- 1346 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Karamanoğlu Mehmet beyden Yılmaz Babaoğlu'na Karaman
KARAMAN OĞLU MEHMET BEYDEN YILMAZ BABAOĞLUNA KARAMAN
Yılmaz Babaoğlu’ nu tanımam. Hayatta bir defa bile konuşmuşluğum yoktur. Hatta daha 3 ay öncesine kadar simini bile duymuşluğum yoktu.Ama O’nun hakkında yazılanları okuduğum zaman, O’nu yakından tanıyan İbrahim Şaşma gibi şair dostlarla sohbet ettiğim zaman Yılmaz Babaoğlu’na olan hayranlığım tarihte bir başka Karaman’lı olan Türkiye’nin Türkleşmesinde ve Türkçe’ nin yaygınlaşmasında büyük rolü olan Karamanoğlu Mehmet beye hayranlığım kadar Yılmaz Babaoğlu’na olan hayranlığım da arttı.
Yılmaz Babaoğlu’na hayranlığım neden arttı ?
Bir insan hiç tanımadığı insana nasıl hayran olur?
Tokat’lı bir yazar , Tokat’ta yaşayan bir yazar, hayatta hiç gitmediği Karaman’da yaşayan bir insana nasıl hayran olur?
Bu soruların cevabı işte bu yazımda gizli.Sabredip sonuna kadar bu yazıyı okuyanlar , Yılmaz Babaoğlu’na neden hayran olduğumu daha iyi anlayacaklar.
Önce Karamanoğlu Mehmet bey kim ? Ona bakalım. Anadolu’da Türkçe’nin yaygınlaşmasında büyük rol oynamasının yanında bilim ve sanat adamlarını çevresinde toplayarak onlara olan sevgi, saygı ve destekleri ile tanınan Karamanoğlu Mehmet bey , Gıyasettin Keykuvas’ı devletin başına getirterek, kendisi de vezir olmuş, daha sonra Selçuklu Devletinin resmi dilinin Türkçe olmasını sağlayarak şu fermanı çıkartmıştı. 13. Mayıs 1277 tarihinde şu fermanı çıkarmıştı : “ Bugünden sonra, divanda, dergahta, bargahta, mecliste, meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır” Bu fermandan sonra Türkçe halk arasında ve Anadolu’da yayılmış, bugün dünya Coğrafyasında en çok konuşulan dil olmuştur. Türkçe ile yazılan romanlar, hikayeler , dünyanın dört bir yanında okunan romanlar olmuştur.1280 yılında ölen Karamanoğlu Mehmet bey ‘den 729 yıl sonra kurulan Karaman’daki Üniversiteye onun ismi verilerek ölümsüzleşmiştir Karamanoğlu Mehmet Bey.
Türkçe’yi seven Türkçe ile şiirler yazılar yazan bir Türk olarak Karamanoğlu Mehmet beye siz olsanız hayran olmaz mısınız ?
Yılmaz Babaoğlu’na olan hayranlığıma gelince ;
Karaman 2003 yılına kadar ÖSS de genel başarı sırasında 42. il olarak yoluna devam etmekte iken, Karaman’da bir öğretmenin eline Mümin Sekman’ın bizleri de okuduğumuz zaman daha çok başarıya motşve eden “ Her şey seninle başlar” kitabı geçer. Bizim gibi kitabı okuyarak çok beğenen öğretmen, yakından tanıdığı Bifa Büsküvileri Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Babaoğlu’na bu kitabı hediye eder. 2.5 tl bedelli olan bu kitabı okuyan 1936 doğumlu Yılmaz Babaoğlu, hemen Milli Eğitim Müdürlüğü ile irtibata geçerek bu kitaptan 25.000 tane alır ve okullarda öğrencilere dağıtır. 2006 yılında ÖSS de genel başarı oranında 28 liğe terfi eden Karaman’lı gençler bu kitapları okuduktan sonra elden ele dolaştırarak 2007 de ÖSS de ülke genelinde 4. olurlar. Sonrasında 2008 de 1.lik, 2009 da da gene 1.liği kimseye kaptırmazlar. Bu yazı gazetede yer aldığı zaman Yılmaz Babaoğlu’nu gerçekten de çok takdir ettim.
Bu hikayeyi aylar boyunca, önüme gelen her insana anlattım.Tokat’ta dershane hocası ne kadar tanıdığım varsa onlara da anlattım. Bazıları bu kitabı duymuş ama okumamışlardı. Ben tavsiye edince alan okuyan, okuduktan sonra da kızına hediye eden, sonrasında da öğrencilerine hediye edenler oldu. Ben de birkaç gence bunu armağan ettim. Halen de bu olayı anlatmakta ve kitabı okuyacağına inandığım gençlere hediye etmekteyim.
Geçtiğimiz 10.11 Ekim.2009 tarihinde Sivas Yazarlar ve Şairler Derneği’nin “ Türkiye Şairlerinin Cumhuriyet Kenti Sultanşehir Sivas Buluşması”nda güler yüzlü, tatlı dilli ve şık giyinmiş ve Karaman’dan gelmiş şair İbrahim Şaşma ile tanışınca hemen bu anılarımı anlattım. Gülümsedi İbrahim Yılmaz Babaoğlu’ndan bahsederken. Çay molasında bana gülerek “ Size kitabımı armağan etmek isterim üstadım” dedi.Çantasından çıkardığı “Hicran Yağar Karaman’a “ kitabını imzalayarak bana armağan etti.Kitapta teşekkür bölümüne bakarken orada da Yılmaz Babaoğlu’nun adını görünce anladım ki, bu kitabında sponsoru Yılmaz Babaoğlu. İbrahim ile sohbetimde sorduğumda tahminimi doğrulayarak Babaoğlu’nun Karaman ile alakalı ne kadar kültür ve sanat faaliyeti varsa o faaliyetlere destek olduğunu anlattı.
Yılmaz Babaoğlu’na bundan dolayı hayranlığım daha da arttı. Araştırdığım zaman, Yılmaz Babaoğlu’nun Karaman’ın kaderini değiştiren , Karamanoğlu Mehmet beyin memleketşnden yetişen gerçek bir Karaman’lı olduğunu anladım.
73 yaşındaki Yılmaz Babaoğlu, Karaman gibi küçük bir kente, Bifa İlköğretim Okulu, Yılmaz Babaoğlu İlköğretim Okulu, Bifa Lisesi, Özel Babaoğlu ilköğretim okulu, Okullara kitaplık oluşturulması, ihtiyaç sahibi gençlere burs temin edilmesi, kültür ve sanat faaliyetlerine destek olunması gibi, cami yapılması gibi faaliyetlerde hep Yılmaz Babaoğl’nun olduğu gördüm. Yılmaz Babaoğlu “Sonsuz mesuliyet duygusu ile çalışmak insana huzur verir” söz O’nun hayat felsefesini anlatmaktaydı. Bu çalışmalarından dolayı tabii ki TBMM, O’na üstün hizmet madalyası vermişti.
İbrahim ŞAŞMA’nın bana armağan ettiği ve kitabına da isim yaptığı “ Hicran Yağar Karaman’a” şiirinde bakın neler anlatmakta.
HİCRAN YAĞAR KARAMAN’A
Bir kurşun göz gördüğümde,
Hicran yağar Karaman’a.
Hasret denen Kördüğüm’de,
Hicran yağar Karaman’a.
Yaz gelende, kış gelende,
Bu dert bana hoş gelende,
Kara tren boş gelende,
Hicran yağar Karaman’a.
Sağnak sağnak azar gelir,
Evim barkım bozar gelir,
Toprak damdan sızar gelir,
Hicran yağar Karaman’a.
Yollar uzun kaldım yaya,
Yana dursun gönül su ya,
Sual olmaz hikmet bu ya,
Hicran yağar Karaman’a.
Yunus çizdi ben yürüdüm.
Canı sevda ile bürüdüm,
Vuslata cismin sürüdüm,
Hicran yağar Karaman’a.
Kokun duysam gül üstünde,
Bir el görsem, el üstünde,
İzin görsem yol üstünde,
Hicran yağar Karaman’a.
Simli bohçam yere sersem,
Anılardan bir dem dersem,
Gökyüzünde kumru görsem,
Hicran yağar Karaman’a.
Mehmet beyin fermanına.
Dilim derdim dermanına,
Canım aşkla harmanına,
Hicran yağar Karaman’a.
İbrahim ŞAŞMA
TOKAT’A YILMAZ BABAOĞLU GİBİ İNSANLAR LAZIM
Tüm bunlara bakınca Tokat’ımız aklıma geldi. Bu ile 1984-1989 yılları arasında gece gündüz 5 yıl hizmet etmiş, gençliğinin en güzel yıllarını 36-41 yaş arasını bu ilin kalkınmasına harcamış olan Recep Yazıcıoğlu, Tokat’ı aşkla şevkle sevmişti. Bu memleketin çocuğu olmamasına rağmen , bu memleketten gittikten sonra da her fırsatta buraya gelen, konferanslarla insanları aydınlatan , hastanelerde , Tokat halkını ziyaret eden Yazıcıoğlu’nu ne yazık ki 20 li yaşlarda olan gençlerimiz tam bilmemekte ya da televizyonda dizilerde, filmlerde bilmekteler. Halbuki o hayatının en genç yıllarını Tokat’ta geçirdi. Tokat dönemini anlatan kitabını yazdığım zaman Tokat’ta da Yılmaz Babaoğlu gibi insanlar olduğunu düşünmüşüm ama bizlere kitaba sponsor olacağını söyleyip de son anda vazgeçenleri görünce gerçek manada hayal kırıklığına uğradım. Kitabımızın basılması gerçekten de gerekliymiş ki, Tokat’tan bulamadığımız sponsoru Çorum’dan bulduk. Çok anlamlı ve ibret verici bir şey. Hizmet ettiği yerden değil de , onu sadece gönülle bağlı , ona katıksız sevgi ile seven Şeref Doğan beyin desteği ile bu kitabı gençlere buluşturacağız. Umut etmekteyim ki, bu kitabımızı okuyanlar 1989 yılında Tokat’tan ayrılan Recep Yazıcıoğlu’nun bıraktığı Tokat ile bugünü kıyaslama imkanı da bulacaklar.Geçmiş başarıları gelecek nesillere anlatmak biz Recep Yazıcıoğlu’ndan destek görmüş, sevgi görmüş insanların amacı olmalı.
YILMAZ BABAOĞLU TOKAT’TA OLSA
Yılmaz Babaoğlu gibi her güzel kültürel faaliyetin destekçisi insanlardan Tokat’ta da olsa zaten bireysel olarak ÖSS de başarılar gösteren Tokat’ta 2006 lı yıllarda olduğu gibi kitlesel olarak (Tokat 2006 yılında 165 Puanı aşan iller sıralamasında Türkiye 3. sü olmuştu) başarıyı yakalar . Zaten zeki olan gençlerimize kitaplar armağan ederek, onları Karaman gibi motive ederek, gençleri geliştirecek kitaplar yazanlara destek vererek bu başarı yakalanabilir.
Vali Recep Yazıcıoğlu Tokat’tan ayrılırken Rahmetli Fethi Günesen’in hasret dolu şu şiiri sanırım Recep Yazıcoğlu’nun Tokat’a ne kadar katkı sağladığını göstermekte.
ÜSTÜN BAŞARI DİLEKLERİMLE
“GÜLE… GÜLE” DİYORUZ
Ömrünün beş yılını Tokat iline verdin.
Başları dileğiyle “güle.. güle” diyoruz.
Sayısız eserleri istifadeye serdin,
Minnet duygularıyla “güle.. güle” diyoruz.
Tokat’ın dağı taşı şahsiyetine hayran.
Bıraktığın eserler doyulmaz birer seyran
İşte geldi de çattı ayrılacağımız an.
Hasret duygularıyla “güle … güle” diyoruz.
Yarım asır kazandık, gayretinle azminle.
Gözlerimiz yaş dolu, kalplerimizi dinle.
Beş yıl su gibi aktı , çalışarak seninle.
Hüsran duygularıyla, “ güle.. güle” diyoruz.
Her gün beş on birimde okul ve lojman açtık.
Bazen ziyafet bulduk, bazılarında “aç” tık.
Yurttaşlara , ilim, irfan, sağlık ve mutluluk saçtık.
Şükran duygularıyla “güle… güle” diyoruz.
Hava alanımıza uçağı da indirdin.
Kalbimizde bir ukte bırakmadın dindirdin.
Hodkam nebakarları , cesaretle sindirdin.
Bu kam duygularıyla “güle.. güle” diyoruz.
Tokat –Yazıcıoğlu, Yazıcıoğlu- Tokat
Bunu inkar edenler, mutlak olmalı sakat.
Kalemim kırılıyor , kalmadı artık takat.
Elhan duygularıyla “güle .. güle” diyoruz.
Fethi Günesen.
Recep Yazıcıoğlu’nun 5 yılını anlattığım kitabı, bir vatandaş olarak yazarak halkımızın istifadesine sundum. Bu kitaba sahip çıkarak genç nesillere anlatırsak, genç nesiller de böyle şahsiyetlerle onları tanıştırdığımız için ilerde bizlere sevgileri artacak buna inanmaktayım.
Recep Yazıcıoğlu’na rahmet , O’nun gibi memleketine hizmet sevdalısı olan Babaoğlu’na, Kitabımıza sponsor olan Şener Doğan beye bu memlekete hizmet yolunda uzun ömürler dilemekteyim.
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.