı sevdalar ise ölümün habercisidir.
Anlatmaya çalıştığım ise gerçek bir aşkın ta kendisidir.
Tertemiz bir sevdanın kıymetini bilmemek
Pişmanlık doğurur zamanla insanoğlunun içinde.
Bir ağaçtan baş aşağıya düşmek gibidir pişmanlık.
Aslında mutluluk için biraz inatçı olmak lazım.
Bir sevdanın değerini biliyorsak, bu en büyük mutluluktur.
Bir hasta düşün, ilacı yoktur, umarsız…
Umut içinde diker gözlerini tavana, bekler..
Yaşamak için direnir.
Bendeki, sana karşı olan inatçılığım bu derecededir.
İnatçı olmamak, peşinden koşmamak imkânsızdır.
Bazen bir insanın hayatında kar beyazı renginde
Bir sayfa açılır. Hayatta, sadece bir kere gelir
Diye inanılan kısmettir.
Aslında bu olgunun yokluğuna inanırım.
İnsan kendi kaderini yaratır inancı içerisindeyim.
Ve her insan kendi kaderini doğru çizme gayreti gösterir.
Benim ise çizmeğe çalıştığımın içinde sen varsın.
Bil ki sen içimde her gün büyüyen heves ve zamana
Tutsak olsak da mutluluk için bir umutsun.
Zamana tutsak olmak, zamana tutsak olmak…
En acımasız olgudur aslında zaman. Her şeyi süpürür,
Çöpçü gibidir…
Dünya zaten ölümlü, hayat ise kısacık bir rüya…
Zamana tutsak olmamak elde değil aslında.
Benim gibi, Arkası çöl bir pencereden
Denizi, dağları görenler varken…
Gün gelir hepimiz zamana tutsak oluruz.
Seni düşünürüm, bir başıma duvarlarla konuşurum.
Bir gerçek var ki inkâr edemem,
Seni ilk tanıdığım günden beri, senden uzaklarda, saçlarımın
Beyazlaşıp, bana sensiz yaşlanmayı reva gören
Acımasız zamanla çatışıyorum!
İnat olsun diye saat kullanmıyorum…
Şimdi( fausto papetti) dinliyorum. Kendimden geçmeden,
Son satırları yazmaya çalıştığım bu yazıda
Dinle, sana sesleniyorum!
Ne olursan, kim olursan ve ne ye mal olursa,
Umurumda değil, ben seni istiyor ve çok seviyorum…