Aşk cennetin dilinden bize kalan yegane hatıradır. -- bulor
Ali SEL
Ali SEL
@alisel
VİP ÜYE

HİKAYE’nin HİKAYESİ

19 Ekim 2009 Pazartesi
Yorum

HİKAYE’nin HİKAYESİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1019

Okunma

HİKAYE’nin HİKAYESİ

HİKAYE’nin HİKAYESİ



Ne kadar umutlanmıştım ilk gün.
Nasıl bir çocuksu bir sevinç çiçeği açmıştı içimde.
Bilseniz, nasıl da titremişti ellerim, keserken açılış kurdelesini ‘Öykü Doğumhanesi’nin.

………şimdi biraz geriye gidelim;

Bu kent’e geldiğim günden beri, pisi pisi oturuyordum PC ‘min çerçevesinde. Bazen çıkıp şöyle bir, dolaşıp dururdum çevresinde. Sıcacık gülüşlere rast gelirdim sokaklarında. Ana caddesinin tam ortasından geçen, binlerce pınardan toplanıp ve bir çağlayandan dökülen şiir ırmağının sularından içerdim kana kana. Serinlerdim.

Duyardım, bir ‘masal-park’ varmış. Henüz bulamadım. Oysa gelirken birlikte getirmiştim çocukluğumu yanımda. Hafifçe aralık ağzım ve meraktan kocaman açılmış gözlerimle, ne masallar dinlerdim.

Bir de, ‘Yitik Mektuplar Posta hanesi’ varmış bu sanal kent’te. Hani, üzerine yazacak bir adres olmayan, sanal bir sevgiliye yazılan mektuplar. İşte tam öyle. Bir başka deyişle, kim sahiplenirse o okusun diye. Denedim ama kanıksayamadım bir türlü. Açıkcası, ürperdim her seferinde, dönüp çevreme baktım. ‘Duygu hırsızı..‘ diye bağıran var mı diye.

Heyhat… Nasıl da kıyıda köşede kalmış, nasıl da mahzun dururlar bırakıldıkları yerde o güzelim Öyküler. İstedim ki, her birini ziyaret edeyim, gönüllerini alayım. Ama ne çare, her biri bir başka mahallede. Tükendi dizlerimde derman. Sonunda karar verdim, çıkıp huzuruna Sanal Valimizin, diyeyim…”Ne olur Habib-i Valim , bu işe bir çare, bir ferman”. “Ne olur, topla şunları bir araya, yaşasınlar hepsi bir arada”.

Ama sorunlar Dağ gibi. Her şey de yöneticilerden beklenmez ya… Hele bir imece kuralım, biz de elimizi taşın altına koyalım. Beklerken yeni ‘Sanal Mahalle’mizi, bir köy neyimize yetmez. Sağ olsun, Habib-i Valim yer tahsis etti de dükkanı! açtım. Düşündüm…düşündüm, sonra birlikte düşünmeyi de düşündüm ve karar verdim.

“Ortak olsun” dedim yerimiz, yaşasın İmece’miz. Hani, evsiz-barksız olmaz ya…Eee…Tabii isimsiz de olmaz. Öyle ise, “ ORTAK ÖYKÜ İŞLİĞİ ” olsun geçici ismimiz. Astık tabelamızı ve ilan verdik tüm sakinlerine ‘Sanal Kent’imizin. Kaydına işledik Defter’imizin. Duyan geldi. “Aaah…ne güzel, ben de varım” dedi.

Öyle ya... yazarını, yazarlarını bekleyen öyküler için bayram sabahı gibiydi yeni doğan gün. Onlarca, belki yüzlerce öykü kurtulacaktı beklemekten doğum günlerini. Gün ışığına çıkacak ve onlar da ışıklarını saçacaklardı, okurlarının zihin iklimlerindeki loş labirentlerine.

…………şimdi yine günümüze dönelim;

Ne kadar da heyecanlanmıştım o gün.
Her şeyi birlikte yapacak, kuralları birlikte koyacaktık.
Demokratik bir Açılım ! olacaktı.
Sonra birlikte öyküler yazacaktık.
Cak’tık, Cek’tik.

Bir çoğunuz hatırlar, Nasreddin Hoca’ya atfedilen bir fıkra vardır;

“Adam, yolda giderken bir nal bulur. O kadar sevinir ki, neredeyse zil takıp oynayacak. Karısı şaşırır ve sorar. ‘Ne oldu efendi, bu ne heyecan’? Hoca yanıtlar. ‘Araba hanım, bir arabamız oldu’. Karısı…’Ne arabası efendi, o sadece bir nal’ der. Hoca güler. ‘Olsun, iş kaldı üç nal, bir at, bir de arabaya’….
Nasreddin Hoca ile ne benzerliğim! var bilmiyorum. Ama ben de şimdi gülüyorum o günkü halime. Zira, sağ olsunlar söz verip gelmeyenler ve bir gelip pir gidenler, şimdilerde tek bir bebek sesi dahi duyulmadı “Öykü Doğum hanesi” nde.

Şimdi, diyeceksiniz ki,
‘Hikaye bunlar, hikaye…’

Olsun. Sizin de canınız sağ olsun.






Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hikaye’nin hikayesi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hikaye’nin hikayesi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HİKAYE’nin HİKAYESİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.