- 658 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Almanyanın Bürokratik Zulmü
Almanyanın Bürokratik Zulmü
Başlık uydumu bilmiyorum ama başka bir tanımlamada bulamadım.
Almanyanın Baden-Württemberg eyaletinde alman vatandaşlığına geçmek isteyen müslümanlara uygulanan “Vatandaşlığa kabul Edilme Sınav”ında sorulan soru ve atılan ithamlar, müslümaları ve türkleri en ağır şekilde aşağılıyor. Bu uygulama şu an sadece Baden-Württemberg eyaltinde yapılıyor ama yakında diğer eyaletlerede sıçraması uzun sürmez. İnşallah birileri buna bir son verir ve bu uygulama kalkar.
Bu otuz sorudan oluşan sınavı, demokrasi, özgürlük ve uyum adına yapılması utanç vericidir. Türkleri, Müslümanları barbar ve terörist diye yaftalayanlar, kendi barbarlık ve ırkçılıklarını “Toplumu Koruma” adı altında gizleyerek, türk ve müslüman düşmanlığını körüklüyorlar. Umuma birlik ve hoşgörü nidaları atanlar, çıkardıkları yasalarla adeta türklerin ve müslümanların kuyularını kazıyorlar.
Elbette içlerinde bizlere düşman olmayan sağduyulu insanlarda var ama ne yazıkki bunlar azınlıkta. Almanya’da malesef gün geçtikce türk ve müslüman düşmalığı artıyor.
Haberlerde işitmişsinizdir, Dresden kentinde mısırlı müslüman bir hanım onsekiz yerinden çocuğunun gözü önünde, hemde Adliye binasında bıçaklanarak katledildi. Yetmiyormuş gibi bir de kocası bıçaklandı. Hâla yetmezmiş gibi ölen kadın bir de hamile çıktı.
Dahasıda var. Polis, olaya engel olmak için maktülün kocasına bir el ateş ediyor. Bu vak’a sadece polisin bir yanılgısındanmı ibaret yoksa artık Almanya’da her Mısırlı, her Müslüman potansiyel birer terörist olarakmı görülüyor?
Bıçaklıyan şahıs, ölen kadının şikayet ettiği bir dazlak. Şikayet gerekcesi, kadına edilen hakaret: “Pis islamcı, terörist, def ol memleketimizden!”
Ve olay duruşma gününde yaşanıyor. Sanık adliyeye bıçak ile nasıl giriyor, onsekiz bıçak darbesi artı kocasını bıçaklaması ve bu zaman zarfında hiç bir polisin olaya müdahale edememesi ise bir muamma...
Biz dönelim Baden-Württemberg eyaletindeki vatandaşlık sınavına. Burada otuz soruyu paylaşmak fazla zamanımızı alacağından, içlerinden bir kaç tanesine göz atalım.
Sınavdaki altıncı soru: “Şu ifade hakkında ne düşünüyorsunuz; bir kadın kocasına itaat etmelidir ve etmediği takdirde kocasından dayak yiyebilir.”
Soru 13: “Hep işitiyoruzki, reşit olan kızların ebeveynleri, kızlarının bir işe girmelerini yada istediği bir erkekle evlenmelerini yasaklıyorlarmış. Sizin görüşünüz nedir? Sizin kızınız başka bir dine mensup birisi ile evlenmek isterse, yada sizin istemediğiniz bir meslek öğrense ne yapardınız?
--Aynı soruyu size sormak lazım, sizin kızınız müslüman bir türk ile evlenmek istese, siz ne yaparsınız?
Soru 19: Kızınız / Kız kardeşiniz eve geldiğinde, size sokakta cinsel tacize uğradığını söylüyor. Bu durumda nasıl hareket edersiniz?
Soru 22: Komşularınızdan birisi yada arkadaş ve yakın çevrenizden birisi terör saldırısı yaptığını veya planladığını öğrendiniz. Nasıl hareket eder, neler yaparsınız?
Soru 23: Onbir eylül saldırılarını biliyorsunuz. Size göre olayın failleri teröristmi yoksa özgürlük savaşcılarımı?
Soru 29: Düşününki, reşit olan oğlunuz size eşcinsel olduğunu ve bir erkekle beraber yaşamak istediğini söylüyor. Bu durumda ne yaparsınız?
Evet, bunlar soruların bir kaçı. Medeniyet diye baktığımız ve özendiğimiz Avrupa ve Almanya böyle. Sadece teknolojide medeni olan bu zihin, fazla söze gerek bırakıyormu bilmiyorum.
Ama kısacası, “eğer İslamdan vazgeçer, çocuklarınız eşcinsel olursa, kapılarımız sizlere sonuna kadar açık” demek istenmiyormu? AB sevdalılarına duyurulur.
Yazıma Cem Karaca’nın 1984 yılında Almayanın Köln kentinde almanca olarak çıkardığı albümünden bir dörtlük ile son vermek istiyorum. Türkce tercümesi şu şekilde:
Gel türk gel, alman birası içelim
İşte o zaman buraya hoşgeldin
Şerefe ile Allahı ayıklayalım
Ve işte biraz daha uyum sağladın.
Saygılarımla
Mehmet Kemal Akbas / Almanya