- 881 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
İNSAN RUH İLE İNSANDIR...
Kendine Değer ver ve onun değerlerini olgunlaştır.
Cünkü Sen Bedeninle Değil, Ruhunla insansın.
İmam-ı Gazali.
Zaman sessiz, vedasız akıp giderken avuçlarımızdan,çaresiz ve suskunca seyrederiz onu giderken ardından...Her an,büyük bedeller ödüyoruz farkında olmadan ömrümüzden. Geçen her saat ve saniyeler...Birbiri ardınca tükenen haftalar...Onu kovalayan aylar...Ve bu kısacık ömrümüze sığdırmak zorunda kaldığımız, tükenmez sanılan o uzun yıllar...
İnsan yalnızca bir dua kadar yaşar...! Çünkü Allah " Deki; Eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz olurdu."ki der...! Furkan 77.
İnsan olmak...
Psikolojim bozuldu..! Deprasyondayım..! Canım sıkılıyor..! Boğulmak üzereyim..! Çıldırasım geliyor..! Aklımı kaybedeceğim..! Ne zaman son bulacak..? Beni hiç anlamıyorsunuz.!" gibi daha onlar,belki yüzleri bulacak ifadeleri toplayabiliriz günlük yaşantımızın içinden.
Hep bir yerlerde biriktirmiş olduğumuz bir özlem, bir öfke,ve içimizi acıtıp,canımızı yakan hasretlerimiz vardır muhakkak.
Ve buna mecburen katlanmak zorunda kalan bir kalp ve ruhumuz.
Peki insan ruhu gerçekten hasta olabilirmi? Veya, bunu tetikleyen sebepler "İman’ı" alt edip, isyana sürükleyebilecek bir boyuta ulaşabilirmi?
İntiharlar, aile içi şiddetler, ve toplum içindeki yoğun çatışmaların ana kaynağı, inacımızın zayıflığındanmı,yoksa mevcut "manik depresif" olarak adlandırılan ruh bozukluğundanmı kaynaklanmaktadır.
Ruh nedir ve bozulurmu ?
Rabbimiz bunu Kur"anda bir kaç Ayet-i Kerime ile şöyle bildiriyor bizlere.
Rabbin meleklere, "Ben, topraktan, şekillenmiş kuru bir balçıktan bir insan yaratacağım. Ona ruhumdan üflediğimde, ona karşı secde edin" demişti. Hicr 28, 29
Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan, sonra onun soyunu bir nutfeden (spermle ovumun birleşmesinden) yaratan, sonra onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah’tır. Secde 7,9
Hz. Adem ile başlayan bu sancılı yolculuk,kıyamet sabahına kadar sürecek bir maratondur insanlar için.
Ruh bedende gezinen bir Nurdur. Yaratılmış bütün insanlarda Allah (cc) nuru tecelli etmiştir. Peki böyle olunca, mü’min ile kafir arasındaki eşitlik nasıl bozulur? Herkes için kurtuluş geçerlimidir? diye bir soru sorulmuş olsa...Buna cevap ne olurdu.
Ey Muhammed! De ki: Kur’an’ı, Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) inananların inançlarını sağlamlaştırmak, Müslümanlara doğru yolu göstermek ve onlara bir müjde olmak üzere hak olarak indirdi. Nahl suresi 102
Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir. Şuara.193,194,195.
Görüldüğü üzre ruh, Allah"ın (cc.) nurundan bir parçadır. Rabbimiz burada yüce Kur"anı işaret ederek, "Kalbine arapça bir dil olarak indirdik" diye buyururken,diğer yandanda bütün insanlığı uyarıyor hz.Cebrail aracılığı ile. İman edecek her kul,muhakkak cennete ulaşacaktır.
Hz.Peygamber (sav) vahyin doğuşunu beklerken, ona (sav) e’ sapık zihniyet karşısında güç verip, onu ayakta tutan irade, onda mevcut bulunan Allah inancıydı yalnızca.
Sık sık mağaraya gider ve yaratılış gayesini tasavvur ederdi. Ruhunu maddeden arındırıp, tevhid ile pak eylerdi. Demek ki Ruh, Nurdur. Onu nara çevirense, yine insanın ta kendisi ve iradesi doğrultusunda çizmiş olduğu hayat çizelgesidir.
İnançsızlık simsiyah bir tahta gibidir. Ruh ise o tahta üzerinde gezinen ince bir kalem.
İnanmak gökteki güneş gibidir, öyleki O’tüm dünyaya neş-e saçan taru taze bir (nev)bahardır.
Rabbimiz; karanlık gece de, kara taş üzerinde yürüyen, kara karıncanın ayak seslerini duyacak kudrette yüce bir varlıktır.
Rabbimiz; bir karıncanın ruhunda, saraylar inşa ettirecek bir akıl ve mantığı inşa etmiş bir mimardır.
Semî sıfatı ile herşeyi işiten, kullarının niyazını kabul eden, ve O’na (cc) bir adım yönelene O", koşarak giden kadim bir dosttur.
Demek ki,hz.Peygamberin yaşadığı çağdaki o vahşet karşısında durabilme gücünün tek sebebi, onun Rabbini bilmesi, ve Rabbininde onu bilmesi ile olmuştur.
Düşünün; öyle bir ruh haliki,yeni doğmuş kız çocuklarını diri diri toprağa gömüp,bundan müthiş zevk duyacak kadar vahşi,aklını kullanmakta bir hayvandan daha aciz ve ondan daha da aşağı ilkel bir yaşam şekliydi hayatları.
İşte bu çağda, Hz.Peygamberin sıkıntıya düştüğü bir çok olayda Allah (cc.) ona,Cebrail vasıtası veya "rüya" ile yol gösterip, üzerinde mevcut olan tüm sıkıntılarını berteraf ediyordu.
Ey Muhammed! Sana ruhtan soruyorlar. De ki: Ruh Rabbimin bildiği bir iştir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir.İsra 85.
63 yıllık ömür hayatı boyunca sürekli olarak Rabbi ile konuştu hep. Bütün işlerini önce "istihare" ile Rabbine danıştı, sonra yakın dostları ile yaptığı "istişare" ile sosyal hayatına aktardı.
insan olupta sıkıntı ve acı çekmemek mümkünmü? Bir kalp taşıyıpta o mekanda duygu barındırmamak mümkünmü? Gözün görüpte, gönlün sevmemesi mümkünmü? Gönlün bilipte göze yaş sızmaması mümkünmü?
Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz! Secde 9.
Sıkıntı duyduğumuz her anımızda sürekli biri ile konuşma arzusu hissederiz insan olarak. Kimimiz bir seccadede derdimizi pay ederiz Allah ile, kimimiz kuytu bir köşede bir dost ile dertleşme ihtiyacı duyarız. Rabbi ile konuşan insan, büyük bir rahatlık ve kolaylık (umut) hissi ile donanır. Her hangi bir insan ile konuşmaksa, o anlık bir rahatlama hissi ile noktalanır sadece.
Muhabbetin lezzeti Allah"ı bilmek,Allah"ı bilmenin neticesi ise, ilacı bulmak. Yani "şifa"ya erişmek anlamı taşır.
Çile çekmek, Allah"a yakın inançlı insanlara manevi bir yücelik kazandırır. Allah’a uzak olup, inancına yabancı olanlarda ise, bu durumun tam tersi olan ve bu gün "Psikolojik hastalık" yani, "ruhi bunalım" olarak adlandırılan hastalık gerçekleşmiş olur. Sonrada, hayatı tümüyle yaşanmaz bir hale getirir insanlar adına.
Yine Kur"anda başka bir örnekle Rabbimiz;Kitap’ta Meryem’i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti.
Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril’i) göndermiştik, o da, düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
Demişti ki: "Gerçekten ben, senden Rahman (olan Allah)a sığınırım. Eğer takva sahibiysen (bana yaklaşma).
Demişti ki: "Ben, yalnızca Rabbinden (gelen) bir elçiyim; sana tertemiz bir erkek çocuk armağan etmek için (buradayım).
Meryem.16,17,18,19...
Hz. Meryem"e bu yüce mertebeyi kazandıran gerçek,ondaki teslimiyet ve tamamıyla Allah inancıydı. Öyleki, hz.Meryem’in bu büyük çilesi, onda derin bir sukut ve tefekkür meydana getirmişti. Meryem, ibadet ile donatılıp,sabır ile süslenmiş, ve Yüce Yaradan onu takva ehli bir insan kılmıştı.
İsa, Allah’ın "Kün" Ol emriyle yarattığı mahlûkudur ki, Onu Meryem’e ilka etti. O da, diğer ruhlar gibi, Allah’tan bir ruhtur. Nisa 171.
Ruh Allah’tan bir parçadır. Kulun iç aleminde varlığının aynasıdır ruh. Bilmek ve anlamak için, Allah ile hem hal olmak esas ve şarttır. Allah’a uzak olan ruh,bedene yabancı bir ateş-i nardır.
Demekki; ruhsal sıkıntıların tek ve ana sebebi,tümüyle insanın Allah ile olan muhabbetinin(yakîn olma) eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Ruh, ibadet ile beslenir. İnsanı takvalık yüceltir. Bunun için insanın, dilini "zikir" ile meşgul etmesi,zamanını "ibadet" ile değerlendirmesi ve "sabrı" bir kalkan olarak bilmesi şarttır.
İbadet derken, bunun asla terkedilmemesi gereken ve Allah (cc) tarafından kesin bir dille emretmiş olduğu farz görev namaz olduğu açıktır.
Yukarıda Ayet-i kerimede bildirildiği gibi,secde Allah’a kulluk, terk ise, ebedi bir kovulmuşluk anlamı taşımaktadır.
Rabbim cümlemizi Allah’ın gurbetine düşmekten korusun.
ve andolsun ki, biz insanı yarattık ve ona nefsinin ne vesvese verdiğini de biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.kaf 16.
Rabbim cümlemizi şeytanın şerrinden muhafaza eyleyip kendine yakın kullarından eylesin...Amin...
----------------------------------------
Ruhunu Kaybeden Cihanı kazansa Ne çıkar…
Victor Hugo.......
Dostça, selam ve dua dileklerimle.
YORUMLAR
Yazınızı okuyupta bir lahza düşünmemek; düşünüpte gerçeği idrak etmemek; idrak edipte amel etmemek, ancak nefislerinin ve hevalarının kölesi olmuşların yoludur...
Şu azgın nefislerimize dur diyen ve bizleri Hakk'a teslim olmaya çalışan bu içli, bu nurlu, bu muhabbet tadındaki gül kokulu, yazınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum...Allah, razı olsun...
Selam ve dua ile...
SEVGİLİ MEHTAP HANIM,
Yazınız mükemmel olmuş.yazınızdan herkesin kendisine çıkaracağı bir çok ders olabilir.çünkü insanların her olay karşısında psikolojisinin bozulması ve bunalımlara girmesinin tek kaynağının mevla dan uzaklaşmak ibadetlerimzin ve dinin temeli namazın tekedilmesininn en büyük nedeni olması ve sizinde yazınızda bunu çok güzel açıklanması mükemmel bir yazının ortaya çıkmasına vesile olmuş.insanlar bilselerki her dertte sıkıntıda kendilerini mevlaya teslim etseler kendilerine her durumda her sıkıntıda mevlayı yar ve yardımcı tutsalar ve hayrın ve şerrin allahtan geldiğini bilsek ,tedbirimizi alıp Mevlaya tevekkül olsak inanıyorumki bu toplumum refah huzurlu mutlu ve sağlıklı bir toplum olacaktır.yüreğinize sağlık.nice yazılarınızda görüşmek dileğiyle.sevgiler,saygılar.