- 1098 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
KOVA VE SU
Yaşam amacımızı bulmadan önce içi boş bir kovaya benzeriz.
İçimizi neyle doldurursak dolduralım hep bir şeylerin eksikliğini hissederiz.Ve hayatta hep bir şeyleri ıskalıyormuş duygusuna kapılırız.
İçi boş kova, bir çok kez, bir çok iş için kullanılır tarafımızdan. İnsan, bir süre işe yaradığını düşünür,eğlenir,mutlu olur ama hala kendini eksik hisseder.
Olması gerekeni kavrayamaz ama vazgeçmez arayışlarından. Çözümün vazgeçmekte değil aramakta olduğunu bilir.
Bir gün suyla buluşur kova. Ve birden kafasında bir şimşek çakar. Hiç yaşamadığı hazları yaşar. Öbür yarısını bulmuştur sanki. Bütün yaptıkları sönük kalmıştır su taşımanın yanında.
Artık ne için yaratıldığını anlamıştır.
Onun yaşam amacı su taşımaktır.
Su ile birleşmektir.
Tamamlanmaktır.
Su ile ilahi aşkı yaşamaktır.
Kova ruhunun ne aradığını biliyordur artık.
Birlik duygusu, ruhunu ve bilincini kilitli kaldığı karanlık odadan kurtarmıştır.
Ancak Tanrı ile birlik bizim ruhumuzun açlığını giderir ve içimizdeki boşluğu doldurur.
O’nunla yaradılıştan itibaren varolan bağımızı bulmak ve güçlendirmek için yaratıldık.
Eğer Tanrı’yı kendimizden uzak tutarsak içimizdeki boşluğu başka şeylerle doldurmaya çalışırız.
Boş yere tükenir ve tüketiriz.
Oysaki biz Tanrı’ya doğru bir adım gidersek, o bize doğru koşacaktır.
Bire on gelecektir.
Yaşam amacımızı bulmak,
Tanrı’yı bilmek,
ilahi aşkın frekanslarından oluşmuş hayal, düşünce ve davranışlarla yaşamak dileğiyle...
...
YORUMLAR
Sevgili Bilge hanım, Hepimiz hayatta var ise bir neden için varız. Ve her birimiz bu hayatın içinde kendimize verilen görevleri yerine getirmek için çabalıyoruz. Bazılarımız bu görevleri layıkı ile yerine getirken, bazılarımız türlü kaçamak ve kaytarmalarla eksik ya da hiç yapmıyor hep bir yanımızı eksik bırakıyoruz.
Acaba diyorum yaşam tek düze de bu tek düzeliği karmakarışık yapan biz insanlar mıyız? Ya da inandığımız şeyleri inkar yoluna giderek mi kendimizi zor duruma sokuyoruz?
Bizi kendimize götüren ve yeniden sorgulatan bir yazı. Teşekkür ediyorum özel paylaşımınız için. Sevgiler yüreğinize
her birimizin hayata gelişinin bir amacı var. yaşıyoruz ama ne için? çoğumuz günü geçiriyoruz. sabah oluyor, kalkıyoruz. akşam oluyor, yatıyoruz. şikayet ediyoruz, hayat ne kadar tek düze. insanın kendisine 3. gözle bakıp, dürüstçe eleştirmesi çok zordur. çok büyük bir olgunluk ve oturmuş kişilik ister. bu yüzden de çoğumuz, yanlışı içimizde, kendimizde değil, dış koşullarda buluruz. başkasını suçlamak, kendimi suçlamaktan çok daha kolaydır. keşke kovanın suyla buluşması gibi kolay olsaydı, iç eşimizi bulmak. boşluğumuzu doldurmak. sorun fazla felsefi düşünmekten mi kaynaklanıyor acaba? belki daha basit düşünebilsek? çözüm ve buluşma basit te gizli olabilir? mı acaba? sevgiler yüreğinize, kaleminize.