Kızsal muhabbetler(25).........
Lahza bile olsam yanında
Ellerinde durur o an zaman
Yıllarımız an(ı)lar da geçse
Lahzalar birikse gözlerin etse
Ahh mümkün mü bunun böylesi?
Ve sen şimdi uzağımda olan
Ellerime değil,kalbime dokunan
Değerini bilmediğim günlerimin sahibi
Ah gittiğim her yolun durağı
Tan vaktim olur musun şimdi benim?
NOT:Leylam yukardan aşağıya ilk harflere bak adlarımız yazıyor!Hemen farkettin di mi?Adlarımız.Seni öyle seviyorum ki bir bilsen inatçı keçim,güzel keçim gel etme konuş artık benimle.
Leyla defalarca okuduğu sayfaya baktı.Bir demet gül ve sarı bir zarfla kapıya bırakılmış zil bi kez çalınmıştı aynı anda telefonuna mesaj gelmişti.
’’Senin için sırf senin ’’
Leyla elinde çay fincanı, içsel sohbete başladı şimdi:
-Salak Leyla salaksın ne diye başladın bu çocukla.Ah Vedat ah napıcam ben senle?Değişiyosun Leyla değişiyosun.Aman değişmeyen ne var sanki.Şebnem bile değişti.Teknoloji düşmanıydı cep telefonuna karşıydı bak nasıl da kullanıyor şimdi.
Leyla kendiyle sohbetteyken zil çaldı tekrar.Gelmekte olan Seda.Leyla kapıyı açarken yüzünde adlandırılamayan bir duygu vardı .Hüzün desen değil,sevinç hiç değil,kederle karışık bişey.
Seda:Ne oldu niye asık yüzün?
Leyla:Bişey yok boşver gel çay var kayın validen sevecek seni.
Seda Leylanın odasına girdiğinde yatağın üzerinde bir demet gül ve sarı zarf gördü.Birçok kadını muutlu eden onu etmemişti.
Seda:Vaay ne güzel güller.
Leyla boş boş güllere bakarken karşı camdan bir çift göz başka bir çift gözü arıyordu.
-Ahhhh Leyla çık şu cama.Offffff offffff zorsun biliyorum ama bu kadar da olmaz ki.
Vedat kocaman kitaplığına bir bakış attı ,kitapları arttıkça mutluluğu artanlardan.Gözlerini kapadı rast gele bir kitaba elini attı.Şansa gelen Murathan Munganın ’’Yaz geçer’’ adlı kitabıydı.Rasgele bir sayfa şuan okuduğu:
’’Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
Takvim tutmazlığını
Aramızda bir düşman gibi duran
Zaman’ı
Daha o gün anlamalıydım
Benim sana erken
Senin bana geç kaldığını’’
Vedatın morali bozuldu çıka çıka bu şiir mi çıkmıştı ne şimdi bu ya dedi kendi kendine.
-Ahhhhh Leyla sen benim olacaksın benim.Ve ben dünyanın en mesut insanı olacağım o hırçın hallerini bile seviyorum.
Ya devrim?
Kendini bir kitaba kaptırmış.Leninin cümlesi hayli ilgisini çekti ,otobüsün arka koltuğuna kurulacaktı ama kurulamadı zira bütün iyi kuruluşlar gibi engellendi.Salak saçma muhabbetli kız güruhu kaptı arkayı.
Lenin:Somuttan soyutun alanına giden düşünce,soyutu canlandırabiliyorsa,gerçeğe karşı gelmez yaklaşır ona.
Devrim tam cümleye yoğunlaşmışken bir ön koltuktaki küçük kızın anne babası ve teyzesinin sohbetine kulak verdi.Aile sohbeti:
Baba:Ne oldu ya?
Anne:Kızın ne dedi duymadın mı?
Teyze:Ya bu kız tam bizim memleketli Kayserili olduğumuz aha bu kızdan belli pazarlık yapıyor Allahla.
Baba:Ne pazarlığı?
Teyze:Allahım beni yanına al ama beğenmezsem geri gelirim.
Otobüste bu sohbeti duyan herkesi bir gülme aldı.
Devrim tam okumaya geri dönecekken telefonuna mesaj geldi.Mesajın sahibi tabi ki Şebnem erkekler aşıkken aldatmazlar dolayısıyla başkası olamaz öyle değil mi?
Mesaj:Bitanem ne yapmaktasın ben film izliyorum Leyla laptopunu bana bıraktı teknolojiyle barışmaya karar verdim.’’Hayat güzeldir’’ diye bir film sen izlemişsindir çok güzel ya sen ne yapmaktasın?
Şebnem bu mesajı çekerken filmde yaşlı adam tam şu cümleyi kuruyordu:
’’Hizmet en büyük sanattır.Tanrı en büyük hizmetkardır.İnsanlara hizmet eder ama onların kölesi değildir.’’
Her şey aslına döner ,başladığı yere.Bİz Leyladan başlamıştık gene Ondayız.
Fonda bir şarkı bu şarkı Leylanın en sevdiği şarkılardan Erol Evgin söylemekte ama neeeeeee söylemekte harika.
Herkes bir şey aldı götürdü benden
Kimi umutlarımı
Kimi inançlarımı
Kimi en güzel duygularımı
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal hep böyle kal
Hep cana yakın
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal
Hep böyle kal
Hep bana yakın
Herkes bir şeyler aldı götürdü benden
Kimi bugünlerimi
Kimi yarınlarımı
Kimi en güzel duygularımı
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal hep böyle kal
Hep cana yakın
Sen başkalarına benzeme sakın
Hep böyle kal
Hep böyle kal
Hep bana yakın
Leylanın içinden geçen cümle şuydu oysa:Vedat hep böyle kalacak mısın hep bana yakın olacak mısın ?
...........